Lefkoşa Havalimanı Yıldız Tilbe Temsilcisi

Evden her zaman grantuvalet çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Yani en azından “artık” böyle düşünüyorum.

Eskiden portmantoda feracem asılıysa üzerime geçirip başıma da yaşmağımı bağlarsam çıkıp gidemeyeceğim yer yoktu. Buna istinaden bir defasında gece geç saatte olan uçak yolculuğuna en pejmürde halim ile çıktım. Çok yanlış düşünüyormuşum, ben işte o gün tövbekâr oldum.

Anlatacağım.

Bilirsiniz; -Evropalılarla- Korelilerin havaalanı modası vardır ve casual ama en özenli halleri ile havaalanlarında stil ikonu edasında pozlar verirler. Bense sözü geçen o makûs gün rüküşlükte havaalanının Yıldız Tilbe’si olarak kalkıp oynayacak gibi bir haldeydim. Haydee!



Ama haklı gerekçelerim vardı. Bir kere uçak çok geç saatte idi ve iner inmez direk otele geçecek, uyuyacaktık. Hem de Lefkoşa’nın havalimanını zaten Ankara Aşti’den daha varoş ve daha küçüktü. Uçakta da insanları tanımazlıktan geldikten sonra üzerime giydiklerimin bir önemi olmadığı gibi makyajsız ve ölü suratım, şaftı kaymış eşarbım bence çok da mühim değildi.

Ta ki uçakta Ömür Akkor’u görene kadar...

Ömür Akkor kimdir derseniz, benim kendisini Yemekteyiz Programı ile keşfettiğim birçok mecradan takip ettiğim hayranı olduğum bir -sanatkar- aşçıdır. Ne derler hani, sanatına hayranım. Yemek sanatı uğruna senenin yarısından fazlasını uçak üzerinde ülke ülke gezmesine gıpta ederim. Bu hayranlığımın sınırlarını genişletip ailemi de takipçisi yaptığım kişi birkaç koltuk arkamda kitap okuyordu.

Yıkıldım...

Gidip tanışmak, hayranlığımı dile getirmek istiyorum lakin beni ışıklardaki mendil satıcısı sanarak itelemesinden korkuyorum. Evet, öyle pasaklı bir haldeyim. Hatta var ya saçım açık olsa dip boyam çoktan geldiği için tam manası ile kökenlerimi temsil edeceğim. Görüntüyü hayal edebiliyor musunuz?

Elle tutulabilir tek noktam tatil sebebi ile kendimi hınca hınç keselemiş olduğumdan üstümden tüten buram buram banyo kokusu. Hahah!

Sonrasında uçak indi, yolcuları dış hatlar kapısına taşıyacak otobüsler geldi, kendisi de bizim olduğumuz otobüse bindi. Annem yürü gidelim yanına, diye çok ısrar etse de ben, mevzu bahis kişinin “çıkarın şu pis dilenciyi,” diye güvenliği çağırmasından endişelendiğim için oralı olmadım.

Çok pişmanım. Yani hem özensizliğime hem de çok sevdiğim biri ile tanışma fırsatını kaçırdığıma. Hadi Ömür Akkor’la ilişkimiz mesleğine duyulan hayranlıktan öte geçmiyor.

Lakin o gün Mehmet Aslantuğ ile karşılaşmış olsaydım halim nice olurdu sayın okuyucu! 0.o Verilmiş sadakam varmış. Haha!

İşte sizin muhtemelen tebessüm ederek okuduğunuz aslında dram dolu bu olaydan sonra artık evden Bülent Ersoy gibi çıkıyorum. 


Nabruşko Ersoy-ova Bildirdi.

Yorum Gönder

19 Yorumlar

  1. Ayy nabrut ya öldüm gülmekten:D bi arkadaşım da bakkala giderken bile fondöten sürmeden gitmezdi ;) kismetinin nerde ne zaman karşına çıkacağı belli olmaz sözünü çok ciddiye almıştı yani ama haklıymış gibi geldi şu an assdfghhnkkl

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay artık kısmet için süslenemem zira kaderimse Yıldız Tilbe halimle bile beni beğenir o kısımda sorun yok da böyle prestijli olaylarda durum fena işte :DDD

      Sil
  2. Bloguna her gün mutlaka uğradığım,tanımadığım halde içimde saygı ve sevgi büyüttüğüm bir blog sahibesisiniz :) lakin ne düşünülerek söylenmiş olursa olsun 'Suriyeli mendil satıcısı' tabirinin çok uygun olduğunu düşünmüyorum (:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu okuyuncu kastımı aştığını düşünüp değiştirdim. Ama ırkçılık ya da küçümseme amaçlı söylememiştim niyetim böyle değildi en azından ama uyarınız için yürekten teşekkür ediyorum

      Sil
  3. Bülent Ersoy muu? Nettin be nabruşko eskiden hic degilse bi kökeni temsil edecektin oysa simdii.. :D daha fazla konisimiyciğim :D ama Mehmet Aslantug olmamasina sevindim. O degil de gecen fox tv de kördüğüm dizisinde Mehmet Aslantug'u gördüm. Izlemem diziyi ama onu görünce aklıma sen geldin. Dizisi varmış bak! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim yazıyı yazdığım hafta dizinin fragmanı dönemeye başladı :D ama izlemiyorum o da ayrı mevzu

      Sil
  4. Sabah sabah çok güldüm Nabrut :) Gerçekten ben de çoğu yere öyle gidiyordum ama dikkat etmek gerek. Ne olacağı hiç belli olmaz di mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pişmanlık yaşamamak için sadece bakkala izin var :D

      Sil
  5. Hahahahaha :) Bende bir gün patlak patlak patlamış dudaklarımla insan korkutan bir halde, yetmemiş gibi altında eşofman ve terlik salaşlığı ile markete girip de o yaşlarımda görüp görebileceğim en yakışıklı çocukla göz göze gelmem, üzerine de çocuğun kabuslarına gireceğimi bilmiş olmanın verdiği bir yaşanmışlıkla evden grantuvalet çıkılması gerektiğine canı gönülden inanıyorum. Lakin bence mutlaka yanımızda dudak koruyucusu da olması şarttır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ohhoo öyle mevzuları hiç önemsemem. En kötü halimle beğenildiysem o benimdir yoksa zaten hiç benim olmamşıtır :D

      Sil
    2. O da benim kısmetim değilmiş zaten, yine de o zamanki aklımda büyük travma yaşamıştım. :)

      Sil
  6. Ankara'da okurken kaldığımız yurdun önünde park vardı.Yaz akşamları yemekten önce ya da sonra iner çekirdek,dondurma neyse alır, şöyle bir gezinirdik. Benden 2-3 yaş büyük matematik öğretmenliğinde okuyan bir abla vardı, her seferinde doğru düzgün giyinir öyle çıkardı dışarı. Sorduğumuzda da ya bi okuldan gören olursa diye böyle giyiniyorum derdi. Ben de bir basma etek
    (en çiçeklisinden) ve beyaz tülbentle çıkıverirdim. Yazınızı okuyunca aklıma geldi o hatıralar...Hey gidi günler hey...:) Sevgiler... AYŞE

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir şeye vesile oldum demek ki^^
      abla haklıymış ama :D

      Sil
  7. Ben de Talha Uğurluel'le karşılaştığımda aynı hisleri yaşamıştım. Kıyafetimde sorun yoktu fakat keşke yanımda onun kitaplarından biri olsaydı diye geçirmiştim. Uçak saatlerce havaalanında kaldı ama iki koltuk önümde oturmasına rağmen yanına gitmeye çekindim. Rahatsız etmekten çekindim. Ben olsam belki ben de rahatsız edilmek istemezdim diye düşündüm. Aslında sonradan pişman olacağına o gün gidip konuşmak lazımmış bilemedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ünlü tipler artık rahatsız oluyordur ama Talha Uğurluel gibi işte ne bileyim Ömür Akkor gibileri için taltif edilmek taktir görmek önemlidir diye düşünüyorum benim de amacım tam da buydu işte.
      keşke gitseydik(m)

      Sil
  8. Ben de fotograf çekmek için dışarı çıkacağım zaman kendime bir çeki düzen veririm ama bir aksilik hiç fotoğrafım çekilmez aksi gibi cildim mahvolmuş , berduş gibi gezinirken de fotografım çekilir .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak bunda da benim hep aynı şeylerle çekinmek gibi bir talihsizliğim var. nedense resim çekildiğimiz zaman ilginç bir şekilde aynı eşarbım denk geliyor başkalarını taktığımda resim çekinmek ya da öyle bir ortam denk gelmiyor

      Sil
  9. Mehmet Aslantuğ kördüğüm dizisinde izliyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. izlemiyorum zira baba rolünde izlemeyi reddediyorum :D

      Sil