Gittiğin Yer Geldiğin Yeri Aratmasın

Bu yazı biraz deneme gibi olacak. Kısa kısa birkaç konuya değineceğim.


****
Uyanmam çok ileri yaşlarda oldu. Herkesi kendin gibi sanma, diyen annemi ciddiye almam daha da sonra oldu.

Çok yakın bir arkadaşımla bir iş başvurusu yapacaktık. Bunun için birbirimize işimizin olması için şu şu okunacak türünden bir manevi ritüel yaptık. Gaibin gaibe duası makbuldür diye de birbirimize niyet ettik...

Sonra ne mi oldu?
Bu ritüelin hemen sonrası arkadaşım işe girdi.
Bana ne mi oldu?
Ben epey süre giremedim.

Geçenlerde iş arayan kuzenime böyle bir ritüel vardı, W Hanım arkadaşımla yapmıştık, bana isabet etmedi ama o hemen iş bulmuştu, sen de bi' dene, dedim. Bana dedi ki;

Onun sana yaptığını ne biliyorsun?
O da kendine yapmıştır ve 2 hatimle onu işe uğurlamışsındır.

Bir robot olsam kafamdan dumanlar çıkarak sistemim çökerdi muhtemelen. İnsan olarak ya böyle bir şey olabilir mi gerçekten diye ufak çaplı bir şok geçirirken W Hanım arkadaşımın hayatını düşününce benim arzu ettiğim şeye ulaşmama isteyecek biri değildi, evet. Yapmış ya da daha doğrusu yapmamış olabilirdi. Ama ben asla aksini düşünmeden halisane bir niyetle yapmıştım işte...




****
Evleneli 7 ay falan oldu sanırım. Halen fotoğraf albümüm yok. 
Çünkü fotoğrafçıdan fotoğrafları seçmek için almamız, hazır denmesinden sonra 3 ayı buldu.
Hala da seçmedik.
Çünkü ben fotoğraf bakmaktan hoşlanmıyorum.
Genel olarak geçmişe bakmayı çok da sevmiyorum.
Geleceği yakalamayı çalışırken geçmişe dönemiyor muhtemelen günü yaşamayı da kaçırıyorum.

****
Nişanımdan bir müddet sonra amcamın yanına İstanbul'a gittik. Amcam seninle konuşacaklarım var deyip duruyordu. Beni en sonunda bir tenhada kestirdi ve evlilik konuşması yaptı;

Emin değilsen evlenme,
Evlenmek zorunda değilsin,
Evlilik bir karanlık kuyu ve şans işi,
Evliliğin lokomotifi kadındır, erkeği vezir eden kadındır,
Nişan bir tanıma sürecidir, bu süreçte dönmek istersen hayatın sonu değil gibi bir sürü kafa karıştırıcı şey söyleyip kendince amcalık görevini yerine getirmeye çalıştı.

Ama ben anladım ki, o aslında kendi düştüğü hatalara benim düşmemden korkuyordu, bu bahsettikleri kendi hayatından kesitlerdi. 

****
Şuradaki yazımda, evlilikte baba rızası, kocayı buldum diye arkasına bakmayan kızlardan bahsedince tatlı yollu, ama senin tuzun kuru, ne aileler var, kızlar sıkıntılardan kurtulmak istiyor gibi yorumlar aldım.

Çok haklılar.

Ama evlilik de dibi görünmeyen bir kuyu. Evleneceğin adamın yani gittiğin yerin geldiğin yerden daha iyi olacağına emin misin? Hiçbir şeyin garantisi yok ve nice evinden kaçan kız yine babasının evine sığınmadı mı? O yüzden siz yine de ardınızda bıraktıklarınızla iplerinizi koparmayın.

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. nabrut çok duygusal bir yazı olmuş, seni yazılarından daha dimdik tanıyan biri olarak senin de kimseye göstermediğin yaraların vardır belki de bunu anladım.Ben de bu hissettiklerini vakti zamanında o kadar hissetttim ki. Anne babam çok iyi niyetli, biraz asosyal, hafiften de toplumdan kopmuş insanlardı. Bu yüzden bu iyiniyetle yaklaşımlar daha sonra yenilen kazıklar vs. Bazen çocukluğumu ve ilk gençlik yıllarımı kafamdan sildirmek istiyorum. Şimdi şimdi kendimi bulduğumu düşünüyorum. İnsanların ütopik isteklerine cnm çok isterdim ama şöyle bir durumum var diye kibar yoldan reddetmeyi öğrendim mesela. Kimseye bir derdini açmaman gerektiğini açarsan o derdin daha sonra o kişi tarafından sana batırılacak bir iğne gibi kullanıldığını öğrendim. Ve dediğin gibi ne kadar bazı hareketlerine kızsak keşke şöyle olsaydı desek de dönüp dolaşıp dönebileceğimiz yer ailemiz oluyor. Ama senin ailene de imrenmiyor değilim:) Nabrut evliliğin de umarım hala şahane devam ediyordur. Çünkü biraz sitem sezdim. Olur o kadar yaa :) Bİr de görsele çok güldüm :):) Bu teyzemiz ne alaka acaba :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olmaz mı? Kimin yaraları yok ki...
      Benim başıma gelenler anne baba sözü dinlememekten kafamın dikine gitmekten geldi aslında. İlk gençlik yıllarında her şeyi en iyi ben biliyorum sanıyordum. Ama zaman bana hiçbir şey bilmediğimi öğretti, öğretirken de biraz hırpalandım.
      "Kimseye bir derdini açmaman gerektiğini açarsan o derdin daha sonra o kişi tarafından sana batırılacak bir iğne gibi kullanıldığını öğrendim." derken ne demek istediğini de çok iyi anlıyorum. Belki de bu yüzden dimdik duruyorum :D
      Allaha şükürler olsun ki evlilikle ilgili korktuğum bir şeye uğramadım. Sitem etmiyorum sadece uyarıyorum aslında :) Yoksa Fadıl son sitem edeceğim kişi bile değil.
      Teyze beni temsil ediyor. Ben nutuk attım ya yazıda. O açıdan :D

      Sil
  2. Sevgili nabrut
    İnsanlara güvenmeyi bırakalı çok oldu. Teşekkür bekleyerek iyilik yapmamam gerektiğini öğrendim. Allah rızası için yapıyorum. Zira teşekkür beklersen iyilik yapacak insan bulamazsın.
    İkinci olarak insan genelde kendi yapamadıklarını seninde yapacagını düşünüyor ve hatta yapmamanı istiyor. İnsan bence kendiyle mutlu olmayı bilmeli. Arkadaş ve dostlarımız olsun fakat kendi ic dünyamız ve gündemimizde olsun. Etkilenmeden karar verebilelim. Yoksa rüzgarın önünde savrulur dururuz.

    YanıtlaSil
  3. Ayiptır söylemesi ama arkadaşının dediği gibi insanlar dua üzerinden bile yalan söyleyebiliyorlarsa oha yani... Sanki yapılan hatim ve dualar kime gidecek? Rabbimiz bizi O'nun karşısına böyle büyük bir utançla çıkmaktan korusun.

    Fakat sen içini yine ferah tut Nabrut. Muhtemelen senin için hayırlısı değildi ki Allah nasip etmedi. Kızın kötü niyetli olduğu aklına gelirse bu yalnızca sinirini bozar. "Sonuçta herkes emeklerin karşılığını alır. Belki o bir tık fazla çalışmıştır bu iş için" diye düşünmek daha iyi hissettirebilir. Hem böylece şeytan da bu anı üzerinden sana vesvese verip, seni mutsuz duygularla dolduruşa getiremez inşAllah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar temiz ve ince düşüncelisin ^^
      Allah razı olsun.
      Mutsuz duygulara sürüklenmedim ama birazcık da olsa gözümü açık tutmam gerektiği konusunda hem fikiriz sanırım ^^

      Sil