Yalnız Başına Yaşamak

Yalnız yaşamak neden bu kadar özendiriliyor, yalnız yaşamakta bu kadar güzel olan ne var, anlam veremiyorum.

Ya ben inanılmaz geri kafalı ve fazlaca ailesine düşkün biriyim ya da bu yalnız yaşama ütopyası altında başka projeler var: Türk aile ve kültür yapısını bozmak gibi. Bu bir komplo teorisi olabilir ama üzerinde de düşünülmesi gerektiği de muhakkak.

Bazen bir tatil, bazen bir iş ya da bambaşka zorunlu nedenlerle annemler yokken Ankara'daki evimizde yalnız yaşıyorum. Ve işte bu zamanlarda arkadaşlarımdan sıklıkla şöyle mesajlar alıyorum; keşke senin yerinde ben olsam, ah ben de yalnız yaşamak istiyorum, oh keyfin beyde yok ve daha nice benzerleri...

Kendimi anlatayım; Ankara'ya tek başına gelmem gerektiğinde uçuş vaktinden bir gün önce, gece ağlamaya başlıyorum, cidden! Uçağımın olduğu gün annemle babamı gördüğüm her yerde ağlıyorum. Annemler havaalanına bırakırken evet, havaalanında onlarca kişi arasında mendilli sümüklü kız da benim! Sanki gören de asırlarca ayrı kalacağız sanır, en fazla ayrılığımız 2 ay!

Eve geldiğim ilk gece tüm ev üstüme üstüme geliyor, o kadar yalnız hissediyorum ki! Ipıssız. Eğer evdeysem annemle babamı günde 3 öğün görüntülü aramazsam duramıyorum. 



Yalnızlığın nesi güzel!? Hadi mecburi sebepler olur, tayin, evlenme vesaire gibi durumlarda yalnız yaşamak bir mecburiyet, tamam.

İlkokul özentisi çocukların anketlerdeki "en büyük hayalin nedir?" sorusuna verdikleri; kendime ait bir evde yalnız yaşamak, cevabı gibi bir yaşam arzusu bize "batılı pek yüksek aydın kesimin" empoze ettiği bir kültür yozlaşmasından başka bir şey değil. 

Her geçen gün anne babamız yaşlanırken onlarla birlikte geçireceğimiz süre azalırken bu yalnız yaşama fikrinin nesi harika anlayamıyorum. 

Yok yalnız yaşamak insanı güçlü kılarmış, özgüven sahibi yaparmış, bla bla bala! En güçlü olduğunuz an arkanızı dayayabileceğiniz sevdiklerinizin yanınızda olduğu andır. Aksini iddia edebilir misiniz?

Eskiden çokça yaşlanmaktan korkardım, sanırım son zamanlarda en çok, günün sonunda, belki son nefeste yalnız kalmaktan korkuyorum. 

Yorum Gönder

44 Yorumlar

  1. Aile bağını sağlıklı bir şekilde kuramamış insanlar malesef ailesine karşi aidiyet duygusunu hissetmiyor. Yani ne diyor adem güneş güvenli bağlanma ahahah:)) şaka bir yana aile bağları ile çok alakalı bir durum bu biz 4 kardeşiz ben erkek kardeşim üniversiteye giderken hem ailem hem biz her seferinde hüngür hüngür ağlardık otogarlarda hadi ben kızım ayrılık harici birde oralarda bir başına ne yapar duygusu oluyor erkek kardeşimde de üniversite hayatı boyunca ağlaştık Allah tan askere gitmedi o zaman halimiz nice olurdu bilmiyorum şuan kız kardeşim üni de 2.üniversitesini okuyor ilki istanbulda idi 2,5 saat mesafede hepimiz yine de ağlardık kardeşimin arkadaşları sömestrlerde bile eve gitmezmiş sınav vs.kardeşim iki haftada bir cuma günü gece 12 de bile olsa eve düşerdi pazartesi giderken yine ağlaşırdık :)) şuan bide ısparta da geçen hafta geldi 1 hafta kaldı pazar günü bütler için gitti yine salya sümük ağladık :)) çünkü seviyoruz birbirimizi ve o kişi kimse giden boşluk yaratıyor ailede yokluğu yakıyor ama yine de bu bağı hissetmeyenlere de çok kızamıyorum kimbilir ne sebepleri var Sadece bu konu da değil medya her konu da türk toplumunun aile yapısına kastetmiş durumda daha küçücük bebeklere çizgi fimlerle veriliyor bu sublimal mesajlar sonra diziler sonra kadın programları belki bu söylediğime kızacaklar ama insanların çıkıp öz babalarının tecavüzlerene anlatması bu duyguları içinde taşıyıp bastıranlara cesaret veriyor cinayetlerin en ince ayrıntısına kadar anlatılması insanlara yol gösteriyor bir uzman çıkıp diyor ki parmak izinden bulduk diğeri bunu öğrenip eldiven takıyor gibi örnekler çoğaltılır tv tablet internet ciddi manada zarar veriyor aile yapısına Rabbim muhafaza etsin evlatlarımızı kardeşlerimizi ay konu nerden nere geldi ya bari bi kamu spotu işareti koy yorumuma nabrutçum ya öpüyorum seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neler yaşadığınızı tamamen anlıyorum dememe gerek var mı? :D
      Medya konusuna gelirsek; evet çok rahatsız edici konular artık normal gelmeye başladı. bunu söylemek çok üzücü ama maalesef ki durum böyle.

      Sil
  2. Ben aileye duskun olmanin asil sebebini mukemmel olmasalar bile iyi, seni seven bir ailenin olmasi olarak goruyorum. Yanlis anlama elbette her ailenin sorunlari vardir ancak tek yasamak isteyen biri olarak her gün kavga gurultu gerginlik yaratan insanlar arasinda yasamaktansa insan kafa dinleyebilecegi bir yer istiyor.Elbette toplumu asimile etme amaci tasiyan var ama aileye duskun olmak icin bi sebebin de olmali..Bosuna dememis Tolstoy "Mutlu aileler birbirine benzer her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine goredir"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evde seni mutsuz eden biri durum varsa acaba mutsuzluğun sebebi sen misin bunu iyice tarttıktan sonra eğer durum senin anlattığım gibi ailevi ortamdan kaynaklanıyorsa anlaşılabilir ama böyle sorunlu ailelerden ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş sorunlar senden uzaklaşmıyor bunu da canlı şahitleriyle biliyorum

      Sil
  3. Düşündürücü bir yazı olmuş. Dediğiniz gibi bu yalnız yaşama fikrinin batılı aydın kesim tarafından insanlara empoze edildiği çok açık, fakat ben bu konuyla ilgili bir neden daha düşünüyorum. Özellikle ebeveynleri mükemmelliyetçi, baskıcı ve kısıtlayıcı bir evde büyümüş olan insanların da "keşke yalnız yaşasam da rahatıma baksam, kimse ne yediğime ne içtiğime karışmasa" düşüncesinde oldukları kanısındayım.
    Paylaşımınız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte bu daha da sağlıksız bir durum. Çünkü ipleri sıkı bağlanmış birey yalnız kalınca ipini koparmış bireyler olarak tamamen sağlıksız ve oto kontrolsüz oluyor ki bu bireyler de bizim başımıza bela oluyor.

      Sil
  4. Kore dizileri bizim kültürümüze uymuyor. Evlilik öncesi flört, içki, yakınlaşmalar, romantik sahneler gibi uygunsuz şeyler var. Amerikan ve Kore dizilerinden uzak duralım. Hatta bu tarz tüm dizilerden uzak duralım. Ünlü olana romantik hisler beslemek günahtır.

    YanıtlaSil
  5. Arkadaşlarınızı çağırsanız hem yalnız kalmazsınız hem de onlar yanınızda tatil yapmış olurlar. Mesela evli ve çocuklu arkadaşınız varsa onları ağırlasanız çok iyi olur. Hem çocuklara bakarsınız. Ankarayı gezdirirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arkadaşlarım ailem değil. Yazıyı bir kez daha okumanızı rica ediyorum.
      sevgiler :)

      Sil
  6. Baskıcı ve her daim size istediklerini yaptırmaya çalışan, sizin de bir birey olduğunuzu asla kabul etmeyen, kişiliğinize, isteklerinize, hobilerinize, özel kişisel sınırlarınıza saygı duymayan, fikirlerinizi önemsemeyip saygı duymayan, her daim gürültü, kavga, bağırış içinde olan, sizi kendilerine hizmetçi, köle olarak dünyaya getirdiklerini düşünen, sırf kız olduğunuz için bile ikinci sınıf insan muamelesi gösteren ebeveynleri olan kişilerin sıkça düşündüğü bir durumdur. Tabi bu ben de aynı şehirde yaşarken ‘ay ben artık büyüdüm tek başıma yaşayım’ şeklinde değil de atandıktan sonra ekonomik özgürlük ile başka şehirde tek başına yaşama şeklinde oluyor. Ben de isterdim ailemle huzur içinde, mutlu bir şekilde yaşamayı fakat onlarla yaşarken maalesef ki onlarla olan ilişkim gün be gün daha kötü hale geliyor.
    Batı özentiliği ile bu şekilde düşünenler de mevcut katılıyorum size. Ama ne yazık ki yukarıda yazdığım özelliğe sahip ebeveynlerle yaşamak çok zor.
    Yıllardır takip ettiğim bir bloggersınız ve aileniz ile ilgili yazdıklarınız çok hoş. Ne mutlu size böyle güzel bir aileye sahipsiniz. Allah bu mutluluğunuzu daim etsin. 💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durumu bu açıdan değerlendirmedim. Bahsettiğin durumdaki kızlarımız zaten yalnız yaşamayı bir çıkış yolu göremiyor çünkü zaten böyle bir aileye sahip olanlar kızlarının yalnız yaşamasına da izin vermiyor bu yüzden bunun hayalini bile kuramıyorlar. öyle dğeil mi?
      Allah size de böyle bir aileye kavuşmayı kendi yuvanızda nasip etsin inşallah. Allah razı olsun
      kocaman kocaman sevgiler

      Sil
  7. Ben bu yazıda bahsedilen yalnızlığı seven insan oluyorum (Şimdiden belirteyim geleneksel yapıya sahip bir Türk ailesinde büyüdüm ve ailemle aramızda bir problem yok, çok iyi anlaşıyoruz.). Evet, yalnızlığı seviyorum ve -bu sizi şaşırtabilir ama- tercih ediyorum. Daha önce duydunuz mu bilmem ama buna psikolojide içe dönük karakter yani introvert kişilik denir. Normalde internet ortamında yazılan yazılara -katılsam da katılmasam da-yorum yapmam ancak bu yazıya yorum yapma gereksinimi hissettim çünkü her şeyi batıya, batı özentiliğine, batı empozesine, komplo teorilerine bağlamanızdan karakterimin de nasibini alması canımı acıttı. Kabul edin ya da etmeyin bizler -içe dönükler- varız ve aranızda yaşıyoruz. Türk toplumunda içe dönük bir karakterle yaşamanın ne kadar zor olduğunu ilkokula başladığım günden itibaren tecrübe ettim, ediyorum. Sizler nasıl aile ortamında mutlu oluyor, huzur buluyorsanız bizler de aynı duyguları yalnız kaldığımızda yakalıyoruz. İnsanlarla vakit geçirdiğimizde -en sevdiğimiz kişiler bile olsa- ardından bir müddet yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyoruz ki kendimizi yenileyebilelim. Bizi anlamak zorunda değilsiniz, ancak sırf sizin karakterinize sahip değiliz diye sevdiğimiz şeylerin sorgulanması bizleri yaralayabiliyor. Yalnızlığı seven bir insana "-Hadi ama yalnızlığın nesi sevilir? -Kesin kötü bir şey yaşadın o yüzden böylesin. -Ailenle problemlerin var bence yoksa bir insan yalnızlığı sevemez." gibi cümlelerle yaklaşmanız yumurta yemeyi sevmeyen bir insana "Aaa, yumurta nasıl sevilmez, saçmalıyorsun." demenizle aynı saçmalığa sahip bizim gözümüzde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben buradaki yazımda asla ailesi ile sorunları olan insanlarla seslenmedim. Yalnızlığın insanı güçlü kıldığı gibi safsatalardan bahsettim. Aile ile geçirilecek her anın kıymetini bilmek gerektiğini söyledim.

      "Ailenle problemlerin var bence yoksa bir insan yalnızlığı sevemez" manası çıkarabileceğiniz hiç bir şey de yok yazımda :) Bence sizin hassas olduğunuz bir konu olduğu için olayı kendinize çektiniz.

      Yalnızlık kısmına gelirsek; kendimi odama kapatıp kitaplara ve filmlere gömülmeyi seven biri olarak az da olsa sizinle empati yapabiliyorum ama evlendikten sonra çocuklarınızı eşinize bırakıp ben yalnız kalmak istiyorum deyip ayrı bir ev açacak haliniz yok ama değil mi? Yalnızlık zor. Trt'de Ömür dediğin isimli bir program var hiç denk geldiniz mi bilmiyorum ama izlemenizi tavsiye ederim.

      Bana yeni bir bakış açısı katan güzel yorumunuz için de teşekkür ediyorum
      sevgiler

      Sil
  8. Ergence bir hayalden ziyade sessizliğe, özgürlüğe, hatta uykuya hasret insanların istedikleri bir durum. Sorunları olan bir aileden uzaklaşmak sorunlardan da uzaklaştığın anlamına gelmiyor ama göz görmeyince gönül katlanır derler ya. Baskıcı bir aile ise durum daha başka. Yalnız yaşamak ödül gibi gelir insana. Akşam kulaklığını takıp biraz yürüş yapmak bile çok başka geliyor. Tamam ailenle geçireceğin zaman azalıyor git gide ama tartışmayla günler geçirmektense özlemin merkezde olduğu bir gün geçirmek daha güzel olur. En azından geride güzel anılar bırakılır. İlk önce sen iyi olacaksın karşındakini iyi etmek istiyorsan. Aile ne olursa olsun değerlidir ama sağlıklı bir aile için bazen ayrılıklar gerekir. Ama isterdim bende senin gibi ailemden uzaklaşmak istememeyi. Ama şartlar diyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlıyorum.
      Benim ailemde sorunlar yok mu? Elbette var. Ben annemle babamla tartışmıyor muyum? İllaki!
      Ama benim yaşım itibarıyla ve benim jenarasyonum içinde anne babası daha yaşlı ve daha fazla kuşak farkı olan biri olarak (babam ben doğduğumda 37 yaşındaymış, şmid için normal ama o zamanlar için geç) artık idare eden taraf benim. Onları idare etmek, alttan almak, tabiri caizse bir çocuk gibi huyuna gitmek, kırmamak, kendimden ödün vermek adına onların razı olduğu şeyi yapmaya çalışmak beni mutlu ediyor.
      Zor evet ama ben de dinen anne babama olan tutumumdan kazanacağımı ümit ediyorum. Anne baba rızası her şeyin üstünde çünkü... Veysel Karani misal...

      Sil
  9. ben tam olarak senin aksinde düşünen biriyim nabrut ailemi ne kadar seversem seveyim günün birinde onlarsız kalacağimi biliyorum ve bugünden yarına güçlü kalmak adına yalnız kalmanın yalnız yaşamanın gerekliliğine inanıyorum annemin yanındaki minik kız profili beni nereye taşır ki..inan bir arpa yol bile aldırmaz insana çünkü ordayken sadece evin küçük kızı olursun.bunu ideoloji veya dünya görüşü şeklinde büyütmeyerek sadece kendim için en iyi olan yol olarak görüyorum.Tabiki onlardan ayrılırken içim sızlamıyor değil ama zaten duygularımı dışa vuran biri değilim. sevgiler nabrut..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güçlü olmak için anne babandan uzak kalmak istemeni anlayamadım. Onlar yanında hala minik kız gibi hissediyor ve bu durumda bir baskı oluşuyorsa orası başka mevzu tabii
      Biz çok küçük yaştan beri evde söz hakkı olan, eve alınacak ufacık bir şey için bile fikri alınan hala bugün siz artık gençler olarak bizden daha doğru düşünüyorsunuz diyerek her şeyde ilk söz hakkı olan bireyler olarak yetiştirildik. Minik kızdan çok kendimi anne babasının koruyucusu, stepnesi yol arkadaşı olarak görüyorum.

      Sil
  10. Sana katıldığım kadar katılmadığım yerler de var.Her insan farklı aile yapısına sahip ve aile içindeki sorumlulukları sınırlarından fazla olabiliyor , üniversite dönüşü memleketine dönüp o bir haftalık kısa tatil süreçlerinde tarla işinden tutun da gübre temizleme ev tatilatı gibi birçok iş yaparak zamanını harcayan birçok insan tanıyorum, ayrıca aile içinde özel alana sahip değiller ve bu insanlar ailelerini çok sevmekle birlikte yardımlaşma duyguları olmayan insanlar değil ancak tek başınayken ya da gurbetteyken özlediği şeyleri ailesinin yanındayken bulma imkanı olmayan insanlar var bu sebepten ötürü sadece kendilerin sorumluluklarını almak istiyorlar ve tek başına yaşamanın bunu sağlayacağını düşünüyorlar ancak ailenin önemini anlamak için ya da tek başına yaşamın yavanlığını bilseler mutlaka bu düşünceden uzaklaşırlar .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette fikir farklılıklarımız olacak. Böyle fikir alışverişinde bulunmak farklı düşüncelerini öğrenmek hoşuma gidiyor.
      Dediğin gibi evet bir hafta ve dönüp tarla işinde çalışmak zorunda kalabiliyor tamam anlıyorum ama ailemize bunu borçlu değil miyiz? Yardımlaşma fikrinden de öte bu ailemize olan hem dünyevi hem dini borcumuz diye düşünüyorum.

      Son cümlen üzerine de diyecek bir şey bulamıyor imza atıp susuyorum.

      Sil
  11. Evde Kalmış Erkek29 Haz 2018 01:55:00

    Bu yazıya bende aslında bir yorum yapmak istedim. Yukarıda ki yorumlardaki kişilere birşey itham etmiyorum ancak şahsi kanaatim yukarıda ki yorumcuların hiçbiri gerçek anlamda yalnızlık yaşamamış.

    Yanlızlık zannedildiği gibi şu değildir. "İşte bir iki arkadaşım var arada çıkıyoruz. Muhabbet ediyoruz. Çok muhabbet etmesekte eve dönüyoruz. Ben zaten muhabbeti sevmem. Kısa kesiyorum." Bu sözleri sarfeden biri yalnız değildir. Hiç yalnızlık da tatmamıştır. Burada hiç kimse aylarca kimseyle konuşamadığı için kendi dilini konuşamaz hale gelmemiştir ama ben geldim.

    Örneğin şu anda da yalnız yaşıyorum. Eve geliyorum. İşten sonra vaktimi evde geçiriyorum genellikle ancak daha önce yaşadığım yalnızlık karşısında bu yalnızlık değil çünkü işte birileri ile hiç olmasa 5-10 dk konuşuyorsunuz ancak hiç konuşmadığınız vakit oldu mu? 2-3 hafta boyunca sadece merhaba nasılsın dışında hiç muhabbet etmediğiniz vakit oldu mu? Çok az kişinin olmuştur. Allah ta yaşatmasın. Akşamları beni anlayan biriyle 1 çay içiyim diye dua ettiğimi hatırlıyorum.

    Peki şimdi nasılım. Oldukça iyi. Çünkü bir akşam 1 saat bile bir çay içseniz ya da ailenizle konuşmayıp çok az yanlarında dursanız bile insanın içi ferahlıyor. TRT'de ömür dediğin programında yaşlı emine teyze şöyle demişti "zor zor çocuğum zor, yalnızlık çok zor" diye (Allah rahmet eylesin sonraları vefat eyledi). Ben o zaman o çok yalnızlık çektiğim arkadaş bulamadığım zamanlarda idim. O kadar iyi anlamıştım ki. 20 yalımda 80 yaşındaki kişiyi.

    Yalnız kalmayı seven bir insan olarak şunu diyebilirim ki yalnız kalmayı sevmek ile yanlızlık kesinlikle aynı şey değil ve emin olunsun yalnızlık çilesini Allah kimseye göstermesin. Çok ağır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle efsane bir yorum olmuş. Teşekkür ediyorum öncelikle.
      Üzerine diyecek bir laf bulamıyorum.
      "Çünkü bir akşam 1 saat bile bir çay içseniz ya da ailenizle konuşmayıp çok az yanlarında dursanız bile insanın içi ferahlıyor. "
      bu cümle yazının özeti.

      Sil
  12. Aileden ayri yaşamakla yalniz yasamak farklı seyler bence.sirf aileden ayri olmak icin yalniz yasamak izdirap ve vicdan azabi bana kalirsa.ama sartlar yüzünden mecburi yalniz yasamak eğlenceli olurdu. Mesela ailenleyken ve kalabaliksan o ev sürekli dağılır. Birsey atmaya kalksan annen izin vermez. Düzeni istediğin gibi değiştiremezsin odan varsa odani belki dolabini falan.yine de oraya bile evin fazlalıkları özenle yigdirilir.ama Düşününce yalniz evin olsa sadece sana kadar esya.keyif koltuğu istediğin gibi eşyalar ve düzen. Duzenliysen dağılması zor. Zevkine düskunsen tarzını yansitan esyalarla istediğin gibi dosersin de.duygusal kısmı ozlemek.guzeldir ya.ben gibi yeni tarifler denemekten hoşlanan biri icin bile yalnız yasamak harika. Yeni bir tarif denediginde acaba yenecek mi begenilir mi kaygısı yok.ozgursun.vs vs.bence güzel yanları bunlar olurdu benim için. Kötü yanları:korkardim,canım sıkılırdi ve acaip korkardim ya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Yeni bir tarif denediginde acaba yenecek mi begenilir mi kaygısı yok."
      peki yeni tarif sonucu çıkan şeyleri kim yiyecek :D
      Ben mutfağa girmeyi çok seven biriyim ama yalnızken hiç bir şey yapmıyorum neredeyse. Düşünsene bir tepsi kurabiyeyi kime yedireceğim :D

      Sil
    2. Konu komşuya yediririm güzel olursa:) ailemin yaninda illa denedigim tarifler oluyordu benim ana eleştiriler yense bile bahane bulmalar can sıkıcı. Bizde oyle eline sağlık demiyor kimse hic anlamam ve sormadim bu zamana kadar. Bir kere çocukken karpuz kabugundan merak edip köfte yapmıştım. Balkondan bahçeye atmıştı birlikte yasadogimiz dedem.ben topraksiz kismindan tadına bakmistim.yani benim yeni tarifler denemem evlenince mümkün oldu ailemle biraz sıkıntılıydi

      Sil
  13. Yazıyı yeni gördüm ve şu an yalnız yaşayan biri olarak hemen okumaya başladım. Hak verdiğim kadar haksız bulduğum taraflar da var. Zaten yorumlarda da bunları söyleyenler var tekrar etmeyeceğim. Göreceli olarak evden ayrı zaman geçirmeye başladığım dönem küçük bir yaştaydı. Lise yıllarını ailemden uzakta yaz tatili haricinde yılda bir iki kere kısacık tatile gidebilecek konumda geçirdim. Bu zamandan sonra da ayrıldığım evime hiç ait hissetmedim. Acındırmak değil niyetim burada bunu okuyan ve çocuğunu, yakınını sırf iyi bir eğitim uğruna kendinden ayırmaya çalışanlar varsa diye yazıyorum yok yollamayın uzaklara. Sonra üniversitenin bir döneminde ailemle kalsam da hiçbir şey eskisi gibi değildi. Ama bir yanda da senin yaşadıklarının aynısını yaşıyorum belki kısa bir zaman sonra görüşeceksek bile gözlerim doluyor çoğu vedalarda. Ama buna rağmen yalnız yaşamak daha iyi geliyor. Bazı zamanlarda zor olsa da yemek yemek, uyumak ya da başka şeyler genellikle daha rahatım. Ama hayatımın hiçbir döneminde yalnız yaşasam ne güzel olur gibisinde bir düşünceye sahip değildim. Şu an zorunluluktan yalnız yaşıyor olsam da, herkesin hayatının bir döneminde kısa da olsa yalnız yaşaması ve yalnız zaman geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki benim de haksız taraflarım olabilir. Ama en doğru bulduğum şeylerden biridir şu söz;'Benim hayatımı yargılamadan önce,Benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç.' Bunu kimse kimseyi yargılamasın diye yazmadım ama kimse kimsenin yaşadığını bilemez ve bu konuda biraz sert çıktığını düşünüyorum. Neyse daha fazla uzatmayacağım. İlk başta Kore dizileri yorumlarıyla blogununu keşfedip şu an evlilik hikayeleri ve bu tarz gündelik yazıları daha fazla okur oldum. Teşekkürler yazı için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lise ve üni yıllarımı ben de şehir dışında geçirdim. toplamda 8 yıl ailemden uzak yaşadım. eve döndüğümde ne deseler batıyordu. Hatta bu konu hakkında bir yazı yazmıştım. Evde fazla hissediyordum kendimi. Ailem içinde durum garipti. Yıllar sonra bir kız çıkagelmişti. Kendi başına buyruk yaşamaya alışmış ve karakteri ailesinden farklı olarak şekillenmiş bir kız. Çıktığında ergendi şimdi bir genç kız.
      Onlar bana nasıl davranacağını bilemedi. Ben onlara yabancılaştım ama bir yılın sonunda alıştık ve o yabancılık duygusunu atlattım.
      Bu yüzden seninle çok rahat empati yapabiliyorum.
      Sert çıktığım konusuna gelirsek;
      aslında zorunlu sebepleri anlıyorum diye bir paragraf yazdım. Benim sert çıktığım kesim ailemden kurtulayım fikri ile gelişem yalnız yaşama isteği. Ne olursa olsunlar günün sonunda anne baba hakkı diye bir mefhumdan sual olunacağız. Benim değinmek istediğim buydu. Anne baba atadır, yıkıp geçmemek arkanı dönmemek lazım geldiği idi.
      Belki ben kendimi iyi ifade edemedim. Belki günümüzde bu insanlara ağır gelen bir durum. Bilemiyorum. Ama sonuçta fikir alışverişinde bulunduğum bana da yeni ufuklar açan bir yorumlar aldım, iyi ki yazmışım.

      "Benim hayatımı yargılamadan önce,Benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç"

      aslında yazılarımdan az çok beni tanımışındır, kimseyi yargılamam ya da eleştirmem hep empati yapmaya çalışırım, suçu önce kendimde ararım ama demek ki bu yazı biraz kastını aştı. :)

      Çok tşekkür ediyorum ben de yorumun için. Böyle aklı selim insanların beni okuyor olduğunu bilmek harika bir şey!

      Sil
  14. Nabrut kendi duyguların üzerinden ne de güzel ifade etmişsin ellerine sağlık.Yazında bahsettiğin gibi "batılı entelektüellerin" empozesi olduğunu gelen yorumlardan bile anlayabiliriz.Baksana hayatta kişisel alan isteği yada aile ile sorunlara çözüm bakışımız "yalnızlığı tercih etme olmuş.Halbuki bizim kültürel ve manevî değerlerimiz her şart ve durumda beraberlikten yana insanı ve toplumu muhafaza edecek şekildeydi. Belki de bizi en güçlü kılan şey buydu. Aile yapımız bozularak çağın hastalığına yakalanmak üzereyiz. Bu konuda daha duyarlı,dikkatli olmalı ve seninde yaptığın gibi bazı şeyler yüksek sesle söylenmeli. Daha söylenecek söz çok ancak daha fazla uzatmayayım. Selamlar,sevgiler. Asel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu yorumun üzerine Daha da üzerine diyecek bir şey bulamıyorum. Kesinlikle demek istediğim buydu.
      Sen benden daha güzel ifade etmişsin çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  15. Açıkçası ben de şu ara ayrı eve çıkmak istiyorum şükür bir problem durumum yok fakat belli bir yaşa gelince kendi düzenimin olması fikri beni rahatlatıyor öteki türlü hep ben başkalarına uyuyormuşum gibi geliyor .Haklısın ki tutamıyoruz zamanı ailemizle sevdiklerimizle sınırlı bir ömrümüz var sonuçta ama yine de benim için yalnızlık nefes almak gibi :) Rabbim ailemizi başımızdan ve önümüzden eksik etmesin ama biraz da kendimize dönelim isterim ben :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deneyimlemek lazım sanırım. Deneyince bence bana hak vereceksin. Ne deyim umarım hayal ettiğin gibi deneyim şansın olur en kısa zamanda :)

      Sil
  16. Yalnız yaşamak derken ev içinde tek olmak mı aileyle olmamak mı kastedildiğini inan anlayamadım. Bana insanın evde tek başına yaşaması eğer öğrenci olup stüdyo da oturmuyorsan çok zor geliyor. Yani yabancılar için bu durum evlilik yaşının daha geç olmasından kaynaklı, Türkler’e şuan bunu uygun göremiyorum. Ha 10-20 yıl sonra bizde bu duruma adayız ama evlilikten kaynaklandığını düşünüyorum ben. Ailesiyle aynı şehirde oturup ayrı yaşayan kaç kişi vardır ki? Öğrenciliği ayrı tutuyorum olan olsa olsa farklı şehirde yaşayıp mecburen yalnız yaşayandır ki o da yalnız yaşamaz genelde ev arkadaşı olur. Ve max 5 yıl yaşar diye düşünüyorum evlenir veya evlenmez ailesinin yanına döner. İnsan yalnız yaşayamaz, evet savım bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalışma hayatı ya da benim durumum gibi ekstrem durumlarda yalnız yaşamak zorunda kalabiliyor insan :D

      Sil
  17. Yalnız yaşamak derken ev içinde tek olmak mı aileyle olmamak mı kastedildiğini inan anlayamadım. Bana insanın evde tek başına yaşaması eğer öğrenci olup stüdyo da oturmuyorsan çok zor geliyor. Yani yabancılar için bu durum evlilik yaşının daha geç olmasından kaynaklı, Türkler’e şuan bunu uygun göremiyorum. Ha 10-20 yıl sonra bizde bu duruma adayız ama evlilikten kaynaklandığını düşünüyorum ben. Ailesiyle aynı şehirde oturup ayrı yaşayan kaç kişi vardır ki? Öğrenciliği ayrı tutuyorum olan olsa olsa farklı şehirde yaşayıp mecburen yalnız yaşayandır ki o da yalnız yaşamaz genelde ev arkadaşı olur. Ve max 5 yıl yaşar diye düşünüyorum evlenir veya evlenmez ailesinin yanına döner. İnsan yalnız yaşayamaz, evet savım bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalışma hayatı ya da benim durumum gibi ekstrem durumlarda yalnız yaşamak zorunda kalabiliyor insan :D

      Sil
  18. Bu açıdan bakıldığında doğru. Ama ailenle birlikte yaşadığında ve onların senin ailen olup iyiliğini düşünüyor olması vasfıyla yaptıkları kısıtlamalar, her türlü şeye karışma yeteri kadar hayatın hakkında söz sahibi olamamak ve bazı şeyler konusunda baskı altında kalmak gibi sorunlarla insanlar yalnız yaşamayı tercih edebiliyor. Bende ailemle yaşıyorum ve yanlış anlaşılma olmasın onlara fazlasıyla düşkün ve gün içinde defalarca arayan biriyim. Buna rağmen yine de birlikte yaşama fikri bana bir noktada kötü geliyor. Çünkü bir zaman sonra özellikle üniversite gibi bir takım şeylerle ayrı kalıp tek yaşamayı deneyimlediysen döndükten sonra birilerinin sana söz geçirmeye çalışması fazla geliyor. Bu Türk aile yapısı tabi kaç yaşına gelirsen gel ailen her zaman aynı davranacaktır. Ama bir şey var ki sen bir birey oluyorsun ve hayata bir bakış açın var ve kendince edindiğin alışkanlıklarında evde kural üstüne kuralla kısıtlanmaktansa yalnız yaşasam da kafam rahat olsa diyorsun. Evde kendime ait bir yaşam alanı bile edinemeyip kitap okuyabilecek bir köşe bile bulamıyorsam sonrasında kendime ait ev fikrine tabi ki sıcak bakıyorum. Yalnızlaşmak olarak değilde kendime ait olan düzende ve yaşam kalitem bakımından bunun daha iyi olabileceği de bir gerçek bence. Bilemiyorum en azından kendin hakkında ki gün içinde bile ne yapacağına karar vermen açısından bile en iyisi bu ya da ne diyim büyümüş yetişkin olabilmiş gibi hissetmek için yoksa her daim annenin küçük kızısın. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygı duyuyorum. şartlar farklı olduğu için empati yapamıyorum ama Allah gönlüne göre versin ^^

      Sil
  19. Ben lisede ailemden ayrı okudum. Yola çıkarken ayrı ağlardım, uzaktayken ayrı... Sonra üniversiteyi kazanınca yine ayrı yaşamak zorunda kaldım; ama lise gibi devam zorunluluğu olmadığı için sınav zamanları dışında evdeydim:) Bu sürelerde hep başkalarıyla yurtta vs. kaldığım için artık yalnızlık benim için büyük bir lütuf. 1 yıldır evimde yalnız yaşıyorum, benden mutlusu yok. Ama senin ne demek istediğini de çok iyi anlıyorum. Bir an önce buradaki işlerin bitse de eve kaçsam diye gün sayıyorum hep. Başka arkadaşlarım her tatilde bir yerlere gidip gezmiş olsa da, benim üni. hayatım vakit buldukça eve kaçmakla geçti:D Farklı bir konuya girmiş olacağım ama kesinlikle lisede aileden uzakta kalmaya karşıyım, özellikle kız çocukları için. Ben zorla kaldım ve her saniyesi pişmanım. O dönemde aileme de anlatamadım durumumu, ama şimdi onlarda bende ne kadar derin yaralar açıldığının farkındalar. Bunu da içeren bir postunuz olda güzel olurdu aslında, bilinçlendirme amaçlı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası bu konu hakkında ne diyeceğimi bilemiyorum. Bana kattığı şey de çok, götürdükleri de çok.

      Sil
  20. Ben lisede ailemden ayrı okudum. Yola çıkarken ayrı ağlardım, uzaktayken ayrı... Sonra üniversiteyi kazanınca yine ayrı yaşamak zorunda kaldım; ama lise gibi devam zorunluluğu olmadığı için sınav zamanları dışında evdeydim:) Bu sürelerde hep başkalarıyla yurtta vs. kaldığım için artık yalnızlık benim için büyük bir lütuf. 1 yıldır evimde yalnız yaşıyorum, benden mutlusu yok. Ama senin ne demek istediğini de çok iyi anlıyorum. Bir an önce buradaki işlerin bitse de eve kaçsam diye gün sayıyorum hep. Başka arkadaşlarım her tatilde bir yerlere gidip gezmiş olsa da, benim üni. hayatım vakit buldukça eve kaçmakla geçti:D Farklı bir konuya girmiş olacağım ama kesinlikle lisede aileden uzakta kalmaya karşıyım, özellikle kız çocukları için. Ben zorla kaldım ve her saniyesi pişmanım. O dönemde aileme de anlatamadım durumumu, ama şimdi onlarda bende ne kadar derin yaralar açıldığının farkındalar. Bunu da içeren bir postunuz olda güzel olurdu aslında, bilinçlendirme amaçlı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası bu konu hakkında ne diyeceğimi bilemiyorum. Bana kattığı şey de çok, götürdükleri de çok.

      Sil
  21. Maddi varlıklar arasında bu hayatta bize en çok anamız, babamız, dedemiz, ninemiz, atalarımız dayanaktır. Onların varlığı eve bereket getirir, bizlere huzur verir, teselli olur, bizi avutur. Onlar bizi kanatları altında toplar, müthiş bir sinerji oluşur. Evin bi büyüğü bu hayattan göçüp gittimi, birliğin bu gücüde yitip gider. Geleceğin ataları olarak bu anlamda hayatın bu akışına katılmamız lazim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel yazmışsın, üstüne diyecek sözüm yok.

      Sil