Görücü Usulü Buluşmalarda Erkek Tarafı Ne Düşünüyor?

Mehmet Bey ne yapıyor diye soranlar oluyordu. Bize yeni bir mail yollamış. Hesap ödeme konusunda bir şerh de ben yazacağım ama sözü şimdilik Mehmet Beye bırakıyorum;

Ara not: Daha önce denk gelmediyseniz Mehmet Bey kimdir bilmiyorsanız, en son kısma yazarın tüm yazılarının linkini ekledim.

Nabrut Hanım;

Uzun bir ara oldu. Aradan 3 ay geçti. 3 ayda da başımdan pek çok olay geçti. Medeni durum hususunda ise gene aynıyım. Yarın doktora için hazırlamam gereken 3 tane sunumum var artı kongre sekreterya işleri ancak tabiatımdan ötürü sanırım bu yazıyı yazmam gerekli diye düşünüyorum. 

İlk yazımda anlatmıştım ya bir işi yaparken başka hiçbir iş yapılmayacak düşüncesine karşıyım diye. İşte ben hayatta da buna karşı olduğumu fiilen gösteriyorum genelde. Bu siteye 2. yazımı yazdıktan 1 hafta sonra tezimi hocama teslim etmiştim. 3. Yazımı yazarken babam kalp krizi geçirmişti ve hastane de iyileşme sürecinde yanında refakat ederken o yazıyı yazıyordum. Babam da oğlum maşallah makale mi yazıyorsun demişti: D Canım babam bu yazıları hep yazarken benim akademik şeyler yazdığımı düşünüyor: D. Diğer yazılarımı yazarken de hep aynı durumlar geçerli idi. Sanırım stres altında iken daha iyi yazıyorum.

Gene bir yazı ile karşınızdayım. Başta şunu belirtmek istiyorum yazılarımı beğenip tekrar yaz diyen kişiler oluyor. Yazılarımı beğenmeyen kişilerde oluyor haliyle. Okumama hakları her zaman var. Bende beğenmemelerine hak verebiliyorum. Yine de kendimi ifade etmem gerektiğini hissediyorum. Okumak istemeyen kişiler okumayabilir. Dedikleri hiçbir eleştiriye alınganlık yapmıyorum. Fikirlerine de saygı duyuyorum.

Şunu da belirtmek istiyorum. Yazılarımda ben çok iyiyim karşı taraf kaka veya pis gibi bir zihniyette hiçbir zaman olmadım. Yazılarda bahsettiğim karşı tarafları hiçbir zaman bireysel olarak eleştirmemeye çalıştım. Ben sadece genel toplumsal zihniyetimizi ele aldım. Bu yazımda da aslında buna dikkat ederek yazdığımı karşı tarafları hiçbir zaman kötü görmediğimi, eleştirmediğimi veya kınamadığımı belirtmek istiyorum. Sadece nasip değilmiş. Kendi hakkımda bazı şeyler anlattım. Anlattığım şeylerde ki niyetim hiçbir zaman kendimi övmek değildi. Kendimi tanımlarken aşırıya kaçtım belki. Buda yanlış anlaşılmaya sebep oldu.

Son bir hususa değinip yazıma geleceğim. Yazdıklarım tam niyetimle anlaşılmıyor veya yanlış anlaşılıyor sanıyorum. Geçen yazımda görüşemediğim bireyleri anlatmıştım. Yazı sadece onunla alakalı idi. Hani kızların kendilerinin reddettiği durumları yazdım, kızlara hiç söylenmeyip annelerin veya babaların reddettiği durumları yazdım. Yazı tam anlaşılmadı sanırım bu sebeple sanki hep anneler reddetti gibi bir durum anlaşılmış. Yani öyle bir durum olmadı. Uluslararası sınavlarda okuduğunu anlamada çok gerideyiz. Bunun sebebinin ben şahsen insanlarımızın bir şey okurken yargıları ile beraber okuduğundan dolayı olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple tepkisel yaklaşıyoruz daha yazıyı okurken bile yorum yapıyoruz ve yazı asıl anlatmak istediği amaçtan farklı bir sonuç veriyor.

Yazılarımda kimseyi eleştirmiyorum. Kimseye kişisel bir laf etmiyorum. Kimse ile de bir husumetim yok. Ölene kadar kimse kızını vermese, hiçbir kızda beni kabul etmese gene de hiçbirini eleştirmemeye gayret ederim. Her olumsuzda bir hikmet olduğunu düşünüyorum lakin toplumda bu sebeple harama düşen binlerce genci de gözmezden gelemiyorum.

Bunları dedikten sonra yazıma geçeyim. Bu yazımda aslında başımdan geçen evlilik görüşmelerimi anlatacağım. 

Evet, nasıl başlayayım, nerden başlayayım… En iyisi hepimiz için büyük bir şok olan 15 Temmuz olayıyla başlayayım. 15 Temmuz yaşanmış. Tabi hepimiz için büyük bir şok. Ben 15 Temmuz olaylarından sonraki nöbetler tutulduğu sırada üniversite okuduğum ve anne memleketim olan şehirde idim. Mezun olmuşum ve aradan 1 sene geçmiş. Tabi akşamları meydan da nöbetlere çıkılıyordu. Şehir küçük olduğu çıktığım nöbetlerde de tanıdığım bazı büyüklerimle karşılaşıyordum. Neyse bir gün zamanında hani sohbet ortamında bana kızını münasip gören bir amca vardı ya onunla karşılaştım. Bir süre muhabbet ettik daha sonra bir sürü tanıdık kişinin olduğu bir piknik örtüsünün üzerinde oturduk. İlginçtir ki o zaman izcilik yaptırdığım lise sonlarda bir çocukta bizimle beraber aynı yerde oturuyordu. Allah’ın hikmeti ya birden başladı abi sen neden evlenmiyorsun demeye. Yanımda kızını vermeyen amca, diğer yanımda bu çocuk. Soruyor, diyorum boşver falan filan. Durmuyor tekrar soruyor. En son dedim ki yani ben birkaç kişiden istedim ama öyle böyle dediler vermediler diye bir açıklama yaptım. Nasip değilmiş işte diyip geçiştirdim. Tabi yanımdaki amca bu sözleri duydu. Muhtemelen de etkilendi. Biraz da o sıralarda vatan millet sakarya duyguları ile aracılara haber etti. Belki hatırlarsınız daha önce gitmiştim ancak amca doğuya gidiyorsun deyip kızını vermemişti.

Aradan günler geçti. Bana önceden bu amcanın kızı hakkında aracılık yapan amca tekrar bu kızdan bahsetti. Kendisi zaten camii imamı. Beni çağırıp camiye ikindi müezzinliği yaptırdıktan sonra meseleyi açtı. Bende olur dedim. Karşı tarafta olur demiş. Zaten analayacağınız kızın babası olan amca demiş bu amcada aracı olarak bana söylemiş. Karar verdik. İlk görüşmemizi bulunduğum şehirdeki bir mekan da karşı tarafın tanıdığı bir evli çiftin refakatinde yapmak için sözleştik. Tabi ben çok heyecanlıyım. Sonuçta 3 sene boyunca uğraştıktan sonra benim ilk görüşmemdi bu.

Günler geçti görüşme sabahı geldi çattı. Ablamın nışanında giydiğim güzel ceket gömlek, pantolon kreasyonumla görüşmeye gittim. Tabi o kadar uzun süre teoride çalışmışım ki pratikte ne yapacağımla ilgili aklımda çok temiz bir şema var. Kafeye oturdum beklemeye başladım. Neyse karşı taraf geldi. Tabi benim kalbim pır pır atıyor. Karşı tarafı daha önce ben birkaç vesile ile görmüştüm ama tabi bu niyetle karşılaşınca çok heyecanlanıyorsunuz. 
Karşımdaki hanım temiz yüzlü, güzel tesettürlü bir insandı. Bize refakat eden evli çift kalkınca ben “Muhtemelen gıyaben tanıştırılmışızdır ancak hani kendi lisanımızca da tanışalım” diye söze girdim. Sonra da hani adette önce erkeğin kendini tanıtması uygun diye müsaadesini isteyerek kendimi tanıttım. Biraz uzun bahsettim ki aklında bir şey kalmasın ve biraz gerilim azalsın. Sonra o kendini tanıttı ve 40-50  dk boyunca konuştuk. Tabi ben çok etkilendim. Sonuçta bu benim ilk evlilik görüşmem. Bir daha görüşebilir miyiz diye sordum. O da olur deyince müsaade isteyip kalktım. Evli çifte de selam verip mekandan çıktım. Tabi heyecanlıyım ya çok önemli bir şey unutmuşum. Mekandan çıkıp eve gidince aklıma geldi. Ben hesabı ödemedim !!! Allah’ım nasıl böyle bir şey yaptım? Heyecandan girdiğim gibi çıkmışım mekandan, birde hesap ödememişim.



İlk görüşmemden sonra ikinci görüşmeye gittim. Önce hesap ödeme hususunda zaten aracıya söylemiştim, kendisinden de çok özür diledim. Tabi ilk görüşmeden sonra bazı şeyleri daha rahat konuşabiliyorum. Ben görüşmelerde hem erkeğin biraz karşı tarafı rahatlatması hususunda daha çok konuşurum ancak hep arada sorarım sormak istediğiniz bir husus var mı diye? Yavaş konuşurum hani araya girmek ister diye, ya da bazen hiçbir şey sormam ya da söylemem. Sadece kalbimi dinlerim. Ne hissediyor diye. Bir kitap da öyle okumuştum. Bazen görüşürken susun bakalım kalbiniz konuşsun ne diyor diye. Tabi ben konuşuyorum, sıkmamaya dikkat ederek karşı tarafa sorular soruyorum. Genel meselelerden konuşuyordum. Ben bir şeyler soruyordum fakat karşımdaki hanım hiçbir şey sormuyordu nerdeyse. Sadece bir iki soru. Bir süre sonra şuna yakın bir diyolog geçti aramızda: “Sanırım siz çok düşünüyorsunuz, bu kadar düşünmeye ne gerek var. Ben duyguma göre hareket ederim, çok düşünmeye gerek yok” tarzı bir konuşma. Dürüst konuşmam gerekirse bende duyguya bakıyorum ama hiç düşünmeye gerek yok gibi bir tutum beni rahatsız etti. Bir süre sonra konuştuktan sonra şunu farkettim ki karşımdaki hanım ne kitap, ne de benzeri şeyleri nerdeyse hiç okumuyordu. Bir şeyler paylaşmakta sıkıntı çekiyordum.

Görüşme sona erdi. Tabi ben aklımda bunlarla beraber olumlu hissediyorum gene de çevremdeki büyüklerimle, kişilerle konuştuğumda bana bu kızın uygun olmadığını belirten ama kararın benim olduğumu söyleyen cümlelerde bulundular. Bende biraz düşününce samimi olarak uzun evlilik senelerinde bir paylaşımda bulunamayacağımı hissettim. Ortak bir paylaşma alanımız yoktu pek. Mesaj atarak durumu belirttim. Düşünce olarak pek uyuşamayacağımızı belirttim. Karşı taraftaki hanım da aynı şeyleri düşündüğünü belirtti böylece olay sona erdi.

2. görüşmem işe girdikten sonra sağolsun İstanbul’da bana aracılık yapan bir amcanın vesilesi ile oldu. Uzun bir süre birileri arayıp en son sanırım kimse yok dedikten sonra birden birinden haber gelmiş ve bu amca bana birinin resmini göstermişti. Tabi ben resmi görünce dürüst konuşmak gerekirse çok etkilendim ve hemen ailemle görüşüp olumlu fikrimi karşı tarafa ilettim. Onlarda olur dedikten sonra tabi İstanbul’a yola çıktım. İlk görüşmeyi aracı olan amcanın evinde yapacaktım ancak sanırım karşıdaki hanım böyle bir şeyi kabul etmemiş. Evin altında bulunan kafede görüşelim demiş. Tabi bana dediler ki hanım aşağıda seni bekliyor sen in bakalım. Benim için uygun olduktan sonra nerede görüşüldüğü pek fark etmiyordu ama sanırım kızlar için daha özel bir durum olduğu için rahatsız hissetmiş olsa gerek.

Neyse aşağı indim. Tabi gene çok heyecanlıyım ama çaktırmıyorum. Apartmandan çıktım bir baktım bu hanım ama surat 5 karış. Çok sinirli duruyor. Bir an kendimi o kadar kötü hissettim ki sanki kızı zorlamışlar görüş diye bende zorla görüşmesi istenen beyfendiyim. Selam verdim. Aldı. Sonra da oradan yakındaki bir kafeye geçtik. Konuşmaya başladık. İlk hanımdan ziyade bu hanımefendi çok kültürlü biriydi. Zaten belli idi konuşmasından ancak ben bir türlü ısınamıyordum. Çok güzel, bilgili bir kız ancak benim içim bir türlü ısınmıyordu. Sanki bir şeyler itiyor gibi hissettim. Hanımefendiye karşı açıklayamadığım bir rahatsızlık hissediyordum. Bir süre sonra fark ettim ki Hanımefendide acayip bir erkeksilik var. Yani hal hareketlerinde. Tabi sonra görüşme bitmeye yakın ne oldu? Ben apartmandan inerken cüzdanımı montumda unutmuşum. Allah’ım dedim hesap ödeme işinde neden hep bir aksilik çıkıyor diye düşünürken hemen bir mesaj attım yukarıda ki amcaya. Sağ olsun bana montu evin küçük kızlarından biri getirdi aşağı. Neyse ilk görüşme bitti ben gene görüşmek niyetinde olduğumu belirttim. Karşımdaki hanım da bir bakayım aileme sorayım gibi sanki görüşmek istemiyormuş tarzı bir cevap verdi. 1 gün sonra da görüşmeyi kabul etti. İlginç…

İkinci görüşme biraz daha sade bir mekanda idi. Mekana bayağı bir önceden ulaştım ben. Sonra bahsettiğim hanım geldi. Kendi kendime ya bu kız niye yürürken çavuş gibi yürüyor demeden edemedim. Neyse oturdu. Bu sefer daha güleç yüzlüydü. Konuştuk, konuştuk. İlk hanım hani düşünmemden rahatsız gibi idi ya. Bu görüştüğüm hanım ise özellikle ince düşündüğümü ve bunun ne kadar güzel olduğundan bahsediyordu. Konuşurken dedim ki ya ne güzel işte tam kitap okuyan, kültürlü, güzel istediğin gibi bir kız. Ama bir türlü ısınamıyorum. Beni iten bir şeyler var. Konuşurken ileriye düşündükçe benim midem ağrıyor tabi. Neyse en son biraz anlamak için hissettiğim durumu anlattım. Hoşlandığımı düşündüğümü ancak hani içimde bir şeyin beni geri ittiğini söyledim. Belki fıtratlarımız ayrıdır diye belirttim. Hiç karşılık bir cevap vermedi. Ben şöyle hissediyorum tarzı bir şey demedi. Sadece evet fıtrat farkı var gibi sert usluplu bir şey dedi. Dürüst konuşmak gerekirse bir türlü rahatsızlığımı atamadım üstümden. Hep beni iten bir his vardı. Kendimi çok ikna etmeye çalıştım ama bir süre sonra fark ettim ki çok zorluyorum. Bu sebeple münasip bir şekilde görüşme bittikten sonraki gün mesajla olmayacağını belirttim. 

Hala kendime yanlış mı yaptım acaba diyorum ancak o zamanlar ait anılarım gelince hakikaten olması için kendimi çok zorladığımı ama inanılmaz bir rahatsızlık hissettiğimi de hatırlıyorum. Zaten çevremdeki büyüklerimde aynı şekilde belirtti durumu. Nasip değilmiş.

Neyse bu olay geçtikten sonra ben gene annemim yakını bir teyzenin aracılığıyla bir kızın resmi gösterildi. O zaman da yüksek lisansımı yaptığım şehirdeyim. Bayağı uzağım İstanbul’a. Resmi gördüğüm de acayip makyajlı bir kız vardı. Bende makyajı dürüst konuşmam gerekirse sevmiyorum. Doğal haliyle insanlar zaten çok güzel bence. Gene de çok reddedilmişim ya yıllardır. Ayıp olmasın diye görüşmeye gittim İstanbul’a. Görüşeceğim kız babası çok zengin biriymiş vs. vs. diyorlar. Neyse görüşmeye bir amca ile gitmiştim. Tam tanımadığım için hanımı tanıyan biri olsun diye. Neyse amca beni de tanıyor. Hanım geldiğinde amca bizi tanıttı. Daha sonra amca ayrıldı. Biz konuşmaya başladık. Hanımefendi en azından fotoğraflardaki gibi makyajlı biri değildi. Hani demiştim ya ilk görüşmede böyle bir çekim, ikinci görüşmede ise böyle inanılmaz bir itme hissetmiştim diye. Bu görüşmede hiçbir şey hissetmedim. Sanki arkadaşımla oturuyormuş gibi hissediyordum. 
Kendimi tanıttım o kendini tanıttı. Biraz konuşurken filan ben bazı başımdan geçen olayları anlatırken bir esnafın beni sen Avusturalyalı mısın dediğini filan söyledim. Daha sonra evet çok benziyorsunuz. Türk gibi değilsiniz filan dedi. Kardeşimle oturduk bu çocuk nasıl bu kadar erken yaşta akademisyen olmuş filan dedik gibi şeyler demeye başladı. Benim görüşmelerde sorduğum klasik bir soru vardır. Başkaları benim yaşadığım şehri mesele yapıp kabul etmiyor siz niye kabul ettiniz diye sorarım. Bunu sorarım zira bazen ailesiyle problemli kişiler sizi bir kaçış limanı olarak görebiliyor fakat ailesi ile problemi olan kişi genellikle sizinle de problemli oluyor. Bilmiyorum, merak ettim öyle bir görüşmeye geldim gibi bir cümle kurdu. Evlilik görüşmesinin nasıl bir şey olduğunu merak etmiş ondan gelmiş. Yoldan geçerken merak etmiş bir uğramış gibi. Açıklaması böyleydi. O zaman anladım ki bu görüşmenin sonucu pek olumlu olmayacak. Konuşma devam ettikçe benim kanaatim de güçlendi. Zira konuşmanın bazı yerlerinde takıntılarından bahsetti. Bayağı bir takıntısı vardı. Evde yatak toplamayacağından, su bardağını filan kaldırmayacağına dek pek çok yapmayacağı eylemden bahsetti. En son masadan kalkarken bana dedi ki hesabı beraber ödeyeceğiz. Bende nazikçe yok canım öyle şey mi olur dedim. Birden ısrar etmeye başladı. O kadar ısrar etti ki en son kabul ettim. Dedim ki tamam ben kartla ödeyeyim. Sonra sen verirsin ayrılırken. Kartla ödedim hesabı, dedim ki içimden son aşağıda ayrılırken verir. Bir baktım merdivenlerde parayı alın lütfen diyen bir kız. Dedim aşağıda alırım. Israr etti. En son merdivenlerde parayı almak zorunda kaldım. Neden bütün görüşmelerimde hesapla ilgili aksilikler oluyor bir türlü anlamıyorum.

Görüşme bitti olumsuzdum. Karşı tarafa söyledim. Daha sonra kızın annesi hesap ödeme hareketinden kıza çok kızmış. Annemi aramak istemişler başta sonra kız kendisi bana özür mesajı yazdı bende bir sıkıntı yok dedim. Böylece mesele kapandı. Bundan sonra birkaç olumsuz biten görüşmem daha oldu. Zaten o görüşmelerden sonra moralim çok bozuldu. Zira o kadar kalbimi kıracak şeyler oldu ki. Onları da bir dahaki sefere yazayım zira şimdi yapmam gereken işler var. 

Herkese İyi günler…

Yazarın Diğer Yazıları
Evde kalmış bir erkek
Evde kalmış erkekten cevap var
Evde kalmış erkekten bir cevap daha. 

Evde kalmış bir erkekten yeni bir mail

Mehmet Bey'den Yeni Bir Yazı
Mehmet Bey'in Son Sözleri

Yorum Gönder

84 Yorumlar

  1. Gerçekten artık mehmet bey in yazılarını okurken çok gülüyorum yani kurgu olsa bu kadar olur rabbim bahtını kısmetini açsın ne diyim :) Bunu söylerken yanlış anlaşılmasın dalga geçmiyorum zira bende her zaman garip şeyler yaşayan bir insanım ama benim ki hayatın her alanında karşıma çıkar düz taban dediklerindenim mehmet bey in hep aynı konuda talihsiz olması güldürüyor hayırlısı inşallah...

    YanıtlaSil
  2. Mehmet Bey 'den sıkıldım açıkcası. İlk yazısı içini dökmek amaçlı olduğuna inanıyorum . Sonrasında gelen yorumlar beyefendinin hoşuna gitmeye başladı. Diğer yazıları sonrasında gelen ilgi hoşuna gitmeye başladı devamını getirdi fakat artık kabak tadı vermeye başladı. Herkes kalbinin ekmeğini yer diyerek Mehmet Bey 'inde kalbinin ekmeğini yemesi dileğimle .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum ^^

      Sil
    2. Aynı şeyi düşünüyorum bende, nabrut izin verdikçe yazılar daha da uzadı, bu yazısınıda okumadım , açıkçası kendini mütevazi gibi gösterip alttan bak ben neler başardım diye imaa edilmesini sevmiyorum, ( aynı Tarık Tufan gibi)😕Madem bu kadar dertli anlatacak çok şeyi var kendine bir blog açsın bence ( blog senin tabi nabrutcum ne istersen onu yayınlarsın yanlış anlama lütfen)sevgiler..

      Sil
    3. Yok yanlış anlamadım ^^
      Mehmet Bey insanları ikiye böldü. Bu fikir ayrılıklarını yani daha doğrusu farklı bakış açılarını seviyorum.

      Sil
    4. şey yapsak olur mu ya mehmet bey'in yazılarını okumak istemeyenler için yeni bir sayfa mı açsan nabrutcuğum ? he çok iyi fikir bence :D

      Sil
  3. nabrut mehmet abinin burcu neymis acaba?
    cok merak ettim. oglak gibi geldi nedense.

    YanıtlaSil
  4. Mehmet beyin yazılarını okumak güzel geliyor nedense. Gulmeden edemedim ama. Bir de şunu fark ettim aileler çok güzel olsa da çok uygun hanimefendiler denk gelmemiş belki ailesi cok duzgun olmayan ama hakikaten cok sıkıntı çekmiş fakat kendini yetiştirmiş insanlarla da görüşmeyi dener bir gün...

    YanıtlaSil
  5. Bu kız neden çavuş gibi yürüyor kısmına çok güldüm. Allahım isteyen herkese hayırlısıyla gönüllerine göre hayat arkadaşı nasip etsin inşallah.

    YanıtlaSil
  6. Önceki yazılarda Mehmet Bey’e kısmen hak vermiştim. Ama bu yazıdan da anlıyoruz ki sizde az değilsiniz Mehmet Bey.
    Benim en çok dikkatimi çeken olumlu veya olumsuz kararınızı mesajla karşı tarafa bildirmeniz. Bir kız olarak bu beni üzerdi, en azından yüz yüze olmasa da telefonda konuşarak falan söylemeniz daha hoş olur diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum. Dikkate alacaktır.

      Sil
  7. Merhabalar,
    Kore dizilerinden daha fazla merak uyandıran yazılar oldu bu yazılar :)
    Mehmet Bey'e gelen yorumların hepsini okumadım ama toplum olarak insanları dinlemede iyi olmadığımızı düşünüyorum,anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz. Bu durum blog aracılığıyla olduğunda Mehmet Bey'in yaşadığı durum yaşanıyor.
    Keşke konuşabilmeyi, dinlemeyi becerebilsek, toplum olarak o kadar ihtiyacımız var ki.
    Bugünkü yazıyı okuyunca Mehmet bey facebookta takip ettiğim biri var, (E.... S..... diye kodlayayım, ismini vermek istemeyip Mehmet yazdıysa diye:)) Facebooktaki yazılar tabiki buradaki konularla ilgili olmuyor, ondan dolayı şaşırdım ve merak ettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar :)
      Yazar adına teşekkür ediyorum.

      Şu satıra bayıldım yalnız: "anlamak değil cevap vermek için yaşıyoruz"

      Sil
  8. Mehmet Bey'in yazdığı yazıları az çok okurum.okudukça da ne kadar tanıdık derim.etrafımda ahlaklı,iyi diyebileceğim Mehmet Bey ile ayni düşüncelere sahip olmasından sebep evlenemeyen nice insan var.harama bulaşmamak için kendini muhafaza eden ama bu muhafaza sebebiyle yalnız kalan insanlar..kendi adıma helale haram yoldan gidilmez deyip o tür ilişkilere girmedim.görücü usülü görüşmelerimde de gerçekten gerçekten ilginç insanlar ile görüştüm.hiç memleket,ırk,iş,tahsil,fiziksel görünüm kriterim olmadı.empati kurabilen,okuyan düşünen bir insan olsun.benim dedem kendi kendine okumayı öğrenip cilt cilt kitap okuyup kendini gelistirmis birisi.o kadar imkanı varken kendini geliştirmek adına kılını kıpırdamayan insanları anlayamam.bu fikrimi söylesem de aracı olan insanlar tam tersi insanlari cikardi karsima.hayata,insana bakış açısımızın çok farkli olduğu,iki kelimeyi bir araya getiremeyen,ailesinin iki adım ötesinde yaşam surmeyi beceremeyen insanlar.makul olanlar olmadı mı? oldu elbette.birisi benim erkek versiyonum diyebileceğim biriydi ama karşılıklı duygusal iletişimimiz olmadı.birisine evet dedim ailesi Kürt kökenli diye istemedi.hatta annesi araya sutunu falan koydu.bu da muzdarip oldugum bir konu.ırkımı ben seçemiyorum ya da boyumu,kaşımı gözümü..vs hamdolsun hiçbirinden de sikayetçi değilim.benim elimde olmayan benim seçemediğim şeyler sebebiyle reddedilmek beni en çok kırandı.iyi, ahlâklı, ogrenme gayretinde biri olmamın hiçbir değerinin olmadığını görmek beni çok üzmüştür..ama zamanla alıştım insanlara,gördüm,düşündüm..ben kendi cüz'i iradem ile evliligin kendi elimden olduğu düşüncesi ile hareket etmiştim çoğu kez..ama küçücük bir nokta olduğumu unutmuşum.nasip olunca el olsa sel olsa yine de gelirdi..yine de olurdu..bunu imtihanım olarak görüyorum sabır göstermeye çalışıyorum.. hepimizin güzel günleri, huzurlu ömürleri olmasını diliyorum (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış insanlara denk gelmişsin. Belki bu da senin hayat imtihanın olsun. Rabbim her daim iyi insanlarla karşılaştırsın. Kendin de keşfetmişsin zaten nasip ve tevekkülü...
      Hayatta karşılaştığın her şeyi iyi tecrübe olarak görmek lazım.
      Allah bahtını açık etsin sevgiler

      Sil
  9. Mehmet Bey'in yazdığı yazıları az çok okurum.okudukça da ne kadar tanıdık derim.etrafımda ahlaklı,iyi diyebileceğim Mehmet Bey ile ayni düşüncelere sahip olmasından sebep evlenemeyen nice insan var.harama bulaşmamak için kendini muhafaza eden ama bu muhafaza sebebiyle yalnız kalan insanlar..kendi adıma helale haram yoldan gidilmez deyip o tür ilişkilere girmedim.görücü usülü görüşmelerimde de gerçekten gerçekten ilginç insanlar ile görüştüm.hiç memleket,ırk,iş,tahsil,fiziksel görünüm kriterim olmadı.empati kurabilen,okuyan düşünen bir insan olsun.benim dedem kendi kendine okumayı öğrenip cilt cilt kitap okuyup kendini gelistirmis birisi.o kadar imkanı varken kendini geliştirmek adına kılını kıpırdamayan insanları anlayamam.bu fikrimi söylesem de aracı olan insanlar tam tersi insanlari cikardi karsima.hayata,insana bakış açısımızın çok farkli olduğu,iki kelimeyi bir araya getiremeyen,ailesinin iki adım ötesinde yaşam surmeyi beceremeyen insanlar.makul olanlar olmadı mı? oldu elbette.birisi benim erkek versiyonum diyebileceğim biriydi ama karşılıklı duygusal iletişimimiz olmadı.birisine evet dedim ailesi Kürt kökenli diye istemedi.hatta annesi araya sutunu falan koydu.bu da muzdarip oldugum bir konu.ırkımı ben seçemiyorum ya da boyumu,kaşımı gözümü..vs hamdolsun hiçbirinden de sikayetçi değilim.benim elimde olmayan benim seçemediğim şeyler sebebiyle reddedilmek beni en çok kırandı.iyi, ahlâklı, ogrenme gayretinde biri olmamın hiçbir değerinin olmadığını görmek beni çok üzmüştür..ama zamanla alıştım insanlara,gördüm,düşündüm..ben kendi cüz'i iradem ile evliligin kendi elimden olduğu düşüncesi ile hareket etmiştim çoğu kez..ama küçücük bir nokta olduğumu unutmuşum.nasip olunca el olsa sel olsa yine de gelirdi..yine de olurdu..bunu imtihanım olarak görüyorum sabır göstermeye çalışıyorum.. hepimizin güzel günleri, huzurlu ömürleri olmasını diliyorum (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış insanlara denk gelmişsin. bu da senin hayat imtihanın olsun. Rabbim her daim iyi insanlarla karşılaştırsın. Kendin de keşfetmişsin zaten nasip ve tevekkülü...
      Hayatta karşılaştığın her şeyi iyi tecrübe olarak görmek lazım.
      Allah bahtını açık etsin sevgiler

      Sil
  10. Mehmet Bey bu yazısında bizlere aktarmış olduğu yaşadıklarını az çok evlilik çağındaki insanlarda yaşayabilir diye düşünüyorum,tabii kişi kendinden bilir hesabı haklı buluyorum sonuçta ısınmadıktan sonra sırf evlenmek için evlenmek bana saçma geliyor.Mehmet Bey günlük değil ömürlük evlilik aradığından bunlar başına gelmiş.Biz buna nasip değilmiş diyoruz ve unutulmamalıdır ki;nasibi neredeyse ve kim ise hayırlı vakitte birbirlerini bulacaklardır!yazı için emeğinize sağlık diyorum.

    YanıtlaSil
  11. Sonucu mesajla iletme olayı benim de dikkatimi çekti. Ben hiç görüşme yapmadım şimdiye kadar ama birisiyle görüşsek ve kararını mesaj ile iletse üzülürüm ce canım sıkılır. Aracılar ile iletmek bile daha iyi bu durumda. Ki em iyisi telefonla konuşarak ya da yüz yüze iken söylemektir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar yorumları dikkate alacaktır muhakkak.
      Yazar adına çok teşekkür ediyorum

      Sil
  12. Ya bırak heyecanlanmışmış, yok kız çok ısrar etmişmiş, yok montunu unutmuşmuş iyi yolunu bulmuş Mehmet Bey, belli oldu niye evlenemediği pinti anacım bu pinti:) İnsan hiç cüzdanını unutur mu hem de 2 kere! Karşı taraf ne kadar ısrar ederse etsin senin bir duruşun olur çok ısrar etti diye camdan atar mısın kendini misal? Yok canım kardeşim benim fıtratıma uymaz çok istiyorsanız o parayı verin bir ihtiyaç sahibine, iyi bir şeylere vesile olalım dersin geçersin. Elbette latife ediyorum Mehmet Bey ben evlenmeden öncesini bir kenara koyuyorum evlendikten 2 sene sonra bile hesabı ödemek konusunu eşime bırakmıyordum. Ayıp geliyordu bana hesabı ödetmek. Genel bir sorun bu bazı kadınlar için, aile yetiştirme tarzından kaynaklanıyor. Şunu da söyleyeyim gözü tok olur böyle kadınların, para evlilik motivasyonu değildir, kötü bir şey aslında. Neyse görünen o ki zaten kısmetiniz pek açık değil bir de bu söylediklerime alınmayın lütfen:) Daha bin tane tavsiye veririm de gerek yok insanlarla tanışmak ve onları değerlendirmek konusunda benden daha tecrübelisiniz, Allah gönlünüze göre versin. Sevgiler, Seda

    YanıtlaSil
  13. Bir şeyler ters gitti mi zincirleme bir şekilde ters gidiyor çünkü vakti henüz gelmemiştir. Bence zamana bırakın zaten evlilik niyetiniz olduğu için gelip sizi bulacaktır. Kendinizi ifade etmeyin yani kısmettir bazı yorumları ciddiye almayın yaşamadan konuşmak kolaydır çünkü. Seçici birisiniz ki herkes seçicidir evlenmek için evlenmeyeceğiniz için zaten doğru olanda bu . Yaşınız gençmiş zamanı gelecektir o zaman olmaz dedikleriniz de olacaktır. Burcunu sormuş birileri terazi diyorum😂😂 sevgiler nabrut..bu yazı dizisi bana çok şey kattı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha Mehmet Bey'İn burcu üzerine ortaya atılan iddialar devam ediyor :DD
      Yazar adına çok teşekkür ediyorum.

      Sil

  14. Mehmet Bey, tahminimce yakın yaşlardayız. Meslektaşız. Size tavsiyem bir uzmandan yardım almanız. Fakültedeki erkek asistan arkadaşlardan birkaçına bahsettim yazılarınızdan. Merak ettiler okuttum. İlk yorumları “ bunlar ya kurgu ya da yazar normal değil” oldu. Ben de okurken bunları düşünüyordum ama önyargılı davranma diyordum kendi kendime. Fakat samimi söylüyorum, artık bırakın, akademik alana katkı yapmaya çalışın. Hayatta her istediğimiz olacak diye bir şey yok. Nasip kısmet. İstanbul asilzadesiymişsiniz, yeriniz yurdunuz belliymiş, işiniz varmış, e yakışıklıymışsınız da. Avustralyalılara benziyormuşsunuz bakın. E daha ne istiyorsunuz hepsi olmaz. Her kapı açılmaz insana. Mesela şöyle yüzünüze iki çizik atın, belki artık avustralyalılara benzemezsiniz be kısmetiniz gelir. Ya da akademisyenliği bırakın “Görücü Usulü Görüşme” üzerine bir kafe açın. Nasıl fikir ama? Bence harika. :))

    Nabrut Hanım vallahi helal olsun. Sizin için acaba kayıp ikizim mi diye düşünüyordum fakat ben sizin kadar sabırlı değilim. İyi sabrediyorsunuz yani ne diyeyim. Maşallah. Sizin yazılarınızı severek ve ilgiyle takip ediyorum. Sevgiler. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum efsane olmuş. Ne desem bilemedim. Öyle bir kafe açılırsa eşleştirmeleri yapmaya talibim :DD
      Ayrıca kayıp ikizim kısmında ah keşke tanışsak demedim değil. :)
      Çok teşekkür ederim öncelikle kendi adıma.
      Yazar adına da ayrıca :D

      Sil
    2. Aaah teşekkür ediyorum Nabrut Hanım, bilinmez belki bir gün denk getiriverir Rabbim. Yahu bi hayal ettim de pek güzel olur. Hani öyle bir kafe de açılırsa ilk müşterisi ben olurum, sizin eşleştireceğiniz adayla görüşürüm :P :D Malum ben de bekarım hem de hala :D

      Sil
    3. Kısmet kader... inşallah
      Ben kafeyi açana kadar evlenmiş olursun umarım :D

      Sil
  15. Mehmet bey kendine bir sayfa açsa da takip etmek, okumak isteyenler oradan ulaşıp okusa keşke. bu sayfayı Nabrut hanım ve yazılarını sevdiğim için takip ediyorum. lakin olay evlilik programına döndü. Anlıyorum tecrübelerinizi veya yaşadıklarınızı birilerine anlatmak içinizi dökmek istiyor olabilirsiniz ama rica ediyorum Mehmet bey kendi hikayelerinizi anlatmak için başka bir sayfa açın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum kendi adıma öncelikle.
      Yazar adına da teşekkür ediyorum. ^^

      Sil
  16. Yaa Mehmet bey yazmış yeniden dediler koşarak geldim:)Ben de görücü usulü buluşmalarda mehmet beyin yazdiklarini okuyana kadar açıkçası erkekleri biraz duygusuz olarak görürdüm ya da benim karşıma çıkanlar duygularını pek ifade etmeyip mantıkla çalıştıklarını düşündüğüm icin bu hisse kapıldım bilemiyorum ama artik onların da duygulari olduğunu düşünerek hareket etmeye başladım. Mehmet beye kendi hislerini açarak bizi aydinlattigi için teşekkür ediyorum. Insallah en yakın en hayırlı zamanda da herkes gönlünün muradını bulur diyorum:)

    YanıtlaSil
  17. Sena Tanrıverdi19 Ara 2018 20:47:00

    Ben Mehmet Bey'in yazılarını okumayı çok seviyorum. Yazdıklarından anladığım kadarıyla bahsettiği ilk hanımdan hoşlanmış ama uzun vadede olası bir ihtimal için reddetmiş. Evet büyük sözü dinlemek güzeldir fakat bazı şeyleri yaşamadan bilemezsiniz. O hanıma katılıyorum cidden çok düşünüyorsunuz ve her şeyi planlı yaşıyorsunuz sanki. Evleneceğiniz kişi veya evliliğiniz dört dörtlük olamaz. Bence Mehmet Bey mükemmeliyetçi bir insan akademik hayatında bu çok avantajlı bir durum olabilir ama evlilik istiyorsa böyle bir kişi ve böyle bir evliliğin olmadığını idrak etmesi lazım. Kafasında ki kadın ve muhtemelen planladığı evliliğin peşinde ama işin içine duygular girdiğinde bunu bulması imkansız. Umarım kendisine etraflıca düşünemeyecek derecede aşık olacağı bir hanım çıkar ve muhtemelen fıkratına aykırı bile olsa pat diye evlenir. Umarım o zamanda bize bir yazı yazar. O yazısını büyük bir keyifle okuyacağım :D Benim duam bu yönde diğer yazılarını okumayı dört gözle bekliyorum. Hesap kısmında da bende herhangi bir bağım bulunmayan bir beyefendinin hesabı ödemesinden rahatsız olurum. Tabi bunu karşımdakini incitmeden kasa önünde değil uygun bir dille masadan kalkmadan belirtim. Alman usulü en güzeli diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum. ^^
      Hesap ödeme konusunda aynı düşünüyoruz ben de yazacağım ^^

      Sil
  18. Mehmet Bey mezun olmuştu, İstanbul eşrafındandı, annesinin memleketinde avustralyalı olmuştu, üniversitesi doğudaydı, işe köydeki imamın yanında girdi, akademik kariyerini hastanede tamamladı, 15 temmuz olduğunda görücü usulü görüşmedeydi, vatan millet sakarya hani gençler araya aracı katar ya, o da öyle yapmıştı ama olamamıştı ne o kızlar mehmet beye ne de mehmet bey o kızlara varamamıştı çünkü çavuşu kızmıştı. Beynim yanıyor bu bey yazınca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim ne şahane okuyucularım var. Gerçekten inanılmaz mizah kalitesi olan, kırmadan eleştiren şahane insanlarsınız.
      Yazar adına çook teşekkür ediyorum.

      Sil
    2. Ne ki bu avustralyalı erkekler muhabbetinden yola çıkıp Google'a yazdım sonunda. zira ben bilmemekteydim avustralyalı erkekler nasıl olur. Mehmet bey ile karşılaşan herkes avustralyalı erkeklerin görünüşünden haberdar cahilliğime verin inanın ben kaç kez bu ifadeye denk geldimse o kadar kafamda bir şey canlanmadı.ben Mehmet beyle karşılaşsam herhalde "hakikaten benziyorsunuz Mehmet bey" diyemezdim. Artık görsem belki hakikaten benziyor diyebilirim.

      Sil
    3. Bugün blogun gündemi Avustralyalı erkekler :D

      Sil
    4. Yahu bu ne kadar güzel bi yorum olmuş hakikaten. Ben de görücü kafe fikrimi beğenmiştim kendi kendime. Vallahi tebrikler. Gelin sarılalım benim de beynim yanıyor. :D

      Sil
    5. Yaa acayip güldüm bu yoruma :D Hakikaten siz söyleyince bende bilmediğimi fark ettim. Avustralyalı erkekler neye benziyor benimde google dan aratmam gerekti :D
      Nasipse gelir Hintten Yemenden nasip değilse ne gelir elden. Mehmet Bey bir evlense de bu yazılar son bulsa artık :)

      Sil
  19. Sevgili elçimiz Nabrutcuğumuz;
    Sence de Mehmet bey artık anlaşılmak için değil de kendini ifade edebileceği bir mecra bulduğu için yazmıyor mu? Ona köşe açmayı düşünmelisin bence. 😄
    Yazıyla ilgili tek bir yorum var aklımda; Mehmet beyin çok fazla görüşme gerçekleştirdiği. Hani diyorum acaba bu dışarıya çok ısrarcı olduğu şeklinde yansıyor olabilir mi? Bir de hep bir olumsuz olumsuz olunca haliyle insanlarda hayırdır şeklinde bir düşünce oluşmuştur. Kendisi farkında olmasa bile haberi çoktan diyar diyar gezmiştir, özellikle hanımlar arasında. :)
    Şu görüşme işini şimdilik bir kenara koysa da insanları tanıma şeklinde ilerlese. Fikrimce o daha iyi olur. Çevresinde görüştüğü insanlardan elbet gönlünün hoşuna giden birisi vardır, olur. Tabi itiraz edeceğiniz noktayı tahmin edebiliyorum, kendileriyle sarmaş dolaş da olun demiyorum, mesafeleri ayarlanmış bir sohbetle bile olur bu.
    Hayırlı günler efenim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elçiye zeval olmaz diyorum, daha da bir şey demiyorum. :DDD
      Yazar adına çoook teşekkür ediyorum ^^

      Sil
  20. Bu zamana kadar Mehmet Bey'in hiçbir yazısına yorum yazmadım lâkin »Dedikleri hiçbir eleştiriye alınganlık yapmıyorum. Fikirlerine de saygı duyuyorum.« dediği için birkaç şey söylemek istiyorum. Mehmet Bey'in ilk yazısını okuduğum zaman ve şimdi okuduğum zaman farklı olduğunu düşündüm ve bazı konularda yanılmışım dedim. Haksız olduğu çok yer olduğunu düşünüyorum. Evlilik görüşmesine gelen hanım kardeşlerimizi eleştirmiş -haklı da olsa haksız da olsa- bunu yanlış buldum ve o kızlardan biri olsam ve bu yazıya denk gelsem üzülürdüm açıkcası. Kişi başkasından çok kendini eleştirmeli karşıdan bir kusur gördüyse de dışa vurmamalı bence. Müslüman gece gibi din kardeşinin ayıbını örter. Burada yazması da ayrı bir kötü ve bana göre uygun,doğru değil. Dini hassasiyetlere dikkat etmek her konuda olmalı ve Müslüman ince düşünmeli. Sadece kendi açısından da bakmamalı olaylara. Evet ,insanların bize karşı hataları olabilir ama benim düşüncem her zaman hataları ,kusurları başkasına duyurmadan uygun bir üslupla halletmek. Daha fazla uzatmak istemiyorum yazacak çok şey olsa bile, Allah yolumuzu yolundan ayırmasın.Hoscakal.

    YanıtlaSil
  21. Bence şuan bir sosyal deneyin denekleriyiz. Akademik kariyer uğruna kullaniliyoruz. Eger oyleyse sonuctan haberdar olmak isteriz tek tesellimiz ise bilime yapacağımız katkıdır 😊 şaka bir yana ama bence çok mantıklı bir komplo teorisi oldu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahah :D Çok sevdim :D

      Yazar adına çok teşekkür ediyorum

      Sil
    2. :)) bu yorumu çok beğendim. Evet olabilir, sonuçları da hayli ilginç olur, öyle görünüyor.

      Sil
    3. Bana mantıklı geldi, bence bunu düşünüp yorum yapalım. Hani sonra sağda solda boy boy yazdıklarımızı görürsek ahaha kim ya bu deyip ecel terleri dökerken durumu kurtarmaya çalışmak zorunda kalmayız.😁

      Sil
    4. nabrut yazıları zorla paylaşıyorsan göz kırp anlarız :D :D

      Sil
  22. Allah hakkında hayırlısını nasip etsin Mehmet Bey'in.
    Yukarıda bir yorumda da görmüştüm, her yoruma takılmamasını öneririm. Yaşadıklarını en iyi kendisi biliyor çünkü.
    Bu arada burç tahmini yapan arkadaşlar var ben başak diyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha buradan da başak geldi. yok mu artıran :D
      Yazar adına çok teşekkür ediyorum

      Sil
    2. bence burcu başak yükseleni aslan .. aslanlar kendini övmeyi de övülmeyide severler ;)

      Sil
  23. Mehmet beyin tüm yazılarını okumuş biri olarak.Bana bu yazı biraz 'fazla' geldi açıkçası.Okurken kendimi rahatsız hissettiğim yerler oldu.Bence görüşmeleri fazla açmış.Sonuçta burası sosyal bir mecra.
    Amacım yargılamak değil gerçekten yanlış anlaşılmak istemem.Bence yazmaya devam edecekse bu hususlara dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.
    Bu arada Nabrut Mehmet bey demiş ya babam akademik yazılar yazıyorum sanıyor diye.Benim de arada denk geliyor. Babam ekranda yazılar görünce ders filan çalışıyorum sanıyor.Bilmiyor ki evlilik hikayeleri, görücü usulu buluşma hikayeleri okuyorum. :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum ^^
      Ahahha babana hürmetlerimi ilet, nabrut iyi bir kızdır de. :D

      Sil
  24. Bu yürüme olayı cidden önemli demek ki ya.Çavuş gibi yürümek. Galiba ben de biraz öyle yürüyorum.Geçmiş zaman epey oldu bir beyefendiyle görüşmüştüm çıkışta bir tuhaf yürüyorsun sen demişti hala daha unutmam ne korkunçtu ya Rabbi. Ben heyecanlıydım biraz heyecanlanınca tuhaf davranabiliyorum aşırı konuşuyorum mesela bir sürü sorular soruyorum o zaman da karşıdaki sanki onunla aşırı aşırı ilgilendiğimi sanıyor. İlginç şeyler. Kadının feminenliği de daha çok hoşlandığı kişinin yanında açığa çıkıyor bence. Her daim ince ve zarif olan kişiler elbette vardır ama bu şekilde olan kişilerin de olduğuna inanıyorum.

    Ve Mehmet Bey'e gelince ilk yazıya sertçe bir yorum yazdığımı hatırlıyorum sonra bir yorum daha yazdığımı ama senden yayınlamamanı rica ettiğimi hatırlıyorum, o yorum epey pozitifti ama yazıyı ikinci okumam ve başka yorumları okumam farklı bir bakış getirmişti öyle hatırlıyorum, kendime de epey kızmıştım. Şimdiyse gördüğüm bambaşka bir Mehmet Bey. Açıkçası alınmıyorum dese de buna inanmıyorum. Çünkü insan ister istemez inciniyor ve cümlelerindeki bir takım nüanslarla önceki yazılarda bunu fark etmek mümkündü. Bu yazı ise daha yumuşak ve kendini anlatırken kullandığı sıfatlara az çok yakışır bir üslup.Yine de Mehmet Bey'in kaçırdığı çok büyük şeyler var diye düşünüyorum. Umarım güzel bir ömür sürer kendisi.

    Çok yazdım değil mi?

    Hesap konusuna epey güldüm ne yalan söyleyeyim ben ikinci buluşmada kızın yerinde olsam kaçmadan hesabı öde bak diye dalga geçerdim. :D Gerçi olaylar bir iş görüşmesi keskinliğinde olduğu için sakat bir hareket olurdu.Hiç mi gülünmüyor bu görüşmelerde yahu cidden siyah takım elbisesi,melon şapka ve siyah iş çantasıyla evlilik görüşmesine giden kimseler gözümde canlanıyor.

    Her şeyin hayırlısı olsun.

    Öperim şeker yanaklarından.

    Şeyma en garibinden:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yayınlama dediğin halde yayınlamış olamam değil mi:D Oraya takıldım ahaha :D
      O ilk paragraftaki bey de afedersin ama hödükmüş ucuz yırtmışsın :(
      O kim oluyor da daha ilk buluşmada benim yürüyüşüme karışıyor. çok sinirlendim Şeyma :(

      Şeymaaaa ahaha cidden şahanesin. Öyle bir espiri yapılması için işin olumluya gitmesi lazım. Yoksa çocuğa olumsuz pardon diye haber gönderdiğinde arkadan ne der bilmem :DDD
      Sanırım iş görüşmesi keskinliği hahaha :D Sen seviyorum şeyma...

      Sil
    2. Yok yok yayınlamadn bakmıştım sonra ben gormemiştim :D
      Ben de çok sinir olmuştum sonra zaten bir mesaj atma zahmetinde bile bulunmadı ben de kızdığım için atmadım o da bana aynini demiştir muhtemelen :D

      Di mi olumsuz olunca çok laubali gibi görünürsün mantıklı,hem bana ışık yaktı hem hayır dedi olur pek fena :D:D

      Ben de seni seviyoruuum hem de bir sürü:'))
      Şeyma

      Sil
  25. Mehmet Bey'in yazdıklarını ben de takip edenlerdenim. (Beğenmeyenler ya da sıkılanlar neden ısrarla okur, onu pek anlayamadım. Beni sıkan, hoşuma gitmeyen kitabı yarıda bırakırım,dizileri bile.)
    Görüştüğü hanımların hiçbiri nasibi degilmiş galiba. Hayırlısı olsun kendisi,görüştüğü hanımlar ve cümlesi için.
    Ek bir şey daha demek istiyorum, tuhafıma giden bir benzetmesi var, Avustralyalı gibi. Bizim buralarda Avrupai görünen kimseye (sarışın ve mavi-yeşil gözlüye) bu ifade denmez.Doğrudan macır (muhacir yani) mısın diye sorarlar ve aslında balkan göçmeni olup olmadığı kastedilir.Aslında Kırım Türkleri de muhacirdir, fakat onlara macır denilmez(tatar denilir). İlginç bir benzetme belki yöreye özgü bir tabirdir.
    Son söz yeni gelişmelerden bizi haberdar ediniz. Merakla takip edenlerdenim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum ^^
      Benzetme konusunda herkes takılmış. Yazar bir açıkla yapar diye düşünüyorum

      Sil
    2. "Beğenmeyenler ya da sıkılanlar neden ısrarla okur, onu pek anlayamadım" demişsiniz ama aslında nabrut hanım yayınladığı için okunuyor. mehmet beyin yazmasından rahatsız olan bir kısım var sonuçta mehmet beyi okumak için toplanmadık buraya değil mi

      Sil
    3. Görüşünüze katılmıyorum. Bu sitede, istediğiniz gönderiye ulaşmak için önce istemediğiniz sayfalara bakmak zorunda değilsiniz. (Güzel bir site bu arada, çok teşekkürler Nabrut hanım güzel siteniz için) Başlıkta zaten Mehmet Bey diye yazı yazıyor, ilgilenmeyen kişi açmaz, okumaz. Okumak bir özgürlüktür, öte yandan hoşuna gitmeyeni okumamak da bir özgürlüktür.

      Sil
  26. Mehmet Bey abarttikca abartıyor. Anlattıklarının hiçbirinin kendi olmadığı alt metinlerde öyle açık ki. Hayır bir de kendi hakkında öyle yazıyor ki sanıyor kadınlar o özelliklere bayılacak. Amirana tabirle sıkıyor da sıkıyor. Kendisinin aşırı basit, dahası psikopat olduğunu düşünüyorum. Allah hanımı olacak kadının yardımcısı olsun. Yine de helal olsun, çoğu kıza çok basit gelen şartlarının mikemmel olduğuna inandirmis kendini. Acilen rüyadan uyanması lazım.

    YanıtlaSil
  27. Bundan yaklaşık olarak iki hafta önce konuştuğum ve bana niyetini açıkça belli etmesine, diller dökmesine rağmen güvenemediğim için geri çevirdiğim biri " beton gibisin çivi çakılmazsın" dedi.Allahım dedim neler oluyor. Çünkü gayet naif biri olduğum söylenir. İlk kez böyle bir ithamla karşılaştım ve sonrasında şunu düşündüm. Türk erkeği ve kadını çok kuruntulu. Erkek kendine azıcık gülümseyen arkadaşlık niyeti ile yaklaşan kadınları hemen kendisinde gönlü varmış gibi aksettiriyor karşı tarafa. Bu nedenle biz kendimizi çekiyoruz. Bu da sanırım erkeksilik olarak adlandırılıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygusuz olarak tanımlamış bence seni. Yoksa erkek gibisin gibi demek istememiştir.
      Ama işte neden güvenemediğin de tavrından belli olmuş. Allah kurtarmış :)

      Sil
    2. Duygusuz biri değilim aksine gerektiği yerde gerektiği kadar duygusalım. Beyefendi bu kadar dil döktüm hala mı kabul etmiyorsun deyip al bu da sana kapak olsun dedi sanırım :D

      Sil
    3. Ebru hanım yorum yapmaya değmmez aslında ama bir atasözümüz bu durum için "kedi erişemediği ciğere pis dermiş" ayrıca zaten sizin naifliğinize uymayan biri olduğunu hissettiğiniz için geri çekilmişsiniz. Allah iyi insanlarla karşılaştırsın cümlemizi.

      Sil
    4. @ebru yok onun demek istediğini kastettim :) muhakkak yorumlarından da tanıdığım kadarıyla öyle biri olmadığını biliyorum ^^

      Sil
    5. Her ikinize de teşekkür ederim :) niyetinizden ve samimiyetinizden hiç şüphem yok. :) Amiiiiiin diyorum Eylül Hanım :) hepimize inşallah .

      Sil
  28. erkeklerin ince düşünceli, anlayışlı olması hoş ve takdir edilesi bir güzellik fakat mehmet beyin daha önceki yazılarını da okuduğum için şunu söyleyebilirim ki ince düşüncesi aslında nazik olmasından değilde daha çok ayrıntıya takılan bir tip olmasından kaynaklanıyor sanırım. Görüştüğü kadınları hep bir 'kulp' takarak anlatması çokta nazik olmadığını ortaya koyuyor aslında. Tanıştığım insanların psikolojik tahlillerini yaparım bazen kendi içimde. Düşününce mehmet beyde içten içe narsistlik var gibi:: narsist insanlar bunu alenen yapar tabi ama mehmet beyin mütevazi olayım derken kendini överek anlatması da bende bu hissi uyandırdı. kimseyi kolay kolay beğenememesi bundan kaynaklı ki kendisini daha üstün bir yerde tuttuğu için kimseyi yanına yakıştıramıyor diye düşünüyorum. yani o kadar kadınla tanışmış bunların hepsini kendisi onlardaki bir kusur yüzünden reddetmiş ilginç değil mi sizcede?! bu kadınların hepsi mehmet beyi beğenmiş mi peki bir de onlara sormak lazım. aşırı ince düşünce ve tavırlar bazen rahatsız edici oluyor...

    ve son olarak mehmet beyin bir antipati oluşturduğunu düşünenlerdenim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum :)

      Sil
    2. Bana da narsistlikten ziyade savunma hali var gibi geldi. Bir iş üzerine uğraşınca ve birkaç kez deneyip de başaramayınca, insanlar demek ki sorun sende demeye başlıyor. Sorun bende değil örneklerini kulak tırmalayıcı üslupla söylemiş. (1 kelimeden 40 farklı mana çıkaran kadınlar olarak ifadeleri pek hoşumuza gitmedi galiba :) )

      Sil
  29. Üst yorumlarda birisi sevmeyenler okumasın,ben okumayı sevmediğim kitabı yarıda bırakırım tarzı bir şey yazmış, evet düşününce haklı gibi geliyor fakat burda biz zaten asıl kitabı okumak yani nabrutun kendi yazılarını okumak istiyoruz. Bir kitapta iki yazar olmaz değil mi? (Siz ne demek istediğimi anladınız :)) Aslında daha sert bir yorum yazacaktım fakat sonra vazgeçtim, Mehmet beyin yorumları okuduğunu düşünüyorum o yüzden burdan kendisine sesleniyorum; Mehmet bey lütfen kendi işinizi yapın,evliliğe bu kadar takıntı haline getirmeyi bırakın. Yok ben böyle iyiyim diyorsanız öyleyse lütfen yeni bir blog açın ve siz ve sizi sevenler o yeni blogda takılın :) çünkü ben nabrutun bloguna girdiğimde Mehmet'in yazısını görmeyi saçma ve aynı zamanda manasız buluyorum. Selametle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar adına çok teşekkür ediyorum.

      Sil
    2. Benzetme bence hiç uygun değil. Zira burası bir blog, kitap değil. Yazı göndermek isteyen gönderir ve blog yazarı tarafından uygun görürse yayınlar. Okumak isteyen okur, istemeyen tıklamaz ve okumaz.
      İyi günler

      Sil
    3. Tabiki blog sahibesi nasıl isterse öyle yapar,isterse her gün farklı birine bir post hazırlatır fakat ben okuyucu olarak tercihimi nabrutun yazılarından kullanıyorum yani onu okumak istiyorum,dürüst mehmet beyin bitmez tükenmek bilmeyen evlenememe macerasından sıkıldım. Zannımca bu kadar çok yorum almak,iki saf oluşturmak yahut bir anlamda şöhret olmak(?) onun hoşuna gitti ki yazmaya devam ediyor. Güzel tabi yazsın içini döksün filan ama buraya değil :) Bu bloğun konseptine uyduğunu düşünmüyorum. Farkındaysanız bloğun adı nabrut.com nabrutunblogundakimehmet.com değil :) benzetmeye gelecek olursa ben hala doğru bir benzetme olduğuna inanıyorum, her neyse isteyen istediği gibi düşünebilir, bende sizin gibi yalnızca fikrimi söyledim. Selametle :)

      Sil
    4. ikinci yorumu mehmet bey mi yazdı :D

      Sil
  30. nabrutcum senin burcu ne ?
    cokk merak ettim

    YanıtlaSil