Evlilik Hikayeleri-15

İzmir’den Suriye’ye gelin giden bir genç kız.
Karısı için tüm hayatını geride bırakacak yürekte bir adam.
Sıfırdan başlayıp sevgi, saygı, emek ve iman kuvvetiyle feraha eren bir aile.
4 şahane evlat.
Ders çıkarmak demeyim ama hayatınızı sorgulatıp tefekkür ettirecek umut dolu bir evlilik hikayesini, Rabiş’in anne babasının hikayesini okuyacaksınız.

Allah mutluluklarını ve huzurlarını daim etsin.

Annem ile babam kuzenler ama babam Suriye'de doğup yaşamış, annem ise İzmir'de doğup yaşamış, anlayacağınız birbirlerini nerdeyse hiç görmemişler. 

Bu arada Suriye dediysem aklınıza şu anki kötü durumu gelmesin. O zamanlar böyle berbat değilmiş, oralar hele ki babamın hali vakti gayet iyiymiş. Askerliğini yüksek rütbeli bir askerin koruması olarak havuzlu bir villada yapmış, daha sonra ülkenin genelkurmayı babamı çok sevmiş ve sen istediğin şehirde istediğin memurluğu seç, seni görevlendireyim, demiş. 

Babam da yüksek maaşlı ve rahat memuriyeti seçerek iyi bir iş hayatı yaşamış. Bu anlattıklarım abartı gelebilir ancak eskiden Suriye'de öğretmenlik ya da diğer memuriyetler için üniversite değil lise mezunu olmak yeterliymiş. Üstelik babam da liseden dereceyle mezun olmuş. 

Velhasıl kelam annem ve babam birbirlerinden habersiz ayrı hayatlar yaşarken bir gün babam ve ailesi İzmir'e dedemleri ziyarete gelirler. Babam annemi orada görüp aşık olur. Başlarda kimseye bir şey demez ama sonra dayanamayıp annemin halasına (onun da teyzesi oluyor zaten 😀) durumu anlatır. Aile büyükleri arasında konuşulup onaylanır ve annem ile babamı bir odaya koyarlar. Lakin işin en tuhaf yanı babam Türkçe bilmez, annem de Arapça. Babam annemin Arapça bilmediğini bilmiyor, anneannem ile dedem şakır şakır konuştuklarından annemi de biliyor sanır. Başlar konuşmaya; sana aşık oldum, seninle evlenmek istiyorum ve niceleri... Babam heyecanıyla romantik cümleler kurarken, annem boş boş bakar babamın gözlerine. Babam her şeyi anlattıktan sonra annem cevap vermeyince çıkar odadan. Herkes sorar tabi, ne oldu, diye. Babam da işine öylesi geldiğinden herhalde; utandı, o yüzden cevap veremedi, ama evet demek istedi der ve annemin bile anlamadığı kadar hızlı bir şekilde evlenirler. 


temsili
Tabi annem gelin gidiyor Suriye'ye, dilini izini bilmediği gurbete, hem de ne olup ne bittiğini anlayamadan. Yahu deli misin, hiç mi sormadılar sana, hiç mi söylemedin ben istemiyorum, diye sordum anneme ama kızım olanlar ne ara oldu, ne ara bitti, farkında bile değildim ki bir şeyler söyleyeyim, dedi. 

Kader diyerek Suriye'ye gelin gitmiş annem, 1 yıl içinde Arapça’yı öğrenmiş kendi kendine. Çok zormuş annemin oradaki hayatı babam melek gibi adam ve çok da iyi bir Müslüman ama ailesi çok fena, ağlamadığı bir günü bile geçmemiş annemin. Ne zulümler yapıyorlarmış anneme. Annem ise babama olan sevgisinden kıyamaz ailesiyle benim yüzümden arası bozulmasın diye babama hiçbir şey anlatmazmış. 

Annem bana bunları anlattığında gözlerim dolu dolu dinlemiştim ama gözyaşlarımı tutamadığım an onların Allah'a sürekli küfrettikleri ve annemin başını açmaya çalıştıkları andır. Annem ile babamın birbirine olan sevgisi ve Allah'a olan sevgileri öyle büyükmüş ki bir şekilde dayanmışlar ama sonraları iki abim ve ablam doğmuş. Annem kendim dayanabiliyordum ama çocuklarımın böyle bir yerde büyüyüp onlar gibi olma ihtimallerine dayanamazdım diyor. 

Babamla evliliklerinden 9 yıl sonra ilk kez annem babama anlatmış bazı şeyleri ve gidelim demiş, Türkiye’ye gidelim burada yapamayız. Babam kıyamamış çocuklarının eşinin hatırına Suriye’deki en başta anlattığım o rahat hayatını bırakıp beş kuruşsuz üç çocuk ve sadece bavullarıyla gelmişler Türkiye'ye. Oradaki bütün parasını pulunu babaannemler almış zorla. Anne tarafım derseniz her biri kendine anca yetiyor, kıt kanaat. Derken tek servetleri ailesi olan annem ve babam sıfırdan başlamışlar burada her şeye. 

Babam inşaat işçisi olarak çalışmaya başlamış. Öyle zor zamanlar yaşamışlar ki kelimelerle ifade edilemez, anlatılamaz. Zaten zar zor geçinirlerken bir de babam bel fıtığı olmuş. O kadar ilerlemiş ki neredeyse felç olacakmış. Zaten maddi durumun, hayatın zorlukları yetmezmiş gibi hastalık da çıkınca hepsi yıkılmış. 

O sıralar ben doğmuşum işte. Çocuk berekettir derler ya öyle bir şey belki de ben doğduktan sonra felç kalacakken tamamen iyileşmiş babam yeniden çalışmaya başlamış. İstenerek olan bir çocuk değilmişim ama annem hep söyler Rabbimin hediyesiydin sen bana, ben O'na şükrettim, sabrettim ve senden vazgeçemedim ne kadar zor durumda olursak olalım. Bu yüzden sen doğduktan sonra düzeldi bütün hayatımız, der. 

Sabretmenin, şükretmenin güzelliğini en çok bunu öğrendiğimde anladım. 

Annem bana hamileyken; tabi babamın durumu çok kötü hiç geliri yok, ama birkaç ay sonra evde olacak toplam 4 çocuk. Düşünedurmuş ne yapacağız, diye. Bakmış ki elinde sadece 80 lirası var. Atmış kendini sokağa yürüye yürüye bir bakmış ki çarşıya kadar gelmiş. Rabbimin vesilesiyle girmiş bir dükkâna, 4 etek almış oradan. Sonra o 4 eteği tanıdığı evleri dolaşarak satmış derken o parayla yeniden etek, yeniden satış... Ben doğunca zaten babam iyileşmiş ve çalışmaya başlamış annem de devam etmiş alıp satmaya. Küçücük çelimsiz vücuduyla etek, kıyafet dolu ağır ağır poşetleri taşıyıp durmuş. O sıralar bana annelik yapan ablam tabi küçücük çocuk. Küçük annem derim ben hep ona, annem çalışırken evin hanımı da benim annem de oydu çünkü. Abimler ise bir yandan okuma telaşında bir yandan ise simit satarak, pazarda ufak tezgahlar açarak annemin aldığı kıyafetleri satmışlar. Çocukluğunu yaşayamadan büyümüş tüm kardeşlerim. 

Velhasıl kelam çok zor zamanlardan geçmişiz, kötü şeyler yaşamışız ama anne ve babamın birbirine olan aşkları, bize olan sevgileri sayesinde hepsini atlatmışız. 

Şu an ise evimiz, arabamız ve annemin güzel bir kıyafet dükkânı var. 4 etekten koca bir dükkâna öyle zor şeyler yaşayarak geldik ki aileme her zaman hayranlıkla baktım, annemi hep süper kahramanım olarak gördüm. 

Şimdi abim hukukçu, ablam Psikolojik danışman, abim ise rehber öğretmeni. Güzel, mutlu, huzurlu bir aileyiz çok şükür. Gerçekten öyle şeyler ki ailemin yaşadığı nasıl kelimelere dökebildim, nasıl toparlayabildim bilmiyorum. Ki bu daha yaşananları tümüyle anlatmamış halim. Ama şunu çok iyi öğrendim; sevgi öyle bir bağ ki en zor şeylerin bile üstesinden gelmenizi sağlıyor. Ailemdeki herkes; Allah'a olan, ailesine olan sevgisi için dayandı, sabretti tüm yaşanılanlara. Ve sabrın sonu selamettir derler ya hani aynen öyle. Bir kez bile isyan etmedik hiçbir şeye. Ne yaşarsak yaşayalım şükrettik, dua ettik ve çabalayarak elimizden geleni değil, elimizden gelenin daha da fazlasını yaptık. Herkes kendinden çokça fedakarlık etti bu günlere gelebilmek için. Şükrün, azmin, sevginin mucizesini gördüm ben ailem sayesinde. 

Rabbim kendi hayatlarımızdaki sınavlardan da böylesine güzel çıkabilmeyi nasip eder inşallah hepimize.

Yazı dizisi:

Görücü usulü evlilik nedir?

Görücü usulü evlilik "Usulü"

Görücü usulü evlilik hakkında bilinmeyenler




Yorum Gönder

17 Yorumlar

  1. Amin.
    Hayranlıkla okudum. Sevgi, saygı ve imanın fedakarlıkla birlikte her şeye yetebileceğini görebildiğimiz bi' hayat hikayesi.
    Allah davranışlarımızı ”inancımızla” bütünleştirip sözümüzü ”özümüzle” birleştirsin. Amin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin...
      Rabbim çıkardığı dersleri uygulayabilenlerden eylesin

      Sil
  2. Bu zamana kadar okuduğum en iyi evlilik hikayesiydi. Diyeceğim tek sey.

    YanıtlaSil
  3. bence de bu dünyada yaşadığımız tüm huzursuzlukların üstesinden gelmek
    yalnızca takvayla olur çünkü ne kadar talihsizlikler yaşadığımızdan ziyade
    o talihsizliklerin üstesinden gelmek için dayandığımız ilahi güce ne kadar inandığımız
    önemlidir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takva her derdin ilacı elbette. Takvanın yanında tevekkül...

      Sil
  4. Bir evlilik hikayesi okurken ilk defa gözlerim doldu. İmkansızlıklardan nasılda güzel bir hayat inşa etmişler kendilerine. Bu hikaye sanki Allah'ın bana gönderdiği bir mesaj gibi geldi. Güzel bir ders çıkarmalıyım sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimiz için ders çıkarılacak bir nokta var umarım uygulayabiliriz ^^

      Sil
  5. 15 hikayenin hepsini birden okudum kah guldum kah gozlerim doldu ama iyi ki yazmis nabrut dedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ben sadece bir ufak kıvılcım attım bu güzel hikayeleri gönderen gönlü güzel insanlar sayesinde bizler de bir çok değişik duygu yaşayıp bir çok ders çıkardık.
      iyi ki varsınız

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Haftaya da gülümseten bir hikaye olacak telafi edeceğim :)

      Sil
  7. Çok begendim inan abla ALLAH bazen zeval versede vardır bundada bi hayır demeli insan ve bu hikayeyide öncekiler gibi çok beğendim şimdiki hemen evlenen bir sorun çıktı çiftler hemen boşanırlar boşanmak demeyelim "kaçmak" diyorum ben ama şapkalarını önlerine koyup hiç demiyorlar biz ne yapıyoruz biz kolay kuramadık bu yuvayı bozmak nasıl saatlerimizi alır...Ve çok güzel sabır,sevgi,saygı ve azim diyorum ben ALLAH hepimize böyle eşler çocuklar versin imtihanimiz onlarla olmasın inşallah...Bu aileyede ALLAH bir ömür mutluluklar versin hem bu alem hem gerçeklikte Aminnn ...Abla bize bu hikayeyi de ulaştırdığın için teşekkür ederim canı gönülden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin. çok güzel yazmışsın gene....
      Ben de yorumlarınızla destek olduğunuz için teşekkür ediyorum

      Sil
  8. Ay ilk defa gözlerim dolu dolu okudum .Her zaman düşünürüm iman gücü olmasa inançlarımız olmasa nasıl kaldırırdık onca yükü .. Şu duayı unutmayalım o zaman : ''Rabbim son nefesimiz de dahil iman selameti ile bu dünyadan göçmeyi nasip eyleyiver .'' Gerisi hallolur zaten değil mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :(
      Amin. sabır ve metanet ile Allah'a dayanmak her sorunu çözer dediğin gibi.

      Sil
  9. Okuduklarımız arasında een çok bu hikaye beni etkiledi.gercekten ibret alınacak filmi yapılacak bir hayat olmuş.allah mutluluklarını daim etsin

    YanıtlaSil