Nasılsına Ne Cevap Verilir?

Gerçek bir hikaye anlatacağım ki artık bizim evde darb-ı mesel olmuştur.


Sende iş yoğğ ya, ben iyiyim...


Olayın aslını anlatayım; 

Darb-ı mesel sahibi: Annemin halası.

Çok temiz kalpli biriymiş, biriymiş diyorum zira iyiler çabuk ölür sözünün temsilcisi olarak erken yaşta vefat etmiş, ben göremedim.

Köy yerinde bir gün annesini ziyarete giderken, yolda bir tanıdığına rastlamış. Bu tanıdığı ise pişmiş tavuk misal, hayatın bin bir derdi ile boğuşan, kızı küçük yaşta ölmüş, hastalıklarla uğraşmış, yetmemiş yakın zamanda da kocasını kaybetmiş dul bir kadıncağızmış.

Bu dul kadıncağız Hala'yı görünce sormuş, 


Nasılsın?


Hala da  sende iş yoğ ya ben iyiyim, demiş. Söylediği sözü de kulağı duyunca o kadar çok mahcup olmuş ki kadından defalarca özür dilemiş.


Aslında demek istemiş ki, ben de iş yok, beni boş ver, sen anlat, asıl sen nasılsın? Bu söylediğine haftalarca üzülmüş, her gördüğüne anlatmış.

Ama biraz safça olan Hala'nın ağzından istemsizce böyle bir laf çıkmış bir kere, 


Sen de iş yoğ ya, ben iyiyim...


Hala çoktan vefat etmiş ama sözü bize kadar ulaştı. Hala bu sözünden yıllarca utanmış, içine dert etmiş ama şimdi çevremizde halanın kastetmediği manayı kastedenler var. Nasılsın sorusunun cevabını bile dinlemezler, sen konuştuğunda ya onu boş ver de sen benim anlatacağımı bir dinle, derler.

Siz başınıza gelen bir şeyden bahsetseniz, ne bileyim işte bana araba çarptı deseniz, onlar sizin başınıza geleni küçümseyip hemen o da bir şey mi bana da tır çarptı diye üste çıkmaya çalışırlar. Konunun kimin daha kötü günler yaşadığı ya da kimin başına daha önemli, acı vesaire olaylar geldiği değil, o an ki teselli ihtiyacınızı karşılayacak birileri olduğunu asla anlayamazlar, çünkü kendilerinden başka bir şeyi düşünmezler.

Size de tanıdık geldi mi?

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Hem de nasıl tanıdık geldi nabrut. Hayatımda böyle insanların olduğunu fark edeli aslında çok zaman oldu. Ama bazen bu kişilerle iletişimde olmak zorunda kalıyoruz. Bende alıştım onlara, artık isteseler de ben anlatmıyorum bazı şeyleri.
    Ayy bir de şey demiyorlar mı ''yaa çok konuştum senden de hiç bahsedemedik''. Farkında yani olayın, bilerek yapıyor. Onlarla uzun bir süre konuşmamayı tercih ediyorum :D

    Herkesin derdi kendine büyük, kendi için önemli elbette ama empati nerede?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konuşsan bir dert, konuşmasan bir dert. Yani illetler maalesef.
      Empati bizim gibi garibanların ülküsü haha :D

      Sil
  2. Sanırım bu biraz olgunlukla ilgili.cogumuz havadan sudan konuşurken fazla onemsemeden yani iyice düşünmeden gelişi güzel cevaplar veriyoruz ve bu cümleler belli cümle kalıpları oluyor.bu yazıyı okurken anlatılanları kendimin de yaptığını ama bunu yaparken kötü bir niyet taşımadan öyle konuşmanın doğal seyri bunu gerektiriyor diye yaptığımi fark ettim.bazen bu tarz konuşmaları düşününce insan sonradan fark ediyor.yapmasaydim demeseydim diyor
    En azından ben de öyle oldu.mesela birisi de bana nasılsın dediğinde hemen ciddiye alırdım sonra uzun uzun anlatırdım öyleki soran kişiye sen nasılsın demek bile aklıma gelmezdi.sonradan bunun öylesine deniverdiğini anlayınca ben de sormaya başladım bu benim için çok acı bir gerçek oldu ama yaş buyudukce tecrübeler yaşadıkça insan olgunlaşıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana farklı bir bakış açısı kazandırdın. Belki de çoğu kişi senin gibi yaptığının farkında değil.

      Sil
  3. Malesef nabrutcum artık gerçek dostluklar çok azaldığı için seni dinleyen birini bulunca herkes kendini anlatmakla meşgul . İnsanlar o kadar bencilleşti ki “ banane senin derdinden , önemli olan benim “ Diye düşünüyor. Kim senin gerçekten hatırını soruyor kim öylesine soruyor zamanla anlıyorsun ona göre kısa cevaplar veriyorsun , tabii birde mecbur aramak zorunda olduklarımız var onlarla konuşurken biliyorsun hep o anlatacak sen dinleyeceksin onada katlanmayı öğreniyorsun işte. ( Bu arada evlilik nasıl gidiyor? Alıştınmı? Bize iyi geldi inan artık daha çok yazı giriyorsun😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden katlanıyoruz acaba? :D Suç bizde.
      Alıştım sanırım, :)
      Hayatım daha düzenli olduğu için, nerde akşam orada sabah bekarlık günlerim geride kaldığı için daha düzenli yazıyorum ahaha :D

      Sil
  4. Sorun şu ki artık kimse karşısındakini dinlemiyor. Herkes anlatmak ve anlaşılmak istiyor.

    Çağın hastalığı bu dinlemiyoruz sürekli anlatıyoruz.
    Hal böyle olunca laf arasına kendi derdini sıkıştırarak biraz olsun yükünü hafifletmeye çalışıyor artık insanlar. O yüzden ben bu durumu çok garip bulmuyorum. Yeter ki muhattap sınırlarını koruyup karşıdaki insanı da teselli edecek yüce gönüllülüğe sahip olsun


    Denge azizim denge....

    YanıtlaSil