Evlilik Hikayeleri-2

Siz okurken sıkılıyor musunuz, siz de nasıl etkiler bırakıyor bilemiyorum ama ben her zaman evlilik hikayeleri dinlemeyi çok sevdim. Şimdi de görücü usulü evlilikler yazı dizim sayesinde bana gelen hikayelerin ilk okuyucu olmak, sonrasında ise sizinle paylaşmaktan büyük keyif alıyorum. Umarım sizde aynı etki hasıl oluyordur.

Yoon Seul bana annesinin evlilik hikayesini yorum olarak bırakınca o kadar hoşuma gitti ki, lütfen bana daha ayrıntılı bir mail at ve bunu yayınlayalım dedim. Beni kırmadı.

Hikayeden ne öğrendim;
büyük konuşmamalı imiş ve biz annesine benzemeyen kızların dram dolu bir hayatı varmış. ^^
****
Mevki: Çorum Osmancık.

Sene: seksenlerin ortaları.

Hani şu çiçekli entarilerin bir buket çiçekten daha kıymetli olduğu, çiçeğin dalındayken güzel olduğunun bilindiği zamanlar…

Validem boyuyla yaşıyla küçük, ama güzelliğiyle dillere destan bir ufaklık daha. Ha güzel olduğu kadar da küstah orası ayrı. 

İşte anacığım; ufacık boyu, küçük dağları ben yarattım tavırlarıyla, salına salına pınarın önünden geçerken rahmetli babaannişim yanında kendi gibi yaşını başını almış yengesiyle çevirmiş onu yolundan.

Lakabıyla seslenmiş; 
Şeker kızım şu bidonlara bi’ yardım ediver, bak büyüyüp serpilince seni oğluma alırım. 

Babiş tabii daha mektepli o zamanlar.  Bakın okuyorum, adam olacağım dercesine gözünde de kocaman çerçeveli bir gözlük. Gel de bunu şeker kıza anlat. Yardım etmek şöyle dursun, bir de çemkirmiş babannişime. 

Ben sizin kör oğlunuza mı kaldım, 
deyip yürümüş yoluna.  

Babam da daha çocuk ama o yıllarda çocuk olmak simdi çocuk sahibi olmaya denk gibi bir şey tabii. O garibimi de, hayvancılıkla uğrasan dedem (annemin babası) arada bir yolundan çevirir; oğlum su hayvanları çevir gel hele bak sana gızımı veririm böyüyünce, dermiş. 

Babamın kızda gözü yok ya hani (!) yardım maksadıyla her seferinde Murat amcasının dediğini yaparmış. 

Aradan seneler geçmiş, babam hem okumak hem de çalışmak için çok yer değiştirmiş. Validem deseniz iyice serpilmiş. Yani ikisi de evlenecek çağa gelmiş. 



Sene1990 …

Validem daha 19 yasında ve yeşil gözlere ve simsiyah saclara sahip. 

Babam da şöyle pek yakışıklı sayılmasa da uzun boylu  bıçkın bir delikanlı işte.

Amma ve lakin adam işsiz. Lise ikide müzik hariç tüm derslerinin sıfır olduğu bir tasdiknameyle bitirdiği okul hayatının sonucu olarak o işten, bu işe sürüklense de pek tutunamamış. 

Sonuç olarak evlenip büyük şehre giderek şansını deneme kararı almış. Gelin görün ki; işsize kız yok diye ilk kapıdan yine bekâr ayrılmış. 

Tabii benim mizahşör dedem durur mu? Hazır yanında başlık parası, üst baş iki dirhem bir çekirdek, böyle eli boş eve dönmek olmaz diye düşünerek aha, demiş;  şu eve girek bi de, altı dene gızları var, birinden birini verirler herhalde." 

Daha babasının sözü babamın kulağına ulaşmadan eve haber yollanmış. Hemencecik buyur edildikten sonra da iki genç birbirini yıllar sonra ilk defa kız isteme faslında görmüş. Annemin babası da  işsiz adama kız yok diyecek ama şeker kıza söz dinletebilen kim? Anneme diğer odada anası söz geçirmeye çalışırken annem; "yeter bıktım evin işinden verin beni gocaya evlenecem ben" deyip çıkmış. 

İki taraf o zamanın hatırı sayılır miktarda başlık parasına anlaşmış. Dedem ceketin kendi ceketi olduğunu bilmeden gelin kızın babasının ceketi sanarak bilmem kaç bin gayme başlık parasını kendi cebine koymuş.

Haliyle babamın babasının çıkmışken alak şu gelini hazır para da hazır sözündeki para ne kadar yaktıysa adamcağızın içini olduğu gibi geri dönmüş. Ha dedem tutmuş geri vermiş orası ayrı. 
Annemgil zaten avare hiç fark etmemişler durumu para ellerine yeniden ulaşana kadar. Böyle irili ufaklı bir sürü olay sonunda validem bir kırmızı yazmayla gelin olmuş. Tabi o zamanlar köylük yerde gelinlik hak getire. 

Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine… 

Sonuç olarak babam askere gitmeden hemen önce yaptığı düşükle birlikte annem dünyaya gözlerini kapamış. 


Yahut da öyle sanılmış. 😅😅 Çünkü benim dünyalar güzeli anacığımın sadece bir müddet kalbi durmuş. Yine de bunu anlayamayan doktor beyler cenaze diye nitelendirdikleri annemi bir sürü işlem üzerine ölen evladına mı yitirdiği karısına mı üzüleceğini bilemeyen babama teslim etmişler. Ertesi gün defnedilecek olan annemi kefene sararak evin en soğuk odasına yatırmışlar. Bir sürü ağlamalar, inlemeler, dedemin bari başlığı geri alaydık daha gızı alalı ne oldu ki şurada, gibi düşünceleri eşliğinde sabahı etmişler. 

Ve annemin halası son kez girmiş kızı gibi sevdiği şeker kızın yanına. İyi ki de girmiş. Hala hanım, annemi nasıl gidersin yavrum diye sarsarken annem uyanıvermiş. Halanın beti benzi sapsarı ölü görmüş bakışlarına mı, üzerindeki kefene mi şaşırsın bilememiş garibim. Her ne olursa olsun annem dedemin verdiği başlığa değmiş 😂😂😂 ve annemin ikinci kez dünyaya gözünü açmasıyla babam da kendini asker ocağında buluvermiş. Anneme yol gözlemek kalmış .

Tüm bu sure boyunca babamdan haber alabildiği tek kaynak o yıllarda bir tek köyün muhtarında bulunan çevirmeli telefon olmuş. Ve gün olmuş asra bedel.

Bir gün babam aklında planlar geride bir ton askerlik anısıyla dönmüş anneciğimin yanına.
Kalk hanım, demiş, gidiyoruz yurt dışına. Ama bir ton pasaport işleminin ardından babamın gidebildiği en uzak yer İstanbul olmuş. Kendi gitmiş, yerleşmiş, epey para da kazanınca artık hanımı yanına alma vakti gelmiş. Kucağında ben, karnında Merve’yle annem düşmüş babamın peşine. Karnı daha belli belirsiz annemin. 

Gelir gelmez soluğu annemin kuzeni olan amcamlarda almışlar. Orda da çoluk çocuk derken ortalık karışık. Bir de üstüne amcamın is arkadaşı gelmesin mi? Amcam arkadaşına annemle babamı bunlar benim biraderler diye tanıştırınca olan olmuş. Annem odadan çıkar çıkmaz adam dönmüş babama "birader bacın maşallah pek güzelmiş,  benim de halim vaktim yerinde, arkadaşım da bilir hani yani, derken amcamın kaş gözlerine susuvermiş. Babam gayet sakin onu alan aldı kardeşim sen daha güzelini bulursun inşallah diyerek kapamış konuyu. 😂😂 

Hayır, annem güzellik başa bela da hiç mi başımıza bela almamızı istemedin bilemedim ki ben?

Yorum Gönder

26 Yorumlar

  1. Eline kalemine yüreğine sağlık defalarca da okusam hiç sıkılmam paylaşımından dolayı çok teşekkür ederim sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ediyorum bunu bilmek çok iyi geldi.

      Sil
  2. Ay çok tatlı ya ayrıca yazarın dili de çok eğlenceli okumaya doyamadım :D

    Evet ya bizim niye dillere destan güzelliğimiz yok ://

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haha son cümlene bayıldım :DDD sanki o eskidenmiş ya artık kimesnin güzelliği dillere destan değil çünkü herkes birbirini kıskanıyor :D

      Sil
  3. ahaha :)Keyifle okudum, çok eğlenceli ve ilginç bir hikayeydi. İnsana okurken şaka gibi geliyor lakin hayat işte hepsi gerçek, hepsi farklı bir yaşanmışlık.. Paylaşımda bulunan arkadaşın da kalemi pek bir mizahi pek bir samimiymiş :) Mail adresiniz nedir acaba, ben de bu nostaljik görücü usulü evlilik örneklemeleri arasına bizimkilerin aşk mecaralarını da anı olarak katmak isterim tabi eğer tarafınızca beğenilirse.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok memnun olurum yollarsan. estağfirullah beğenmemek ne demek. gerçek hikayelere bayılırım. e mail adresim nabrutvebiz@gmail.com
      dört gözle bekliyorum

      Sil
  4. Çok guzel ve enteresan bir hikaye yalnız anneyi merak ettim güzelliğinden bu kadar bahsetmisken Allah herkese ömür boyu süren evlilikler nasib etsin

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunu sildim ama neden diye bir sor :D çok güzeldi izin verirsen yayınlayacağım hemşirem var mıdır izin ^^

      Sil
    2. :) vardır nabrutcan sana izin sonsuz:) mrl

      Sil
  6. Bu yorumun yeri ve zamanı burası değil ama bir nabruta sesleniş yapmak için geldim.

    Şöyle bir damardan cheese in the trap patlamayı düşünüyor musun yakın zamanda? Yok valla sen patlat ki bizde patlayalım. Çok mağduruk. Senarist gıybeti yapma ihtiyacımız var ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yeppuda çevirisi bekliyorum son iki bölüm gelse size katılıp senarist katliamı çağrısında bulunacağım hemen ama içinizde tutun bekleyin beni ^^

      Sil
  7. Yaa inanmiyorum yaa masallah supermis :))) valla o kalbi durdu da kefenleme en son hala iceri girince gozlerini acmada bi kahkaha attim kii :)) film gibi hikayeniz varmis :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değil mi kalbi durdu kısmından sonrasını bende bir heyecan okudum :)

      Sil
  8. Ayyy çok güzel yaaa bayıldım hikayeye şeker kızın başına gelmeyen kalmamış :))
    Not: Asla demeyim ama elimizden geldiğince büyük konuşmamaya çalışsak iyi olur işte bir örnek daha ,Kayınvalidemin annesi ve kayınpederimin annesi akraba sayılırlarmış ve sık sık görüşürlermiş çok uzatmayım yine bir gün kayınvalidemin annesi kayınpederimin annesine gezmeye gitmiş benim kayınpederde o sırada 4-5 yaşlarında köy yeri işte çocuk salya sümük geziyormuş Kayınvalidemin annesi de o gün demişki içinden (-anaaamm pis bebe buna gız neyim veren olur mu ki ?????) sonuç 12-13 yıl kadar sonra kendi kızını vermiş :))) iyikide vermiş onların oğluşlarıda bana eş gelmiş zincirleme ^^ ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahaha sizin hikayede çok güzelmiş ama :D dur anneme bir sorayım kimlere büyük konuşmuş kocam olma ihtimallerini değerlendiririm böylece :D benim büyük konuştuklarıma gelirsek picosso tablosu gibi kocam olacak zaten :D

      Sil
  9. Güney Kore çılgınlığı bazı kızları çok kötü etkiliyor. Bir blogda (kendisi koreli misyonerleri anlatıyor) kapalı bir kızın koreli erkekle tanışınca din değiştirdiğini üzülerek okudum. Bu konuda bir yazı yazsanız çok iyi olur. Kızlara kendilerini çok kaptırmamalarını yazabilirsiniz. Çoğu kızın hayali koreli erkekle evlenmek olmuş. Bana çok tuhaf geliyor bu durum. Siz nasihat ederseniz, dinlerler belki. Duyduklarım, gördüklerim beni üzüyor. Ben de fransız sinemasını severim ama hiç illa da fransızla evlenip kilise düğünü isterim diye tutturmadım. Ya da fransız erkeği olsun da nolursa olsun demedim. Bu konuda insanları tatlı dille uyarırsanız güzel olur. Koreli erkeklerin bizim kızları interpals gibi sitelerde engellediklerini bile duydum. Artık abartıldı sanki. Misyonerler özellikle kapalı kızların koreli erkek sevgisini kullanıyormuş blog sahibi öyle yazmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bahsettiğiniz kesim ergen kızlar. ergenlere de söz dinletmek kabil değil. Kore erkeği ile evlenince dizilerdeki gibi bir hayatları olacaklarını falan zannediyorlar heralde ne bileyim. hiç böyle insanlar da tanımıyorum ya da beni takip eden böyle insnalara denk gelmedim açıkçası. o yüzden nasıl bir nasihat verebilirim nasıl bir nasihate ihtiyaçları var onu da bilmiyorum :(

      Sil
  10. annem birkaç kez nişan atmış babamla evlenmeden evvel. :)
    babamsa evlenmek için çok beklemiş. iş sahibi ve ev sahibi olmuş kendi çabasıyla ve sonunda evlenmeye niyetlenmiş onlar olunca. yaşı da kırka yanaşmış. annem yirmi kusurlarda. aralarında 11 yaş var. boyları hele. babam 1.90 yaklaşık. annem 1.55 falan. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok ilginç bir hikaye daha. etkilendim açıkçası. keşke daha çok detay verse idin ^^

      Sil
  11. Bizimkiler de komşu imiş babam 11 yaş büyük küçükken bahçelerine gelen annemi ortalığı erik pestili yaptıkları için halamla kovalamis bebekken annemin besigini sallamisligi bile varmış babamin😀

    YanıtlaSil
  12. Bunu yazdım yolladım ama kardeşimin yatay geçişi yurda kaydı,vize haftası derken unuttum bile.Açıkçası yazarken ben bu kadar beğenmemiştim bu olaylar dizisini :)Eline emeğine sağlık :)
    Bu arada annemin hala popüler olduğundan haberi yok.Öğrenir öğrenmez karşı komşumuza ''şehrii kız şehriii benim gızın ettiğini duydun mu?)'' diye bağıracağından korktuğumdan söylemeye cesaret edemiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seninde ellerine sağlık. gerçekten hikaye çok güzel geri dönüşler getirdi. Annene söylemeyeceğim söz :DD

      Sil