Mehmet Bey'den Yeni Bir Yazı

Mehmet Beyi hemen herkes tanıdı diye düşünüyorum. Daha önce herhangi bir yazısına denk gelmediyseniz yazının en sonuna diğer yazılarına yönlendiren linkler ekleyeceğim.

Mehmet Bey dün sabah bana bir mail yolladı. Geçen sefer sorulan sorulara, yapılan yorumlara cevap mahiyetinde olan bu yazıyla bence artık onu daha iyi anlayacaksınız. Benim açımdan, bu yazıyı okuduktan sonra bazı boşluklar doldu diyebilirim.

Mehmet Bey'e sözü bırakacağım ama sizler bu yazıdan sonra neler düşünecek, nasıl yorumlar yapacaksınız inanılmaz merak ediyorum. Ben de ilk fırsatta bu yazı hakkında bir değerlendirme yazısı yazacağım.

Sözü Mehmet Bey'e bırakıyorum;

Bu sabah uyanınca nedense başımdan geçen başarısız görücü usülü maceralarım geldi. İçimde de gene sitenize yazma isteği oluştu Nabrut Hanım. Bazen bazı yorumlarda Mehmet Bey’in yazılarından sonra erkekleri daha iyi anladım diyen kişiler oluyor. Bu anlamda şimdi hikayemin tamamını anlatacağım. Böylece somut örneğe döktüğümde bazı şeyleri daha iyi anlayacağınızı sanıyorum. Belki teşhir olabilirim ama gene de anlatmak istiyorum. 

Bu hikayeler yıllar önce ve yakın zamanda başımdan geçmiş olayların kısa bir özeti aslında. Başlamadan önce şunu söylemem gerekiyor. Bu hikayeleri anlattığımda ister istemez içinizde sana söylenen her kişiye gitmişsin sanki gibi bir durum oluşabilir ancak emin olun bu kişilerin aileleri olsun, çevreleri olsun çok ciddi araştırarak gidildi. Hatta ilk gittiğim aileler zaten küçüklüğümden beri tanıdığım kişilerdi. Bunu önbilgi olarak belirtiyim. 
Bu hikayelere gülünebilir. Kendinizi kötü hissetmeyin çünkü ben de düşününce genelde üzülsem de gülüp geçiyorum. 

O zaman başlayalım:

Bundan 6 yıl önce. Üniversite 2. Sınıfta iken sohbetlere gittiğim bir ortamım var. Vaktimi hep böyle çocuklarla ilgilenerek, dini anlamda ve ilmi anlamda kendimi geliştirmeye uğraşarak geçiriyordum. Zamanım okul, çocuklarla ilgilenerek, okuma vs yaparak geçirirken babamlar okuduğum şehire ziyarete geldi. Bu aralarda biz çok yaşlı bir akrabamızı ziyaretten dönerken bana evlenmeyi düşünmek isteyip istemediğimi sormuştu. Hatta bir hanımın ismini bile vermişti. 

Babamın verdiği isim aslında bizim ailecek çok yakın olduğumuz, abisinin benim en yakın arkadaşım olduğu çok sevdiğim bir aile idi. Benim de aklımda olan bir isimdi. Nasıl aklıma düştüğünü ise şöyle anlatayım. Lise yıllarımda bir gün işte en sevdiğim arkadaşımı evlerinden çağırırken kapıyı kardeşi açmıştı. Açtığı vakit abisinin evde olup olmadığını sorduğumda “abim evde değil Mehmet” demişti. Kendi kendime o zaman şöyle sormuştum ya bu kızın ben abisinin arkadaşıyım bu kız bana niye “abi” demiyor sadece adımla hitap ediyor. O an aslında aramızda 1,5-2 yıl fark olduğu aklıma gelmişti. O zamana kadar kardeşimden öte görmediğimi hanıma karşı farklı düşünmeye başlamıştım. 

Neyse aradan yıllar geçmiş. Ben aklımın derinliklerine atmışım, beyin bedava diye. Yıllar sonra babamda aynı kişiyi düşünür müsün diye sorunca mutlu oldum. Ancak olayı geçiştirdim çünkü ben hiçbir işi etraflıca düşünmeden karar vermeyen bir yapıya sahip olduğumdan düşünmeden karar veremezdim. 2-3 ay boyunca düşündüm. Acaba nasıl olur, ne olur. Ben öğrenci halimle nasıl geçinirim, ne yaparım filan diye etraflıca düşündüm. O sıralarda sohbetlere gittiğim zamanlarda nedense hep hocalar da evlilik ile ilgili sohbetler veriyor. İşte gençler erken evlenin, gecikmeyin tarzı sohbetlere denk geliyordum. Evlilik ile ilgili hadisleri duydukça ve özellikle Allah rızası için haramdan sakınmak için evlenenlere Allah’ın yardımı vacip olur mealindeki hadisi duyunca dedim ki ben evlenmek için uğraşacağım.

Annemim memleketin de güzel şirin, bahçeli bir evimiz vardı orada kalıyordum zaten. Ailemin de durumu iyi olduğu için deneyeyim diyip babama açtım meseleyi. Babam en başta biraz nasıl olur diye düşünceye daldı ama sonra bana güvendiğini belirtti. Annemin kabul etmeyeceğini düşünüyordum çünkü askerden sonra evlenirsin diyordu kimi zaman ancak anneme babamla beraber söyleyince o da makul gördü. Tabi hemen karşı aileye söylemek için giriştik.
Bu olayı biraz uzun tuttum ama hani her şeyin temeli bu olayla beraber atıldığı için.... Bundan sonra ki olayları daha kısa özet geçiyorum. 

Hikayeye başlıyorum:

1-İlk kez görücü için irtibata geçerken sağolsun babam ben konuşurum diye dediğim hanımın babasını aradı. Benim küçüklüğümden beri tanıdığım çok sevdiğim bir amca tabi kızın babası. Babam meseleden bahsettiğinde hevesli bir şekilde cevap vermiş hatta bende kendi oğluma (en yakın arkadaşım oluyor) erken evlenmesi için tavsiye ediyorum diye konuşmuş babamla. Kendi kendime mutlu oldum ancak annesi olaya çok karşı çıkmış çok erken demiş. Biz bir hafta bekledik. Reddedecekleri gün ben rüyamda aslında nasıl reddettiklerini dahi gördüm. Daha sonra hanımın babası benim babamı arayıp bu işin olmayacağını söyledi. Kızlarına dahi söylemediler. Bize de abisi arkadaşım olduğu için sakın kimseye bir şey söylemeyin diye tembih ettiler. Şu an hala evlerine misafir giderim ama abisi en yakın arkadaşım olduğu halde hiçbir şey söylemedim. (Gönül sır zindanıdır ama bir kez sırrını söyledin mi artık o sır tutulmaz ve zincir vurulmaz-Sadi-Şirazi)
Bu ilk hikaye aslında daha sonraki hikayelerimin çoğunun özeti gibidir. Babanın kabul etmesi annelerin işi bozması. Aslında burada bunu okuyan hanımlar farkında değil ama annelerine sorsalar emin olun anneleri zamanında haberleri olmadan onların pek çok talibini kızlarına söylemeden elemişlerdir. Şu an hala evlenememiş hanımlar annelerine bir sorsunlar.



2-Bu olaydan sonra bir süre ara verdim ve okulumun son senesi gene uğraşayım diye tekrar ailemin tanıdığı yakın çevremizdeki kişilere sorduk. 2. gittiğim aile gene yakın çevremizden bir aile idi. Bu aileye söylediğimizde babası gene muhtemelen kızına söylemedi. Kızının akademik kariyer yapacağını, yurtdışına çıkacağını filan falan söylemiş. Bir şey demedik.

3-Daha sonra kendimize ya biz heralde çok şartlarımızı zorluyoruz daha mütevazi bir aileye gidelim dedik. Annem o ramazan ben itikafta (Ramazanın son 10 gün camiye kapanma sünneti) iken bizim tanıdığımız imam bir hocanın kızını görmüş pek beğenmiş. Bende kardeşi ile beraber camide beraber olduğum için şöyle düşündüm: kardeşi iyi bir insan kendi de iyidir heralde. Bu sefer ki hanım aslında lise mezunu idi. Üniversite sınavını kazanamamıştı. Bende ya bu aile belki kabul eder diye umut ettim. Tabi gene babaya söyledik, onlarda kızlarına söylemişler. Babası biraz ısrar etse de gene kızdan ve anneden red yedik. 

4-Son sınıfa geçmiş annem sağolsun uğraşırken çok yakınımızdan başka bir ailenin kızını söyledi. Ben bu hanımla ilkokulun bazı sınıflarını beraber okumuştum hatta. Bu sefer artık babam aracı gittiği kapılardan başarısız dönünce paşa babamı görevinden azlettim. Bütün yetki ve idareyi sultan anneme devrettim. Artık evlilik işlerini o üstlendi. Bu hanımın babasıyla irtibata geçmek yerine annem önce ben annesiyle konuşayım hep annelerden dönüyoruz zaten dedi. Annem kızın annesi ile, kızın annesi de kızla görüşmüş. Verilen cevap beni ya demek ki bu nedenle de reddedilecekmişim dedirtti. Annesi kızına sorunca kızı şöyle bir yanıt vermiş “ Ben onu 5. Sınıfta görmüştüm, beğenmemiştim. Evet hani kırk yıl düşünsem ne sebeplerle reddedilebilirim diye bu sonuç hiç aklıma gelmezdi.

5-Daha sonraki görücü usulü olayı sohbete gittiğim ortamda karşılaştığım bir olaydan gerçekleşti. Sohbeti veren hocalardan biri beni ve ailemi çok beğendiğinden hafız olan kızını benimle evlendirmek istiyormuş. Tabi aracılardan birine bunu halletmesi için söz söylemiş. Sevdiğim tanıdığım bir büyüğüm aslında bu durumu çaktırmadan hani evlenmek istiyor musun diye soracak bende istiyorum diyeceğim daha sonra o da şu ailenin bir kızı var diyerek dolaylı yoldan halledecek. Tabi sağolsun fevri biri olduğundan bu olayı ağzından kaçırdı kendisi daha sonra da birden aracılık işinden çekildi (bknz: aracı kazası). Neyse daha sonra daha iyi bir büyüğümüz filan işi söyledi bende olur ancak ben bir ihtimal mezun olduktan sonra doğuda görev yapabilirim deyince babası olmaz öyle şey diyip o işi de bitirdi.

6-Bundan sonraki olay ise annemin aklına gelen bir olaydan ileri geldi. Annem ben küçükken benim ne kadar tatlı ve şirin olduğumu her fırsatta anlatır. Hatta beni çok sevdiğinden gidip bir tane daha çocuk yapmaya karar veren teyzelerden bahseder. Ben de hakikaten küçükken çok tatlı bir çocukmuşum. Hem konuşurken hem de böyle hareket olarak çok şirinlikler yaparmışım(Sonra bozmuşuz). İşte gene böyle olaylardan birinde annem gittiği bir misafirlikte ayy ne güzel çocuk, büyüyünce kızımla evlendireyim diyen bir teyze aklına geldi.  Tabi hemen aradı annem teyzeyi. Esprili bir şekilde küçükken böyle bir şey demiştin filan diyerek konuyu açtı sonra da hani talip olduğumuzu söyledi. Canım annem o zaman söylerken ne kadar zorlandığını, sıkıldığını hatırlıyorum. Neyse teyze de olur bir kızıma söyleyeyim demiş. Tabi karşıdaki, hanım kabul etmedi. İşe girecek, okuyacak, akademik kariyer filan yapacakmış. Ben kimseye okumayın diye de bir şey demiyorum bu arada. Yani kişiler elbet okusun ama eşinin yanında okusa ne olur?

7- Bundan sonraki olay da gene annemin aklına bir aile gelmesi ile oldu. Talip olacağımız hanımın annesinin ne kadar edepli biri olduğunu anlatıyordu annem. Kızları da çok güzel filandı diye ekledi. Bende aileme söyledim. Tabi şaşırmayacağınız üzere üniversite okuması gerekiyormuş. Valla ben şaşırmadım. Kimseye de okuyamazsınız diye bir şey söylemedim hatta okumasını teşvik ederdim.

Bu olay bizim bireysel gittiğimiz son aile idi. Bu aileler hep yakından tanıdığımız ailelerdi. Bundan sonraki bütün taliplerime bir aracı üzerinden gidebildim çünkü birebir tanıdığımız kimse kalmamıştı. Zaten bundan sonra artık reddedildiğim rakamı da kaçırdım.

Üniversiteden mezun oldum. Akademik kariyer düşündüğümden hemen yüksek lisansa başvurdum. Bu süreçte işte aramaya çalışıyordum. Aynı zamanda birkaç aracıya da başvurdum. Aracı olduğumuz kişiler yakın çevremizden olduğundan bize hep ilk talip olduğum kişiyi söylüyorlardı(bknz. 1. Olay) çünkü aileler çok uygun, işte çevre çok uygun ancak bizde hep onlar kabul etmedi diyorduk. 

Gene birkaç aracı olayından sonra benim küçükken de sevdiğim bir akademisyen teyzeye annem söyledi. O hanım teyze de ilk olarak en başta talip olduğumuz kişiyi söyledi. Annem de olmadığını hatta kızlarına bile söylenmediğini belirtti. Kızın kendi öğrencisi olduğunu istersek hani söyleyebiliriz filan dedi. O zaman dedim ki “yok” çünkü annesi zaten ilk talip gittiğimizde aylarca annemle arkadaşlığını kesmişti. Gene böyle bir olaya gerek olmadığını söyledim. Zaten sonradan öğrendim ki okuldan bir arkadaşı ile nişanlanmıştı.

Sonraki aylarda akademisyen teyze etrafına bakmış ama işte artık kızlar evlenmek istemiyor nihai sonucuna ulaşmış. Gene de bir öğrencisine söylemişti. Büyük başörtülü, çok mütedeyyin bir kız. Ailesini de uzaktan tanıyormuşlar. Ben olur dedikten bir süre sonra hemen başka bir teyze daha bu kızı aracıya sormuş. Ben talip olduktan sonra doktor bir çocuk da talip oldu aynı zamanda. Olmazsa bana haber edin demiş. Neyse daha sonra ben hanımı nasıl görürüm diye düşünürken fotoğrafını göremedim ama mezuniyet törenini bulup gördüm. Orada görünce tesettürünü duruşunu çok beğendim. 

Bu süreçte şunu belirtmeliyim. Bir erkek olarak en sevmediğim husus görücü usulünde uzun süre sebepsiz bekletilmek oluyor. Aklınızda acaba ne oldu, ne diyecekler diye hergün düşünmek ve sonunda red cevabı alabilecek olmak çok yoruyor. Biz söyledikten sonra 1,5 ay geçmiş ve karşı taraftan bir haber gelmemişti. Bana çevremden seni bize sordular bizde çok iyi çocuk dedik vs gibi haberler geliyordu. Yani hakkımda iyi şeyler söyleniyordu. 1,5 ay sonra heralde doktor kişinin olduğu taraf dayanamamış olsa gerek ki bize şöyle bir red cümlesi geldi. İşte kızımız bulunduğu şehirden ayrılmak istemiyor, yüksek lisans, projeler falan düşünüyor. Bunu dedikten 2 ay sonra nişanlandı. Demek ki millet bana gelince proje ve akademik kariyer yapası geliyor. Ablam olaydan sonra aynen şöyle dedi “ kardeşim annesi sana dükkanın önünü kapama, çekil demiş, neyse takma kafana, boş ver”.

Böylece mesleğim olana kadar bir daha kimseye talip olmadım. Mesleğim olduktan sonra çevremde sevilen biri olduğum için birden büyüklerim, tanıdıklarım hemen bana aracılık yapabileceklerini söyledi. 

Sağolsun bir büyüğümün aracılığını kabul ettim. Daha sonra konuştuğumuzda bana dediği şu idi çok kişi var ama işinin bulunduğu ilden dolayı aileler kabul etmiyor. Babalar olabilir diyor ama anneler direk reddediyorlar diye belirtti. Kime gitti isem aynı şeyi söyledi diye ekledi. Bu arada kızların haberi bile yok tabi olaylardan  Bir süre daha denedikten sonra bu kanal aracılığı ile olmayacağını anladığım için amcaya çok teşekkür ederek vazgeçtim.

Bir sevdiğim arkadaşıma söylediğim zaman oda eşi üzerinden pek çok aracılıkta bulundu ancak gene bulunduğum il sebebi ile reddetmiş gittikleri kişiler. Bana tavsiyesi şöyle idi. Yaşadığın ili söyleme, kızın gönlünü alırsın sonra söylersin yaşadığın ili diye belirtti. Ben dürüst oynamayı tercih ettiğimi ve doğru olmayacağını yarın öbür gün bunun evlilikte bir sıkıntı olacağını söyledim. Zaten bugün ki halim de dürüst oynadığımdan.

Bulunduğum ilde sağ olsun bana yardım eden kişiler de oldu. Onlardan biri de doktor bir büyüğüm idi. Memleketlerinden bir kızı söyleyerek şöyle demişti. Yani bizim memleket muhafazakar kişiler, kızlarını dışarı vermezler ama bu amca açık görüşlü biri. Diyeceğimiz hanımın ablasını Avusturalya’ya gelin verdiler demişti. Bende sevinmiştim tabi belki şansım olur diye. Tahmin edeceğiniz üzere gene olmadı.

Geçen belli zamandan sonra bir gün yaz vakti otururken çok sevdiğim yaşlı bir amca aradı. Tanıdığım, sevdiğim bir amca idi. Eşi vefat etmiş. Bana dedi ki eşim senin için bu çocuk çok iyi çok farklı bir çocuk derdi. Onun hatrı için eğer izin verirsen ben sana aracı olmak istiyorum dedi. Bende kabul ettim. Daha sonra 4-5 aileye gittiğini, kızların hep okumak istiyor, senin yaşlarında kimse yok. Kime gittiysem aile olarak kabul etmiyor diye belirtti. Bende alışkın olduğum için Allah razı olsun diyerek teşekkür ettim. Zaten tez, o, bu şu vaktim az olduğu için onlara yoğunlaşayım dedim. 
İşte benim 6 yılımın macerası da böyle. Buraya yazdıklarım genellikle duygularımla ilgili idi. Bunlar ise yaşadığım gerçek olaylar. Bazen burada okurken kişiler anı yaşa gibi, başka işlerle uğraş diyorlar. Zaten ben vaktimi çok farklı işlerle geçiren biriyim. İşimin yoğunluğu dışında yaptığım tonla aktivite var.

Anı yaşamaya gelirsek evet anı yaşamayı da tercih edebilirdim. Geçenlerde gelen sinemaya gidelim mi diyen güzel kızla sinemaya gidebilirdim. Bana markette “ne tatlı şeysin sen öyle” diyen kızla anı yaşayabilirdim. Mailime mesaj atıp seni unutamıyorum, ilk gördüğümde âşık oldum diyen kızlarla (evet kız değil, kızlar) anı yaşayabilirdim. Bahanemde hazırdı. Hayırlı, edebli yolu seçtim. Sonuçta ne kazandım?  Hem bunları buraya yazmama gerek kalmazdı. Şu an mutlu bir şekilde dışarıda sinemada, kafede el ele tutuşur, sohbet eder, gönül eğlendirirken bunları düşünmem de gerekmezdi. 

Keşke eskiler gibi içime atıp hiç söylemesem, deryaları yutsam ama gıcıkm çıkmasa ama derdimi hem anlatmak hem benim gibi kişilerin anlaşılmasını istiyorum. Ayağım kaymasın diye kendime hatırlatmak istiyorum. Sabretmekte zorlanıyorum.

İlk evliliğe karar verirken nereden evlilik fikri aklıma doğduğundan bahsetmiştim. Şu an farkediyorum ki ben çok salak bir çocukmuşum. Fikir ve düşünce olarak bu kadar saf düşündüğüm ve çevremde hayırlı bir şey olacağını düşündüğüm için. Sadece hırslı olanların kazandığı bir dünyada iyi niyetli olanların da bir şansı olabilir diye düşünmüşüm. Denediğim için üzgün değilim. Benim üzerime düşen görev buydu ama umduğum için üzgünüm. 
İlk yazımı yazdığımda altında şöyle bir yorum vardı. Beyefendi muhafazakar olduğu için gezip eğlenmeyi değil erken yaşta evlenmeyi tercih etmiş ancak çağ olarak çok çok yanlış. 

Eğlenilecek kızlarla gezip eğlense idim, daha sonra iyi bir iş sahibi olup, yıllar sonra evim, arabam, vs. olduktan sonra eğlenilecek kızları kenara atıp evlenilecek bir kızla evlenseydim evet toplum ve çağın nezdinde daha doğru olanı yapmış olurdum. Yukarıda ki başarısız görücü görüşmelerini de yaşamamış, bu kadar gönlümde kırılmamış olurdu. Çevremde kimle konuşsam dini anlamda çok hassas bireylerde bile geçmişte bir sevgili olayı yaşamış. Bende bir kızın bile elini tutmadım. İlk kez elini tutacağım kız eşim olacak diye salak gibi seviniyorum.

Evet benim hikayem böyle Nabrut hanım. Gene de ümütli miyim diye sorarsanız evet ümitliyim çünkü Allah’tan ümit kesilmez. Ümitsizlik Müslümana haram zaten. Bu yaşadıklarımın hepsinin de bir hikmeti olduğunu düşünüyorum. Sadece istiyorum ki ben ve benim gibi olan kişiler anlaşılsın. 


Yazarın Diğer Yazıları
Evde kalmış bir erkek
Evde kalmış erkekten cevap var

Evde kalmış erkekten bir cevap daha. 
Evde kalmış bir erkekten yeni bir mail

Yorum Gönder

84 Yorumlar

  1. Ilk düşündüğünüz de yaşınız kaçtı merak ettim. Fazlaca erken miydi acaba...
    Zira gittiğiniz kişilerin çoğu okumayı seçmiş.
    Ve dikkatimi çeken diğer husus. Siz sadece teklif olayında kalmışsınız hep . Görüşme bile hiç olmamış. Yani insanlar cidden evlilik düşünmeyen kişilermiş. Neden mi.. ablamda hiç gitmez istemediği için.
    Gerçi siz kızların haberi bile olmadı demissiniz ama belki vardır.
    Hakkınızda hayırlısı olsun Inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum ^^

      Sil
    2. 19 yaşında idim o zamanlar. Oldukça erken bir yaştı bizim toplumumuz için. Ne yazık ki benim için erken değildi. Problemde benim bazı şeyleri erken kavramamdı. Şimdi 6 sene sonra hala belki o zamanlar daha bilinçli olduğumu düşünüyorum ama bunu bizim kültürümüzde anlatabileceğimi düşünmüyorum.

      Haberi olan kızlar oldu. Haberi olmayanlar oldu. Görüştüğüm de oldu. Zaten önceki yazılarda geçiyor.

      Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
    3. Gecenin bu saatinde inşallah nasibini bulmuştur duaları ediyorum sizin için son durum nedir?

      Sil
  2. Evet, Mehmet Bey dediğinde haklı. Annem üniversite dönemimde gelen tüm taliblerimi bana sormadan hepsini reddetti. Mezun oldum. Evlenme niyetinde görüştüğüm kişiyi annem: "beni uğraştırma, il dışına gidip el ile uğraşamam dedi". Annem işittiğim o sözler zoruma gitti. Üvey evlatmıyım dedim, acaba. Bu yüzden biriyle görüşmeye çekiniyorum. Ailem evlenmemle ilgilenmiyor zira. Beterin beteri var. Buna rağmen ben de ümidimi kesmiyorum. Deneyimlerimden yola çıkarsam, insan doğru zamanda yapması gerekeni yapmazsa kaderinde yazılanı elinin tersiyle kendi itiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olması gereken o değil mi ama? Üni döneminde 18-19 yaşlarındasın.Okulun bitmemiş, yaşın küçük. Evlilik için doğru bir zaman değil ki sana söyleyip kafanı karıştırsınlar. Emin ol kaderin olsaydı o kişilerden biri, şimdi yine gelirlerdi ve evlenirdin mutlaka.

      Sil
    2. Okul dönemimde evlilik, nişan vs. olmaması beni çokta üzmedi zaten. Okul bittiği halde bizimkilerin tavrı aynı kaldı. Buna üzülüyordum aslında. Sadece evlilik değil her konuda elimden geleni yapıp kendi haline bırakmaya karar verdim. Dünyalık hiçbir şey için üzülmeye değmez

      Sil
  3. Rabia Özdemir10 Eyl 2018 14:08:00

    O kadar güzel yazmışsınız ki severek okuyorum yazılarınızı ellerinize yüreğinize sağlık bende 25 yaşında 2 yıldır üniversiteden mezunum dediğiniz gibi aileler gelen görücüleri kızlarına danışmadan hemen geri çeviriyor yeni farkettiğim bi durum oldu okuyor adı altında bende bu zamana kadar hep haram gözüyle baktım bu anı yaşama olaylarına o yüzden hiç kimseyle çıkmadım.Sırf "Temiz kadınlar temiz erkeklere,kötü kadınlar kötü erkeklere yakışır"ayeti için ben böyle düşünüyorum inşallah Rabbim eşimle imtihan etmez çünkü gerçekten ben böyleysem eşimde öyle olmalı velhasılı kelam Rabbim hayırlı eş nasip etsin bende bekar biri olarak bolca dua ediyorum Mehmet Bey tekrardan düşüncelerinizi kaleme aldığınız için teşekkür ederim burdanda yazılarınızı paylaşan Nabrut Hanıma teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum ^^

      Kendi adıma da...

      Sil
    2. Rica ederim. Bende düşüncelerimi okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim.

      Sil
  4. İnşallah Mehmet Beyin bir sonraki yazısı "Mutlu Son" ile tamamlanır.
    1. Mehmet bey öncelikle biliniz ki yalnız değilsiniz sizden çok var.
    2. Görücü usulüne sizinkinin 10 katından beş eksiği civarı maruz kalmış biri olarak söylüyorum, karşı tarafı reddetmek kolay iş değil. Bu nedenle kullanılan en büyük bahanelerden biri de "bizim kız okuyacak"tır. Bizim de bu bahaneyi çokça kullanmışlıgımız vardır. 😊
    3. Bence sorun ne sizde ne de sizi reddeden ailelerde. Sorun görücü usulü denilen sistemde.
    4. Hz. Hatice'nin Allah'ın resûlünü beğenip onunla evlenmek istediğini bir aracı ile bildirmesidir İslami görücü usulüne örnek. En son evleneceklerin haberinin ve onayının alındığı bir sistem değildir. Birbirini tanımayıp gönül bağı kurmayan insanlar birbirlerini reddederken de çok büyük üzüntü duymayacaklardır. Bu çok normal bir durum.
    5. Keşke aracıları aradan çıkarabilsek. Daha İslami ve daha insani yollardan eşimizi tanıyabilsek.
    6. Bu kez seviyorsanız gidip kendiniz konuşun Mehmet bey, emin olun muvafak olacaksınız. Yalnız ilk reddediliste de arkanızı dönüp gitmeyin. Kapının açılmasını istiyorsanız acılana kadar çalmanız gerekir. Selametle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^

      Sil
    2. Şunları belirtmem gerekiyor ki görücü sistemi doğru ve bilinçli yapılırsa bence oldukça güzel ancak genellikle aracı olan kişiler akıllı ve soğukkanlı kişiler olması gerekirken tam aksi bireyler aracılığa atıldığı için ağzı yanan çok kişi var.

      Hz. Hatice (r.a.) kıssası gibi, Hz. Zeyneb (r.a.), Hz. Hafsa (r.a.), Hz. Aişe (r.a.) ve diğer annelerimizin de Peygamberimiz(s.a.s.) nasıl evlendiği de bilmek gerek zannımca.

      Son olarak bana teklif getiren kızların hiçbiri böyle bir aracı ile gelmedi. Eğer gelse idi görüşmeyi kabul ederdim.

      Yorumunuz için tekrardan teşekkür ederim.

      Sil
  5. Mehmet Bey in gönderilerini ilk andan itibaren takip ediyorum. Kendisi ilim irfan sahibi , dindar bir zat. Başarısız birkaç durum yaşamış olabilir herkes yaşayabilir. Mehmet Bey in adayları hep tesettürlü ( yanlış anlaşılmasın tesettür karşıtı değilim ) . Başı açık biri ile bir evlilik yapamazmı o kadar çok tanıdığım var ki başı açık ama gerçekten güzel ahlak sahibi , usul erkan bilen , saygılı ve hatta namazında niyazında . Olamaz mı ? Bu yazıyı okuyacağından eminim cevabını da merak ediyorum Mehmet Bey in Allah gönlüne göre versin rabbim utandırmasın diyerek yazıyı sonlandırıyorum.
    Not. Güzel ahlak sahibi derken huyu suyu , almış olduğu aile terbiyesi,görgüsü ... açıklama gereği duydum bir yerlere çekilmesin diye

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^
      Mehmet Bey sorularınıza cevap mahiyetinde bir yazı yazacaktır mutlaka :)

      Sil
    2. Hiç kimseyle asla evlenmem gibi bir iddia da bulunmam. Büyük konuşmaktan da sakınıyorum ancak benim için dini hassasiyet önemli. Tesettürü olmayan biri çok ahlaklı olabilir. Hatta belki de başı açık biri ile başı kapalı biriyle daha mutlu bile olabilirim ancak benim için dini hassasiyet önemli. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in tavsiyesi de bu şekilde.

      Şunu belirtmeliyim ki namaz kılmak sadece namaz kılmak demek değil aslında çok şey demek. Ben dikkat ederim. Günümü Allah'a vakfetmeye gayret ederim demek aynı zamanda. Bunun yanında daha pek çok şey de. Tesettür de sadece tesettür değil. Daha fazlası aslında...

      Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir. Açık kızlara da hiç bir kötü zannım yok bunu da belirtmeliyim.

      Teşekkür ederim tekrardan yazıma yorum yaptığınız için.

      Sil
  6. Şimdiye kadar olan yazılarında hiç bu kadar umutsuzluk hissetmemiştim 🙁 Müslüman olarak bilinen bir ülkede gerçekten bilinçli bir insan olarak inandığın şekilde yaşayamamak gerçekten de acı. Bu yazıdan da anladığım şey si zamanlarda ki düşüncelerimi doğrular vaziyette.

    YanıtlaSil
  7. Yazıyı okuyunca gözlerim doldu.

    YanıtlaSil
  8. Geçen yazısı için teşekkür etmiştim Mehmet beye bazı şeyleri daha iyi anlamamızı sağladığı için. Şimdi tekrar teşekkür ediyorum yorumlarımızı önemseyip hislerini, deneyimlerini paylaştığı için. Umarım yakın bir zamanda evlilik hikayeleri yazı dizisinde sevgili eşi ile ortak kaleme aldığı bir yazı görürüz. Sende Flaş haber diye girersin Nabrut abla :)
    Ve sana da yine yine yine teşekkür etmek istiyorum evimizin daimi üyesi olup birde yanında güzel misafirler getirdiğin için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^
      ve güzel sözlerin için kendi adıma da... bi tanesin :*

      Sil
  9. Açıkçası Mehmet bey gibi düşünen ve dikkat eden erkeklerin varlığı bana ütopik geliyor Allah sayılarını artırsın. Biraz annelere yüklenmiş ama bi evladı annesinden daha iyi kimse tanıyamaz belki kendisinden belki yaşadığı yerden çekiniyorlardı ,şefkatleri baskın çıkarak böyle bir karar alıyorlardı kim bilir(tabi aşırı korumacı tutumlar da olabilir ) . Bu konu çok çetrefilli ,her olay kişi ve duruma göre değerlendirilmeli genelleme yapılmamalı bence .Keşke üzücü şeylerle karşılaşmasaydı ama aklımıza takılan şey bize sınav oluyor işte bir konuda ne kadar çok dua edip endişe duyduysam onun benden uzaklaştığını fark ederim hep durum Mehmet Bey için de geçerlidir belki . İnşaallah varsa nasibinde ki saliha eşi ile Rabbim yollarını buluştursun .ismen de dua ederim .Allah kulunu daraltır ama bunaltmaz ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnış anlaşılmasın annelere yüklenmedim. Anneler bizim için çok kıymetli. Bir insanın üstündeki en büyük hak annesinindir Resulullah (s.a.s.) belirttiği üzere. Sadece şöyle bir şey var ki anneler duygusal davranarak belki kızlarının gelecekleri için iyi olabilecek kararları görmezden gelebiliyor. Bunu belirtmek istemiştim.

      Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  10. Kimi doğru erkeği arar kimide doğru kadını ne tuaf.

    YanıtlaSil
  11. Görücü usulü evlenmiş biri olarak merak ediyorum neden illa görücü usulü evlenmek istiyor? Anlattığına göre ona aşık olan kızlar var. Yani içlerinden birini beğenip oturup ciddi anlamda konuşup evlenebilir dimi?? Tabiki yine dönüp dolaşıp diyeceğimiz şey nasip kısmet. Tez zamanda hayırlı bir evlilik yapması dileğiyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorularınızın cevabını yazarımız verecektir mutlaka.
      Yazar adına teşekkür ediyorum ^^

      Sil
  12. Sena Tanrıverdi11 Eyl 2018 01:20:00

    Öncelikle Mehmet Bey'in tüm yazılarını okudum bu yazsını da sıkılmadan sonuna kadar geldim kendisinden özür dileyerek ortalara kadar çok güldüm ne azim varmış kendisinde maşallah. Ben burada mantık evliliği arandığını düşünüyorum şayet bu evliliklerin biri olduğunda arada aşk ve sevgiden ziyade şartlerın belirli olduğu daha sonradan pürüzler veye anlaşmazlık çıkacağı bir evlilik olmasını yüksek ihtimal olarak görüyorum. Aradığı huzurlu mutlu aile ortamı olamayacaktı. Ayrıca belkide sinemaya gidelim diye teklif ettiği kişiye bir şans verse belki onunla olacaktı. Bence büyük konuşup görücü usulü evliliğe şartlandırmış beyefendi kendisini. Eğer karşımda beğendiğim efendiliğine güvendiğim biri olsa ilk adımı ben atar ve onu daha çok tanımak isterdim. Bu beni eğlenilecek kadın yapmaz. Burada büyük hataya düşüyor. Bende sevgililik dönemlerinde sınırları aşılmaması taraftarıyım bir kadın olarak o sınırı çizeceğimi düşünüyorum açık bir insan olarak bana da evlilik öncesi el ele tutuşmak bile fazla geliyor ama birine gerçekten aşık olursam onu biraz tanımak isterim kafede çay içmek sinemaya gitmek kötü şeyler değil gayet adaplı ve üsturuplu olunabilir. Zaten seviyorsam şahsım adına arayı uzatmam direkt evlenirim. Şimdi Mehmet Bey'in eğlenecek kızlar diye kestirip attığı hiç tanımadığı kızlardan biridir belki nasibinde olan. Bana bu son cümleleri çok keskin geldi. Kadın olarak hoşta bulmadım. Aşkın ve sevginin olmadığı bir evlilik nasıl sağlam ve uzun ömürlü olabilir Siz evlilikten ziyade görücü usulü evliliğe kafayı takmışsınız. Çevrenizde olan ve size ilgisini belli eden hanımlara da bir şans verin derim. Bir bardak çay da onlarla içersiniz. Ama çok kuralcı bir insan gibi duruyorsunuz Allah gönlünüze göre versin. Bundan sonra müjdeli bir maille sizden haber almak daha keyifli olur. Son olarak bir önceki mailinizin altına size dua eden arkadaşa katılıp bende tez vakitte evlenip 8 çocuğun olur inşallah kardeş diyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^

      Ama şunu da eklemek istiyorum. Artık görücü usulü annelerimiz devrindeki gibi işlemiyor, sinemaya da gidiliyor, kafede çaylar da içiliyor yemekler de yeniliyor. Sadece tüm bunlardan ve süreçten ailelerin izni ve haberi oluyor.

      Sil
    2. Her evlilikte belli bir mantık ve belli bir sevgi düzeyi vardır. Bütün evliliklerde böyledir. Ben ikisinin de olması gerektiğini düşünüyorum. Çok sevmek her şeye yetmiyor. Sadece mantık olan bir ilişki de evlilik gibi olmuyor. Sevgi gibi, mantıken gerekli olan kültürel uyum da gereklidir. Arabanızı çok sevebilirsiniz ama yakıt olmadan onu ne kadar kullanabilirsiniz. Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir. İşte bana teklif getiren kişilerle de uyumlu olduğumu düşünmüyordum.

      Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  13. Artık diyecek söz kalmadı bende ...Hayırlı biri çıkar tez vakitte inşallah karşısına mehmet bey'in 😌

    YanıtlaSil
  14. Öncelikle Mehmet Bey bu hayırlı davanızda Rabbim size yardımcı olsun.Gelen ret cevaplarına yorumun muhtemelen talip olduğunuz hanımların bekledikleri birileri vardı.Şuan durum bu malesef erkekler evlenmek istedikleri annelerine söylüyor fakat anneler kız bulamıyor.kızların hep bekledikleri var.Annelerin uzağa yollamama durumuysa tamamen annelik içgüdüsü.Şöyle anlatayım daha 20 yaşındayım ne zaman evlilik muhabbeti geçse uzağa giden komşu vs tanıdıklarımızı anlatır.Mesela komşumuz hasta olur hemen bana laf gelir bak kadın hasta oldu da kızı gelemedi hemen ,ya ölseydi kızını göremeden.
    ve bir komşumuz daha bu komşumuzun da köyde evleri var ve burdan bile bana laf gelir bak kadın evde üzülüyor onca yumurta süt hiçbirini torunu çocuğu yiyemiyormuş.Evet anne için canından can olan kızını uzağa vermesi çok zor.Ama şöyle de bir durum var eğer kızı yakınındayken mutlu olamayacaksa uzak diye istemediği talibi daha hayırlıysa üzülen yine anne olmayacak mı? Biraz uzun oldu ama şunu yazmadan da edemeyeceğim evlilik için aman çok uzak denilen yerler nedense atama vs okul durumunda hemen yakınlaşıveriyor.Anlayamıyorum gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^

      Sil
    2. Hayat öyle bir şey ki 2 sokak ötesinde oturduğunuz babanız bile belki gene sizi görmeden ölebilir.

      Dediğiniz öbür duruma da kattılıyorum. Atanma durumunda aileler evlatlarını gönderebiliyor ancak evlenme durumunda değil. Bu duruma çok şahidim.

      Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  15. Selamlar.. Artık her okuyucu Mehmet Bey 'i tanıdı yazıyı görünce merak edip okudum hemen. Bir yerden sonra sayamadım bu kadar talihsizlik ancak bu kadar olur dedim ve anladım henüz zamansızmış Mehmet Mey in evlilik istediği dönemler yani henüz kaderde evlilik zamanı değilmiş bayanların sürekli bir engel durumu yaratması bu yüzden. 4. Talipten sonra durup beklemesi daha iyi olacakmış ve bu talip olduğu bayanların bir ortak özelliği var anladığım kadarıyla hiçbiri ile yüzyüze görüşememiş ben mesela bir arkadaşımla bile uzun süre mesajlaşmıyorum yüz yüze konuşmak bambaşkadır çünkü ki o zaman bir sorun oldu mu neden olduğunu anlıyorum. Mehmet Bey bu yazdığıma anne ve babalar engel oldu diyecek biliyorum ama kendisinin kızlarla yüz yüze konuşma imkanı yaratması lazım numara veya sosyal medyayı kullanarak ulaşması gerek bence ,ne kadar da biri talip olsa bayanlar erkeğin kendisi ile kendi çabası ile konuşmasını bekler ki erkeğin mi ailenin seçtiğini anlamak ister keza hangi bayan erkeğin sadece annesi seçti diye bir adamla evlenmek ister ki? Bu sadece yöntemdir görücü konusu gerisini bayanlar erkeğin durumuna göre değerlendirir.
    Ben böyle anladım kızlar görmedikleri kişiyi hemen raddetmesi bundan diye düşünüyorum bu devirde sadece birinin aracılığı güzel değil. Eski dönemlerde bile erkek önceden kendisini kıza gösterir çabalar sonrasında görücü için ailesini yollar. Bir de şunu merak ettim Mehmet Bey kaç yaşındasınız? Sizi her beğenen bayan veya beğendiğini söyleyen bayanlara da eğlenilecek gözle bakmamamız gerek bir erkek nasıl ki bir bayanı beğendiğini söyleyebilirse bir bayanda bir erkeği beğendiğini söylemesi anı yaşamak değildir. Evliliğe giden yolda bayanın attığı bir adımdır . Neyin ne olacağını kimse bilemez çünkü her şey bu sözle başlayabilir yani o bayanın ilk adımı atmasıyla. Peygamber edendimizin ilk eşi Hz. Hatice peygamber efendimizi (s.a.v) görmüş biri aracılığı ile ona evlenmek istediğini iletmiştir. Keza sizin gibi düşünseydi peygamberimiz o evlilik olmazdı. Yazım çok uzun oldu biliyorum ama bu kadar uzun bir dönemde gelişen bu yazıyı okuyunca dayanamayıp yazdım😊 yalnız bu yazdıklarım eleştirmek için değil farklı bir bakış açısından da bakmanız içindir. Nabrut a teşekkür ediyorum . Böyle güzel noktalara değiniyor ve Nabrut senin yorumunu da bir yazınla yazmanı bekiliyorum 😊😊 ve ne düşündüğünü merak ediyorum. Sen de bu görücü konusunda güzel şeyler söylersin. Mehmet bey in bu yazısından sonra ne düşündün? Samimi bir şekilde kendisini anlatmış ve kader olmayınca bir insanın beklemesi gerektiğini bize anlatmış olması aslında... Sevgiyle kal😊😊😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^

      Ben tam olarak Mehmet Bey'e cevap gibi yazmayacağım ama kafamda var bir şeyler. Olgunlşaınca yazıcam :D

      Sil
  16. Ben üzüldüm abinin durumuna ya. Ama abi sen de çok erken başlamışsın aramaya. Düşününce hiç bir kız istemez daha okuyan eli ekmek tutmayan bir beyi. Ufff hikayenin “tesettürünün duruşunu çok beğenmiştim” kısmında, aha dedim görüştüler herhalde. Yine hüsran. Filmin sonunu çok merak ettim ama. Yaz yine okuyalım. Canını da sıkma. Dediğin gibi Allahtan Ümit kesilmez. Bir dahaki yazında gol oldu diye başlamanı Ümit ediyorum bende. Sağlıkla ve ümitle kal!

    YanıtlaSil
  17. Çok özür diliyorum. Yazınızın 3/1 inden sonrasını okumadım okuyamadım ilk yazınızda da sonrakinde de aynı şeyi düşünmüştüm hala aynı şeyi düşünüyorum. Siz detaycı ve kontrol konusunda takıntılı bir insansanız, hayat konusundan bu kadar kontrol takıntılı, hesap- kitap yapan bir insanın inanabilmesi bile mucize bence. Hayatınız boyunca hiç "Mevlâ görelim neyler.Neylerse güzel eyler." diye düşündünüz mü? Bu blog a yazıyorsunuz ki buranın %90 okuyusu kadın; size "haklısınız, evet çok doğrusunuz denmesini" bekliyorsunuz. Diyorsunuz ki kadınlar da böyle erkekler olduğunu görsün, erkekleri anlasın. Erkekleri anlamadığımızı nereden çıkardınız ki? Bizim erkekleri ya da sizi anlamamız için bunları okumamıza, bu kadar detaylı bir şekilde zihninde neler geçtiğini bilmemize gerek yok. Bir insanın çözmemiz için bir hareketi yeter.Sonuç olarak takıntılı, kendini beğenmiş ve mükemmeliyetçi bir insansınız ki böyle bir insanla yaşamak çok zor. Biliyorum bu çok acımasızca bir yorum ama artık öğrenmeniz gerekiyordu dışarıdan aynen böyle gözüküyorsunuz.

    YanıtlaSil
  18. Hiç bu açıdan bakmamıştım olaylara, erkeklerin ne hissettiği hakkında fikir edinmiş oldum.Teşekkür ederim bu samimane yazısı için Mehmet Bey'e. Umarım tez zamanda hayırlı bi kısmetle karşılaşıp evlenebilir.

    YanıtlaSil
  19. Mehmet beyi çok iyi anlıyorum bir hanım olarak desem belki linç edielbilirim ama gerçekten anlıyorum. Bahsettiği olayların hepsini ama hepsini yaşayan candan öte bir kardeşim var. Kendisi edebinden ödüm vermedi hiç ama hangi kıza gittiyse hepsi okuyacak kariyer yapacak falan filan oldu. Tek fark kızların da haberi oluyordu ama olmadı işte yine de... Bazılarında ben aracı oldum mesela; hatta senelerdir tanıdığımı edebine ahlakina sonsuz guvendigimi dile getirdiğim halde olmadı işte...

    Beyfendi kaç yaşindadır bilemem. Ama diyeceğim şu ki; onunla bununla gezip tozup sonra da biriyle evlilik kurmak yerine edebinizden ve İslâm ahlakindan ödün vermediğiniz için tebrik ediyorum. Bir ömür evlenmeyebilirsiniz belki bilemem lâkin flört batağına 1 seferlige mahsus (ki oyle bişey yok takildin mi 10-20-30 olur) batmak yerine, edebinizle bekar kalın daha iyi

    YanıtlaSil
  20. Öncelikle Merhaba nabrut tum yazılarını ilgiyle takip eden ve hergun muhakkak yeni yazı var mi diye bir bakinan takipçin olarak sana teşekkür ediyorum guzel niyetin ve yazıların için.
    Bir Mesnevi sohbetinde anlatan hoca demişti ki Allah cc kisi bir tercih yaptığında yani bir yol ayrımında Allahı tercih ettiğinde yıllar sonra bile olsa o tercihinde hala duruyor mu diye yani samimi mi diye sınanır. Belki Mehmet beyin de samimiyeti sinaniyordur bu evrede. Allah yardımcısı olsun. Hayırlı kapılar açılsın inşallah hepimize :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımsın çok teşekkür ediyorum ben de güzel yorumun için.
      Yazar adına da teşekkür ediyorum ^^

      Sil
    2. Yorumunuz için teşekkür ederim. Sohbette bahsedilen şey hoşuma gitti.

      Sil
  21. Çok güldüm djsjdj

    YanıtlaSil
  22. "Görücü olarak cevap beklemek zor" demiş yazının bir yerlerinde, bu işin kadını erkeği yok onu eklemek istedim ben de. Ben bir bayan olarak sonrasında hiç cevap alamadığım görüşmelerim oldu. Ne olumlu ne olumsuz, hiç. Veya yüzyüze görüştükten sonra şahsen değil aracıyla verilen cevaplar. Bu arada ben de bazı arkadaşlar gibi düşünüyorum, çevresinde ona ilgisini belli eden kızları ciddi olarak değerlendirmeli bence. Erkekler maalesef bu konuda çok geriden geliyorlar. Hayatımda teklif götürme hatasını bir kere yaptım ve tövbeliyim desem yeridir:) Anladım ki bizim erkeklerimiz kendisinden 15 yaş büyük Hz. Hatice'nin teklifini değerlendiren Rasulullah'ın örenekliğinden çok uzak. Kusura bakmasın ama Mehmet bey de bu gruba dahil maalesef. Çevresindeki kızlar değerlendirmeye dahi almayacağı kadar olumsuzdur, anlarım. Ama kesinlikle görücü usulünü biraz kırıp kendisini çevreye açması gerekiyor bence. Allah hayırlı eşler nasip etsin inşallah isteyen herkese ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^
      Ama şunu da eklemek istiyorum senden "görücü usulünü biraz kırıp kendisini çevreye açması gerekiyor bence" diye bir yorum beklemezdim :D

      Sil
    2. Edebli bir kız, aracı ile uygun bir teklif getirse idi bunu reddedeceğimi zannetmiyorum ancak ilk gördüğümden beri unutamıyorum tarzı maile yazı gelince doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.

      Yorumunız için teşekkür ederim.

      Sil
    3. İşte tecrübeler insanı çok farklı noktalara getirebiliyor nabrut:) Görücü usulünü kırıp derken, bu işin illa aile veya arkadaş vasıtasıyla olması gerekmiyor'u kastetmiştim. Yoksa korunması gereken ölçüler anlamında söylemedim asla. Biz bayan olarak girişimde bulunma konusunda daha pasifiz ama erkekler öyle değil ve olmamalı bence. Yani okul/iş vs hangi çevrenin içindeyse orada olabilitesi olan bayanları değerlendirebilir.

      Sil
    4. Mehmet bey, dediğiniz şekilde geldiyse tabi yanlış olmuş. Ama şunu söyleyeyim, çok çok düzgün bir arkadaşım beğendiği bir beye internet üzerinden ulaşıp ilgisini belli etmişti. Başka ulaşma yolu yoktu. Bu mevzular herkese de açılmıyor. Bu örnek için söylemiyorum ama siz yine direkt olumsuz düşünmeyin böyle durumlarla ilgili. Allah gönlünüze göre, mutlu olacağınız, göz aydınlığı bir eş nasip etsin, amin.

      Sil
  23. Tesekkur ederiz yine bir yazı gönderdıgı ve icini döktügü icin.Bence Mehmet beyin kaçırdı iki nokta var. 1.Görücü usulu deyince illaki en başta aracı ortamı oluşturmaya çalısması.Harama kapı aralamadıktan sonra kendi begendiği birini yada ona gelen tekliflerden icine sineni seçebilir ve sonrasında kararını aracı yoluyla belirtebilir ama o hep tersini yapmıs, bir de boyle denesin;) 2. ise anneleri ve tekliflerin iletilmediğinden bahsetmis ki haklı oldugu tarafları var. Ama kendimden biliyorum: 27 yasinda hayat standartları iyi olan biri olarak evlilik düsünmedigim icin bu yaşıma kadar hic flört yada evlilik görüsmesi vb. girmedim, girmiyorum. Kulluğuma ve egitimime odaklanmıs durumdayım.Kendi yağımda kavruluyorum. Gelen talipler icin kimsenin hakkına girmek istemiyorum.Düsünce olmayınca kimmis neymis vb diye bakmıyorum ve ailemde durumu bu sekilde iletiyor karsı tarafa.Alimlerin dedigi gibi evliligin yaşı değil zamanı vardır. Belki talip olduğunuz hanımlar bu sekilde evlilik zamanı gelmeyen hanımlardı, siz aramaya ve duaya devam edin. Ahir zamanda genc olmak günümüzün cihadı, Rabbim hic birimizin ayağının kaymasına izin vermesin.Insallah bir sonraki yazınız kavuştuğunuz kısmetiniz ve mutluluk haberiniz olur.

    YanıtlaSil
  24. Tesekkur ederiz yine bir yazı gönderdıgı ve icini döktügü icin.Bence Mehmet beyin kaçırdı iki nokta var. 1.Görücü usulu deyince illaki en başta aracı ortamı oluşturmaya çalısması.Harama kapı aralamadıktan sonra kendi begendiği birini yada ona gelen tekliflerden icine sineni seçebilir ve sonrasında kararını aracı yoluyla belirtebilir ama o hep tersini yapmıs, bir de boyle denesin;) 2. ise anneleri ve tekliflerin iletilmediğinden bahsetmis ki haklı oldugu tarafları var. Ama kendimden biliyorum: 27 yasinda hayat standartları iyi olan biri olarak evlilik düsünmedigim icin bu yaşıma kadar hic flört yada evlilik görüsmesi vb. girmedim, girmiyorum. Kulluğuma ve egitimime odaklanmıs durumdayım.Kendi yağımda kavruluyorum. Gelen talipler icin kimsenin hakkına girmek istemiyorum.Düsünce olmayınca kimmis neymis vb diye bakmıyorum ve ailemde durumu bu sekilde iletiyor karsı tarafa.Alimlerin dedigi gibi evliligin yaşı değil zamanı vardır. Belki talip olduğunuz hanımlar bu sekilde evlilik zamanı gelmeyen hanımlardı, siz aramaya ve duaya devam edin. Ahir zamanda genc olmak günümüzün cihadı, Rabbim hic birimizin ayağının kaymasına izin vermesin.Insallah bir sonraki yazınız kavuştuğunuz kısmetiniz ve mutluluk haberiniz olur.

    YanıtlaSil
  25. Valla ben bu beyefendiye kendimden çok üzülüyorum ama gördüm ki kendisinin de dediği gibi bu ülkede islami ölçüde kalarak aracı eşliğinde evlilik yapmak zormuş. İllaki bi görüşeceksin illaki sen bulacaksın konuşacaksın yüz yüze beğendiğin biriyle. Ve katılıyorum gerçekten de artık erkekler en az 30 yaşına kadar geziyor tozuyorlar kızlarla sonra da birini bulamadım evde kaldım vs laflarına düşüyorlar ya da gerçekten çoğu zaman onlar evleniyorlar en iyisiyle .Bu hale geldik. Beyefendi de belki yöntem mi degistirmeli bilemedim .Kendi beğendiği biriyle ya da onu beğenen biriyle görüşse birebir belki olacak bilemeyiz ki. Onu beğenen kişileri evlenilecek kız olarak görmüyor bile bunu anladım. Ön yargı iyi değil :) Anı yaşa demek ayrıca git illa da biriyle sevgili ol vs .demek değil ki . Akışına bırak demek aslında. Olursa olur olmazsa da hayırlısı budur. Bir şeyi çok isteyince onunla sınanıyoruz. Ben de çok istedim evlenmek hem de beyefendi gibi görücü usulü olsun istedim çok kafaya taktım ama artık takmıyorum akışına bıraktım. Dedim ki ya bu kadar isteyip evlendikten sonra başıma bir şey gelirse ? Bunu düşünüyorum artık ciddi ciddi . O yüzden akışına bıraktım. Hayırlı eş nasip etsin Allah herkese

    YanıtlaSil
  26. Merhaba, başlığı görünce merak ettim ve okumaya başladım. Benzer imtihanları, hayatın farklı üsluplarıyla yaşamışız Mehmet Bey ile. Hoş, ben daha bir tanesinin etkisini atamadım üzerimden; kendisi epey zorlanmış olmalı. Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer vardır derler ya, Allah bize nasip edeceği hayrın içindeki şerri de hayra çevirip nasip etsin. Naçizane kendisinin görüşlerine katılıyorum; ama bir yerde halis niyeti ve iyiliği yüzünden kaybettiğini düşünmesine üzüldüm. Evet, art arda gelen negatif durumlar bazen bizi yıldırabilir; fakat hakikatin tekliği yıldığımız yerden bize tekrar kuvvet vermeli ve o hakikate duyduğumuz inanca zerre miktar halel getirmemeli.

    Biz hanımlar elbette hayal kurup gerçek olmasını diliyoruz. Benim de hayallerim -başkalarına bağlı hayaller!- var; ama yaşadıkça başkalarına karşı olan beklentilerimi minimuma indirmeyi öğrendim. İmtihanlar öğretti daha doğrusu. Mesela ben de ısrar ile gelen tarafa, en azından görüşeyim, o kadar değer verip düşünmüşler, direk reddetmek saygısızlık olabilir, gönül kırmaktan imtina ederek olumlu yanıt verdim. Gelin görün ki karşı taraf, akademik kariyer düşündüğümü bilmiyormuş ve şuan yüksek lisans yapıyor olmam evlilik gibi meselelere yeterince adapte olabilmemi engelleyebilirmiş. Gönül kırmamak için gittiğim görüşmeden ağlayarak döndüm. Çok üzüldüm; fakat şimdi Mehmet Bey'in yazdıklarını okuyunca elhamdülillah ki gönül kıran taraf olmamışım diyorum. Niyetiniz ne kadar halis olursa olsun, sonuç beklenenden çok farklı olabiliyor. O nedenle çok basit şeylerde bile neticenin hayırlı olmasını diliyorum; çünkü gerçekten iyi veya kötü ayrımını yapamıyorum bazen. Zaten bir şey nasip olmayacaksa bir şekilde olmuyor. Olanda bir hayır, olmayanda bin hayır arayalım inşaAllah.

    Mehmet Bey, yazdıklarınızı siz yaşadınız. En iyi siz biliyorsunuz, elbette geriye dönüp fark edeceğiniz, değiştirmek isteyeceğiniz şeyler olabilir kendinizde; fakat siz hakikatten vazgeçmeyin lütfen. Tabi ince eğirip sık dokuyacağız, iki cihanda da yanımızda olmasını isteyeceğimiz yoldaşımızı seçiyoruz ve bunu yaparken tabi ki rıza-i İlahiyi gözeteceğiz çağın gerekleri ne olursa olsun. İnsanın bu zamanda gönlünü Allah rızası için birine emanet edebilmesi kolay bir şey değil. Umarım Allah en kısa zamanda sırattan ince sevda köprüsünden geçebileceğiniz bir hanımı karşınıza çıkarır.

    Bu arada Nabrut Hanım, birçok konuda farklı pencerelerden bakmamızı sağlıyorsunuz. Teşekkür ediyorum kendi adıma. Allah gönlünüzdeki her şeyi sizin için hayırlı kılsın ve ellerinizi bırakmasın. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^
      ve kendi adıma da... Amin cümlemizi inşallah

      Sil
  27. Sanırım takdiri Allaha bırakma zamanınız gelmiş.Zira doğumun,ölumün ve evliliğin saati değişmiyor.Duaya devam.Bir arkadaşım çok evlenmek istiyordu bir türlü kısmet olmadı.Şimdi ondan 7 yaş küçük kardeşi evleniyor.Sanırım çok fazla dile getirincede imtihanimız oluyor.Ne diyim Allah herkesi hayırlı insanlarla karşılaştırsın..

    YanıtlaSil
  28. Mehmet kardeş, yazdıklarını Nabrut Hanım sayesinde okudum. Merak edip eski yazılarını da buldum. E kardeş sen akademisyenmişin. Benim çok değer verdiğim bir hocam vardı, mezun olan çok hanım bir öğrencisi ile evlenmişti. Acaba böyle bir şey olamaz mı? Yani artık derdinin dermanını, nasibini eş-dost vasıtası ile değil de direk kendin mi davet etsen tanımak için. Ben de eşimi 4 yıl boyunca gizli gizli sevdim. Helal dairede olsun, flört olmasın temeli salih olsun diye gıkımı çıkarmadım. Mezuniyete iki gün kala gittim görüştüm arkadaşıyla haber gönderdim. İlk başta kabul etmedi tekrar gittim. Daha sonra tanımayı kabul etti, ailelerin izni dahilinde olması gerekenler oldu. Ben de sanalı sevmediğimden eşimle mesajlaşma dönemlerimiz dahi fazla olmadı. Doğru metod sadece eşte dostta değil bence. Hem sen de bu süreçte o kadar gözlem yapmışsındır, yaşadıklarından sonra insan sarrafı bile olmuşsundur. Hiç mi yok yahu etrafında, okulda, başka bölümlerde? Hem diğer kabul etmeyenleri de anlamadım cidden, ya Allah bir şeylerden koruyor ya da senin başka açıdan bakma vaktin gelmiş. Çünkü dediğin gibi insanlar sana methiyeler düzüyorsa,ay ne tatlı şeysin sen falan diyorsa, senin tabirinle "Avusturalyalıya" -Bunu da ilk kez duydum ha, Nijerya'yı bile duydum ama Avustralya'yı duymamıştım hiç- benzetiyorsa illa ki birisi beğenip de görüşmeye veya ikinci görüşmeye niye gelmedi çözemedim. Bende bir problem var sanırım. İnternetten tanışmak isteyen hanımı da reddetmişsin kibarca, bunu da anlamadım kardeş. Madem sanal ortama güvenmiyorsun neden buradaki insanların görüşlerini merak ettin de için blog ile paylaştın? Ya görüşler de yalansa ne olacak? Yanlış anlama haddim değil bir başkasını yargılamak, ilk okudum çok üzüldüm karşı taraftaki adaylara ve aday adaylarına çok kızdım fakat daha sonra başka açıdan bakınca benim de aklıma bu sorular geldi.

    Her neyse kardeş, umarım iki tarafın da taşın altına elini koyacağı ve sevgi dolu bir yuvan olur.

    Nabrut Hanım, bu orjinal fikir için teşekkürler. Bizim hanım bloğunuzun hastası. Artık Türk dizisi izleyemiyoruz resmen. Bir ara hanımla evlilik hikayemizi paylaşırız inşallah. Size o tuzlu kahveyi bana kıyamadığından nasıl içtiğini anlatayım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^
      Yaa ne hoş. Eşinize çok selam söyleyin. Hikayenizi dört gözle bekliyorum.

      Sil
    2. Talip gittiğimiz ailelerin kızlarının çoğu beni görmüyor zaten. Önce bulunduğum durum söyleniyor ondan resmimi çok az kişi görmüştür gittiğimiz ailelerden. Bende kendim gösteremiyorum. Bir amca da aracı olurken öyle demişti. Ben resmini vermiyorum önce şartlarını söylüyorum sonra kabul ederlerse resmini göstereceğim demişti. Zira sadece elime yüzüme kanıpta birinin normalde kabul etmeyeceği şartları kabul etmesini bende istemem.

      Görüştüğüm kişilerle de 2. defa da görüştüm bir kısmı ile ama sonra belli şartlardan (ki bazılarını burada anlattım.) dolayı olmadı.


      Avusturalya tabiri bana ait değil. Esnaf söyledi. Karşımdaki hanımda evet benziyorsunuz dedi olayı anlatırken.

      Sanal ortamda yapılan yorumlar farklı, sanal ortamdan hayatım boyunca eşim olacak kişiyi seçmek çok farklı bir olay.

      Evlenmek tek başına amacım değil. Hayırlı bir evlilik yapmak amaç. Öbür türlüsü olsa idi buraya yazmıyordum zaten çoktan evlenmiştim belki de.

      Sorularınıza yanıt olmuştur inşallah. Yorumunuz için teşekkürler.

      Sil
  29. Olmuyorsa şu ana kadar vakti gelmemiştir ya da olmaması daha hayırlıdır Mehmet bey kendini anlatırken dini yaşamaya çalışan iş güç sahibi iyi huylu yüzüne bakılacak kişiolarak tanımlıyor yani neredeyse kusursuz belki de sizin kusurunuz da budur hayatta herşey dört dörtlük gitmez bu da sizin sınavınız demek ki bence kendinizi şartlandırmayın evliliği neden istediğinizi bir irdeleyin belki de bilinç altınızda evlilik istemiyorsunuz bu kadar çok kişiye talip olmanız gerçekten aşırı istekten mi geliyor yoksa bu konu da bir ün yaparak içten içe evlenmek istemiyor olabilir misiniz birde gerçekleşmiş bir evlilikle sınanmak hiç olmamış bir evlilikten çok daha zor olabilir Allah iki türlüde sınananlardan etmesin inşallah Ayrıca siz kaç kişiyle yüz yüze görüştünüz ailelerin sizi reddetmelerini bence bir kenara koyun Ve akışına bırakın

    YanıtlaSil
  30. Hak verdigim az konu hak vermediğim çok konu var mehmet beyin yazısında.. uzun uzun cevap yazılır buna ama iste usengecim .

    YanıtlaSil
  31. Öncelikle Mehmet bey sabrın sonu selamettir, Allah en hayırlı zamanda bizler için hayırlı eşi karşınıza/karşımıza çıkartsın.
    Ama anneler kızlarına söylemeden reddediyor diye sitem etmişsiniz. Anneler kızlarını iyi tanırlar, istemediklerini bildikleri için yapıyorlar. Benim annemde yapmıştır bizzat sonradan söylediğini biliyorum yada bana haber edip olmaz dediğimizi. Ama karşıdaki kişinin olumsuzluklarından olmuyor her zaman. Evet bende okuyorum, okulum bitmeden, mesleğimi elime almadan evlilik düşünmüyorum.
    Birde artık evlilik yaşı arttı, insanlar erken evlenmek istemiyor.
    Unutmadan o kızların aklında da biri olabilir, bu ihtimali de düşünün.
    Ne dersek diyelim nasip, kısmet.

    YanıtlaSil
  32. Selamun aleyküm.

    Mehmet kardeşim, seni çok iyi anlıyorum. Hanımlar, meseleye kendi zaviyelerinden baktıkları için seni anlayamadıkları noktalar var. Mesela erken yaşta, henüz üniversite zamanında evlenme kararı almış olman bir müslüman olarak çok isabetli bir karar. Her erkek erken evlenecek diye bir kaide yok fakat her erkek, kendini bilmeli ve evlenmeye niyet etme vaktini kendi durumuna göre belirlemeli. Erkeklerin fıtratını bilemeyen hanımların buna şaşırıp siz de çok acele etmişsiniz falan demeleri normal çünkü meseleye kendi zaviyelerinden bakıyorlar. Erkekleri, fizyolojik ve psikolojik olarak kendileri gibi sandıkları için çoğu konuda yanılıyorlar.

    Haramın bu kadar yayıldığı ve normalleştiği bir çağda, evliliğin bu kadar zor hale getirilmesi ve müslümanların da çoğunlukla bu yolda olmaları meselenin özünü oluşturuyor. Evlilik bu kadar zor olmamalıydı halbuki. Ben de senin gibi şehir meselesinden muzdaribim. Daha sonra öğrendiğim kadarıyla, benden habersiz konunun açıldığı hanımlar, yaşadığım şehri öğrenince olmaz diyerek kestirip atmışlar. Bu işler nasip işleri amenna fakat burada çok acı bir gerçek var ki: insanlar, evliliği aşırı derecede zorlaştırdılar. Evlilik, neredeyse hayatın tek gayesi, gerçekleşince asla geri dönüşü olmayacak bir şey olarak görülüyor. Hz. Peygamber (sav) ve sahâbe dönemindeki uygulamaları örnek alanlar bir elin parmağını geçmiyor maalesef.

    Tesettürüne dikkat eden, makyajdan uzak duran ve dini meselelerde hassas birini aradığım için kriterlerin çok katı, herkesi eliyorsun diye eleştiriliyorum ne diyebilirim :) Makyaj yapan, tesettürü tam olmayan ya da dini meselelerde gerektiği kadar hassas olmayanları kötülemiyorum, hepsini aynı kefeye de koymuyorum kesinlikle fakat olması gereken en temel kriterlerimiz bile anormal isteklermiş gibi karşılanıyor. Ne diyeyim hakkımızda hayırlısı. Normalde bloglara vs kesinlikle yorum yapmam, uğraşmam fakat seni çok iyi anladığımı belirtmek istedim. Allah, seni anlayacak hayırlı, saliha birini çıkarsın karşına. https://nasilevdekaldim.wordpress.com/ sitesindeki arkadaşı tanımıyorum ama bize dair benzer meselelerden bahsediyor. Oraya da bir bak derim :)

    YanıtlaSil
  33. Yazar adına teşekkür ediyorum ^^

    YanıtlaSil
  34. Mehmet Bey, Allah hayırlı birisiyle karşılaştırsın, inşallah (cümle evladıyla birlikte.) Sizi çok iyi anlıyorum (sadece işiniz yokken arayışa girmeniz hariç,kimse işi olmayan birine kızını vermek istemez) Aynı sorunu biz de abim için yaşıyoruz. Abim de sizin istediğiniz gibi kız istiyor, tek farkı çalışmayan da istiyor. Ama bizim çevremiz pek yok. Akrabalar bizi görmezden gelmeye alıştığı için (babadan yetim olmanın bedeli) kimse abime kız bakmıyor. Benim bildiğim kızlar da maalesef abimden ya çok küçükler ya da ondan daha okumuş ve çalışan kızlar. (Evet işsiz kız isteyerek bana göre safdilik yapıyor ya neyse) İş çevremiz ise hem zıt görüşte kişilerden oluşmakta (maalesef bazısı inancını yaşayana düşman olacak kadar uçtalar) hem de umuruna getiren pek kimse yok. Abime göre 25 yaş daha yolun başı. Bana göre eğer görücü usulü yetersiz kalıyorsa, bazı kişilerin önerdiği gibi kendiniz de aramalı ve gerektiği yerde ilk adımı siz atmalısınız. Abim azıcık sakin biri olsa ona da bunu önerirdim ama evde kaldığına zihnen çok inanmış durumda bu yüzden bu konuda hiç konuşturmuyor

    YanıtlaSil
  35. Mehmet Bey, size naçizane bir kaç öneride bulunmak istiyorum. İlk olarak İstanbul, Ankara, İzmir vs gibi batıda metropol şehirlerde büyümüş hanımların doğuya gelmek istememesine hak veriyorum. Kendim onaylamıyorum lakin empati yaparsanız -ki yaptığınızı düşünüyorum- anlıyorum onları.Çünkü doğuyu da batıyı da az çok biliyoruz arada maalesef imkan ve şartlar açısından uçurumlar var.Özellikle sizin yaşınıza hitab eden hanım kızlarımızın çoğu el bebek gül bebek büyütülmüş. Öyle büyütülmeyenler de maalesef etrafındakilere özeniyor ve kendini bulunmaz hint kumaşı zannetmeye başlıyor. Size bu noktada tavsiyem daha mütevazi ailelere yönelin. İlla İstanbul Ankara veyahut aile çevrenizden olacak diye bir kaide yok. Bu şekilde emin olun çok zor süreçlerden geçersiniz.Diyeceksiniz ki aile denkliği , kültür farkı bizi zora sokar. Bunu da anlıyorum ama inanın bu tür durumlar her iki ailenin de anlayışına bağlı. Eğer uyumlu, anlayışlı , ne istediğini bilen bir aileye denk gelirseniz ne siz zorlanırsınız ne de karşı taraf zorlanır. Kendi çevrenize , bulunduğunuz ile bakının. Veyahut sizinle edebli bir şekilde tanışmak isteyen hanımlar varsa onlara bir şans verin. Görücü usulü yöntem olarak tektir ama hangi tekniği kullanacağınız size kalmış. Siz kendinizi , ne istediğinizi bilen birisiniz.İslami sınırlarda sizinle tanışmak isteyenler varsa şansınızı deneyin. Ki bu işler nasip. Nabrut un son yazısında dediği gibi her nasip vaktine esirdir. Biraz akışına bırakın. Rabbim zamanı gelince inşallah hayırlı eşler nasip eder hepimize.

    YanıtlaSil
  36. Mehmet biraderim evlilik konusunda görüşlerimiz çok benzer ben 29 yaşındayım sadece 1 kere bir hanımla görüştüm.Tavsiye olarak kabul eder misin bilmem ama bence şartlarınla birlikte fotoğrafını da ilet.Cemalinin hatrına şartlarını kabul ederler belki , insanlar hiç görmediği birine karşı çok katı kriterler öne sürebilir ama fotoğrafını görse ya da seninle yüzyüze görüşse belki de o fikirleri değişecek ya da zaten o fikirlerin zaten olmazsa olmaz olmadığının , asıl önemli meselelerinin başka şeyler olduğunun farkına varacaklar.

    YanıtlaSil
  37. Açıkçası MehmetBey'in doğuda bir ilde akademisyen olmasından mütevellit öypli mi diye düşündüm açıkçası..bunun ne olduğu akademik camiadakiler bilir. her görüşmeyi okurken bu da mı gol değil, hayır ya şeklinde aklımdan çok geçirdim..
    inşalllah sizin için hayırlı mutlu bir son olur

    YanıtlaSil
  38. Mehmet Beyin yazılarına denk geldim ve peş peşe okudum. Evliliğe bakış açısına hayran kaldım. Düşündüğüm ama dillendiremediğim şeyleri açık yüreklilikle söylemiş. Keşke zamanını iyi değerlendirip sizin gibi kendimi geliştirebilen biri olabilseydim dedim.
    Ben de herkesin gözünde evde kalmış baba tarafında tek bekar kız olarak 28in sonlarında artık evlilik olabileceğine inanıp birine görüşebileceğimizi söyledim aracıyla. Kısa bir süre konuşmanın ardından görüşmek için görev yaptığım doğu şehrine geldi arkadaş. İyiydi, hoştu vakit geçirdik. Kendimizi anlattık. Sonra gidince bir sessizlik oluştu. Aklımdan bir sürü şey geçti. Beğenmemiş olabilirdi en basiti. Ben durumdan rahatsız olduğumu anlatıp bana net olmasını isteyince "Orası çok uzak" dedi. Biz 'Memleket' diye geldiğimiz şehirde bin bir zorluğa rağmen hizmet yapmaya çalışırken onlar 'Uzak' diyorlardı. O an sanki yaşadığım yeri öyle uzağa fırlattılar ki bir daha hiç memleketime dönemeyecekmişim gibi hissettim. Koca dünyada yapayalnız kalmışım gibi. Herkesin ben uzağım diye benden kopacağını düşündüm. Halbuki burada 1.5 sene daha görev yapacaktım.Kendimi toparlamam günlerimi hatta aylarımı aldı. Ben yıllardır kimseyle 'sevgili' denen muhabbete girmeyip nasibimin ilkim olmasını isterken böyle bir şeyle karşılaşacağımı düşünmedim. Olmayabilirdi. Bunda problem yok ama açık açık mesafelerin bana da yük olduğunu sevdiklerimle aramdaki farkın beni artık yorduğunu söylerken düşüncesizce bahane olarak buradan vurması beni değersiz hissettirdi. Bu da benim görücü denemem. Son olacağını düşündüm hep. Bir daha kimse bu şekilde karşıma çıkmaz çıksa da kabul edemem kimseyi diye düşündüm. Öyle de oldu şimdiye kadar. Rabbim hepimiz için hayır versin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorumunu yazı olarak paylaşmamı ister misin? Değişik düşünceler olacaktır, sana iyi gelir belki.

      Sil