Asosyal biri nasıl sosyalleşir?

Ya da siz asosyal misiniz? Emin misiniz?

Ömrümün büyük bölümü neden asosyal olduğumu düşünerek geçti ve her zaman çevremden şöyle sözler işittim;

Zorla geldin ama en çok sen eğlendin.

Acaba neden evde olmayı seviyorum, neden sosyalleşmekten aşırı keyif alamıyorum, beni asosyal bir yaşama iten ne, gibi soruların cevabını aradım, durdum.

Aslında sosyal anksiyete bozukluğum olduğunu düşünmüyordum, kalabalık ortamlarda kendini ifade edememe, konuşamama, konuşacak konu bulamama, ön plana çıkmaktan korkma gibi durumlarım yoktu. Hatta sunum yapmaya, kalabalığa hitap etmeye de bayılırım ama yine de bence, asosyaldim işte, çoğu durumda insan içine çıkmaktansa evde kalmak daha cazip geliyordu. Asosyal olmak, hayatıma böyle devam etmek de beni ölesiye korkutuyordu. Çünkü eve kapanmak, asosyal bir yaşam tarzı bir hastalıktan başka neydi ki!

Arkadaşlarımla buluştuğumda, ailemle programlara katıldığımda, herhangi bir sosyal ortamda bulunduğumda da keyif alıyordum. O zaman neden evi daha çok seviyordum, herhalde ben evden çıkmaya üşeniyorum diye bir çıkarım yapıyordum.



Ama kendini bulma yaşlarım hep bu ikilemle geçti. Asosyal değil gibiyim, kendimi ifade etmekte zorlanmıyorum, elime mikrofon verseler hayır demem, o zaman neden evde kalmak bana daha cazip geliyordu? Kendimi suçlu ve hastalıklı hissediyordum.

Master yaptığım dönemde okulumuzun şahane bir psikoloğu olduğunu öğrendim. Okula o kadar para ödedik, mantığı ile her türlü hizmetini sömürmek lazım diye, ziyaretine gittim.

Aydınlandım. Şimdi sizden birçok kişiyi de aydınlatacağıma eminim.

Durumumu, ikilemlerimi anlattım. Klasik bazı testleri cevaplamamı istedi ve kendine hastalık arıyor herhalde, der gibi baktıktan sonra dedi ki;

Sen asosyal değil, içine dönük birisin. Sosyalleşemiyor değilsin, kendi kendine yetiyorsun, insanlardan beslenmek yerine kendini besleyecek uğraşlar buluyorsun.

Sonrasında işte işi gereği beni gazlamak adına sanatçıların, yazarların ve dahilerin de genellikle içe dönük insanlar olduğunu dair biraz konuştu.

Ergenlikle olan savaşımdan çıkışım, kendimle barışma basamaklarından biri de bu olay oldu. Kendimi sevme yolunda bir adım daha attım.

Asosyal değildim, hasta değildim. Gayet normaldim. Yapım böyleydi. Yapım gereği içe dönüktüm. Ama yapım böyle diye de kendimi bırakıp eve kapanmadım. İçe dönüklük üzerine okuduğum makalelerde saf içe dönük ya da saf dışa dönük bir insan tanımı yapılamayacağını, eğer öyle olsaydı o kişinin yerinin tımarhane olacağını öğrendim. 

İçe dönük olmanın hem maddi hem de manevi olarak insana getirileri vardı. Zaten İslam 1 saat tefekkür etmeyi, yani kendi başına kalıp Allah'ın eşsizliğini düşünmeyi 1000 senelik ibadetten saymamış mıydı? Peygamber Efendimiz makamı için hazırlanırken  Hira Mağrasında inzivaya çekilmiyor muydu? Erzurumlu İbrahim Hakkı Bürsevi Hazretleri insanlardan uzak yaşamakta huzur vardır, dememiş miydi? 

İçe dönüklükle, sosyalleşmeyi dengelediğim, insanlardan beslendiğim ama gerçekten kendimle baş başa kalmaya ihtiyaç duyduğumda içime döndüğüm ve içe döndüğüm için de kendimi suçlamadığım bir yaşam tarzı oluşturdum.

Beni okuyan, genç yaşlarda kendisiyle kavgası bitmeyen çok arkadaşım var burada biliyorum, onların yoluna bir basamak da ben olurum diye yazıyorum. Umarım yazım mercilerine ulaşır. 

Konu ile çok alakasız bir not: Instagram'da mesajlaştığım Ankara'ya gelince görüşelim dediği kişiler vardı. Instagram'ı silmiş olmam hasebiyle bana nabrutvebiz@gmail.com adresinden mail atar mısınız?

Yorum Gönder

23 Yorumlar

  1. Ben ben ben...
    Her ortamda olmasa da saydığın özellikler bende mevcut. :)
    Bu ara evde olmak beni bunaltsa da dışarı çıkmak da bir o kadar zor geliyor.
    Neden...
    :)))

    YanıtlaSil
  2. Nabrut abla, seni çok iyi anlıyorum. Durumlarımız tamamen aynı değildir belki ama, ben küçüklüğümden beri dışarı çıkarken bile eve dönüşümü hayal ederdim. Utangaç olduğumu düşünmeme rağmen çok dışa dönüktüm de çocukken. Arkadaşların evine gidince müthiş zevk duyarım ama nedense hemencecik evi de özlerim :)) Bir de üst üste birileriyle görüşmek yorar beni, ruhen tükenmiş hissederim. Şarj olmak için biraz yalnız zaman şart olur.

    Kendi durumumda anksiyetemin fazla olduğu günlerde evde kalmayı daha çok tercih ettiğimi fark ettim. Bir nevi güvenli bölge. Ama korkarım ki son zamanlarda bir miktar sosyal fobi gelişmeye başlamış olmalı ki bende, dışarı çıkma düşüncesi bile korkutuyor. Evde çok durduğumdan belki, mezuniyet sonrası durumlar malum. :)

    Tam olarak kendimi anladığımı ya da anlatabildiğimi, anlaşılabildiğimi düşünmüyorum. Bir psikolog bize de iyi gelirdi eminim. :) Yaşadıkça daha çok göreceğim ben de kendimi inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak işte evden çıkmak korkutuyorsa sen de fark etmişsin ki anksiyete oluşmuş. Lakin iş arama durumunda maalesef ki hepimiz bir miktar depresif hallere düşebiliyoruz. Rabbim gönlünün muradını versin en kısa zamanda.
      İş bul bak psikoloğa falan gerek kalmayacak. Her şey gözüne başka gözükecek

      Sil
  3. Bende kendimi asosyal olarak görüyorum ama anladımki içe dönükmüşüm ama anlamsız bir biçimde insanlarla konuşmak istemiyorum dünyaya gözümü açtığımdan beri yanmda olan arkadaşlaeım var ve onlar dışımda başka arkadaşlarım olmadı istemiyorum da ve insanların benim için dedği şey ise çok soğuk oluşum ama bence değilim şu evden dışarı çıkamama durumu ben de de var annemin beni sürükleyerek dışarı çıkarması dışımda evden okula okuldan eve geliyorum dışarı çıkma isteği denilen o iatrk galiba bizim yanımıza uğramıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlarla konuşmak istemiyorsan ama orada bir küçük sorun var işte. Eğer sadece eskiden tanıdıkların güvenli liman geliyor yeni insanlarla tanışmak istemiyorsan bu anksiyete olabilir. Henüz ergenliğin başında olduğun için bazı duygusal sıkıntılar yaşaman normal ama ben senin gibi güçlü ve zeki bir genç kızın güçlenerek bu günleri atlatabileceğini sosyalleşmekten de en az evde kalmak kadar zevk alacağını düşünüyorum

      Sil
  4. Ben de aynı öyleyim işte..kalabalıktan korkmuyorum.konusmaktan korkmuyorum.ama evimi daha çok seviyorum.kahve içmeyi seviyorum,sohbet etmeyi seviyorum.ama evde yalnız kalıp tek basima kahve içmeyi daha çok seviyorum.
    Amaaaaaaa çocuklar olunca sessizliği daha çok sevdiğimi farkettim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklar kısmını bilemem tabii ama diğer kısımları anlıyorum :D

      Sil
  5. Bence de açıklanmaya muhtaç bir konu idi bu. Nedenini öğrenmiş olduk :)

    YanıtlaSil
  6. Ben de içe dönük biriyim o zaman 😃 anlattıkların bende de var çünkü. Hatta ben de asosyal biri miyim diye düşünüyordum. Ama ben bu sorunu psikoloğa gitmeden çözdüm. Beyhan Budak 'ın bir videosunda şöyle diyordu :Bazı insanlar asosyal değildir içe dönüktür. Evde vakit geçirmekten,bazı seyleri kendi içinde yaşamaktan mutludur o zaman onlara asosyal diyemeyiz. Ben de içe dönük olduğuma karar verdim ve bunu da kabullendim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa Beyhan Budak'ın içe dönüklükle ilgili videosu mu var? Bana da link ver biraz daha şifalanayım :D

      Sil
    2. Bunu soracagını tahmin etmiştim ama inan hatırlamıyorum 😆 Çünkü çok oldu izleyeli videoyu. Belki de video bununla ilgili değildi. Sadece videoda deginiyordu . Öyle hatırlıyorum. O yüzden link veremiyorum maalesef

      Sil
    3. Bunu soracagını tahmin etmiştim ama inan hatırlamıyorum 😆 Çünkü çok oldu izleyeli videoyu. Belki de video bununla ilgili değildi. Sadece videoda deginiyordu . Öyle hatırlıyorum. O yüzden link veremiyorum maalesef

      Sil
  7. Az insan çok mutluluk bence 2 dost yeterli😂😂 dışarda ne yapacaz ki ev daha güzel😁😁 içine dönük olmak naifliktir kendini bilen kişi zaten içine dönük ne istediğini bilen kişidir bence de. Yazıya bayıldım☺☺ çok kendimden bir şey kattı..
    Bir de şuna deyinecem arkadaş aramadığı halde zoraki gelip arkadaş olmak isteyen kişilerin durumu nedir acaba 😒 yaşayan var mı bu durumu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim felsefem çok arkadaş az dost :) Belki bir 5 yıl önce sanırım ben de senin gibi düşünüyordum ama artık böyle düşünmüyorum. Her insandan alacaklarımız, öğreneceklerimiz var diye dşünüyorum bu yüzden de irtibatı koparmıyorum.
      Onların durumunu bilmiyorum ama senin açından kapılarını aç diyorum. :) Belki ondan da öğreneceğin sana katacak bir şeyleri vardır.

      Sil
    2. Düşüncene katılıyorum haklısın kapıları açmak gerekiyor😊 ama bazı kişiler insanı sadece yoruyor😂

      Sil
  8. Bende tam tersi var, onu napıcaz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam tersi derken tam olarak neyin tam tersi anlayamadım. Ama aşırı sosyal olduğunu söylemek istiyorsan ona da insan bağılılığı ve kendinle kalmaktan korkma durumu deniliyor. O da psikolojik açından sağlıklı değil :)

      Sil
  9. Tam vaktinde karşılaştığım bir yazı :) Kesinlikle içine dönük biriymişim ama bir nebzede olsa asosyal olduğumuda kabul ediyordum tabi asosyal olmaktanda hiç şikayetçi değilim :) Kendim gibi arkadaşlarında olduğunu bilmek ne güzel ^^ Eve biran önce dönmek için can atıyorum, gün içinde eve girerken sıkılma aktivitesini kapıda bırakıyorum :D Tabii en yakın arkadaşımın annem olması da eve dönmek için can atmamın en büyük etmeni😍^^ Allah tüm annelere hayırlı uzun ömürler nasip etsin, vefat eden annelerimizinde mekanı cennet olsun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin.
      O asosyalliği bir kenera at yine de :) Asosyallik azıcık ile kalan bir hastalık değil çünkü, sürekli artan bir durum. Bu noktada Beyhan Budak'ın videolarını naçizane tavsiye ediyorum. Evimiz güzel o değişmez kanun :D

      Sil
  10. Bence etrafta çok boş insanlar var onlarla vakit geçirmek bi nevi vakit israfı oldugundan insan kendisiyle baş başa kalmayı tercih ediyor olabilir. 😂😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Boş insanlardan alacak şeyimiz var ara sıra görüşebiliriz bence. İyi geliyorlar, hayatı daha kolay gibi gösteriyorlar :D

      Sil